İç hukuk yolları tıkalı, doğrudan AİHM'e gidilebilir mi? Nasıl?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Ekim 5 2016
Türkiye’de özellikle OHAL süreciyle birlikte mağduriyet yaşayan binlerce insanın haklarını nasıl arayacağına ilişkin arayışlar çoğaldı. Hukukçular, başta KHK ile mesleğinden ihraç edilen memurlar olmak üzere on binlerce mağdur için yol haritaları hazırlıyor. Hukuksuzca ve herhangi bir delil olmaksızın gözaltına alınan, tutuklanan, işinden olan, mal varlığı gaspedilen insanlar haklarını nasıl ve nerede arayacağını bilemiyor. Türkiye’de şu anda bağımsız ve tarafsız bir yargı düzeni olmadığı, dolayısıyla iç hukuk yollarının tıkalı olduğu, bu nedenle de doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru yapılabileceği yönünde görüş beyan eden hukukçuların sayısı artıyor. Onlardan biri Avukat Gazi Kozanoğlu.



MAĞDURLARA YOL HARİTASI

Mağdurlar için bir yol haritası hazırlayan Kozanoğlu’na göre mağdurların doğrudan AİHM’e başvurmalarının önü açık. İleride telafisi mümkün olmayan zararlar veya tamamen hak kaybı gibi durumlarla karşılaşılmaması için belli bir zamanlama içerisinde hareket edilmesi gerektiği fikrinde. Kozanoğlu, görüşünü şöyle temellendiriyor: “Şu anda Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ilgili maddeleri açıkça ihlal edilmekte. AİHS’nin ‘İstisnalar' kısmında, ‘İdarenin makul sürede yargılama yapamayacağı ya da adaleti ve eşitliği kaybetme şüphesinde bile iç hukuk yollarının tüketilmesi beklenmeden AiHM başvurulabilir’ deniyor.” 
“İNSANLAR HÜR DEĞİL, TÜRKİYE’DE HAK ARANAMAZ”

Avukat Kozanoğlu, neden iç hukuk yollarını tüketmeye gerek olmadığını izah ederken, “Görevini yapmaya çalışan hakim ve savcılar, meslek kanunlarına aykırı bir şekilde açığa alındı, ihraç edildi ve bazıları tutuklandı. Mesleğini yapan avukatlar bile, ‘Siz bunları niçin savunuyorsunuz’ dercesine tutuklandılar. Bağımsız ve tarafsız bir yargı yok. Anayasa askıda. Savunma hakkı söz konusu değil. Avukat bulunamıyor. Haklı olarak bir çok avukat, davaları üstlenmekten korkuyor. Zulüm milyonlara ulaşmış.” ifadelerini kullanıyor. 

“Peki böyle bir durumda, haksızlığa uğrayan insanlar ne yapmalıdır?” sorusunu yönelten Kozanoğlu, bir hukukçu olarak şu değerlendirmeleri yapıyor: “Yasal haklarını kullanması engellenen, esaret altındaki bir adalet sistemine maruz kalan, dolayısıyla hür bir yargıda hakkını arama imkanı ortadan kalkmış hiç kimseden yasal sürelere riayet etmesi beklenemez. Bu, evrensel hukuka ve adalet anlayışına aykırıdır. İnsanların ancak özgürlüğüne sahip olması şartıyla ‘ihmal sonucu’ yasal sürüleri ihlal etmesi s

Bu haberler de ilginizi çekebilir