İç pusula ve yön

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Ağustos 21 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Cuma Karaman, yeni köşe yazısını "İç pusula ve yön" başlığı ile kalme aldı.
Bazen bir sabah uyanırsın ve kendine şu soruyu sorarsın:
“Ben nereye gidiyorum?”
Daha doğrusu: “Ben, hâlâ kendim miyim?”
"Bu hayat nehri nereye akıyor? 
Neden buraya gönderildim, nereye gidiyorum?" 
Modern insanın en büyük sorunu yönünü kaybetmesidir. Görevlerini biliyor ama neden yaptığını bilmiyor. Hedefleri var ama yönü yok. Herkes bir yerlere koşuyor, herkes bir şeyler için çabalıyor… Ama çok az insan gerçekten nereye gittiğinin farkında.
Çünkü yön, dıştan verilmez.
Yön, içten bulunur.
Ve içiyle bağı kopan insan, dış dünyanın karmaşasında kaybolur.
Bugün çoğunluk bir ekranda, bir cihazda, bir görevde, bir kalabalıkta bir toplantıda sürüklenip duruyor. Hep meşgul ama hiç derin değil. Hep bilgi dolu ama yönsüzüz. Çünkü iç pusula susturulmuş durumda. Kalabalıkların sesi, iç sesimizi bastırıyor. İlgilerimiz bizi dağıtıyor, ilgilendiğimiz şeyler artık bize ait değil.
Yönünü kaybetmiş insan, kendine ait olmayan bir hayatı yaşar. Başkalarının beklentileriyle, sistemin hızına ayak uydurmakla, çevrenin ne dediğine göre hareket etmekle… Sonra bir gün durur. Durduğunda her şeyin anlamsızlığını fark eder. Geriye dönüp bakar ama nereye gittiğini bile hatırlamaz.
Çünkü yön, ne yaptığınla değil, neden yaptığınla ilgilidir.
Yön, neye sahip olduğunla değil, neyi aradığınla ilgilidir.
Yönünü kaybettiğin zaman, en önce kendini kaybedersin. Ve ne kadar çok şey kazanırsan kazan, içinden bir eksiklik hissi çıkmaz. Çünkü insan, yalnızca sahip olduklarıyla değil, bağlı olduklarıyla yaşar.
Pusulası olmayan insan, doğruyu yanlışla karıştırır. Zor olanla yanlış olan arasındaki farkı göremez. Başarı ile savrulma arasındaki çizgiyi fark etmeden hızla ilerler. Gözleri açık, kalbi kapalı yaşar.
Bu çağ, hız çağı. Ama yönsüz hız felaketti

Bu haberler de ilginizi çekebilir