İhlasla dimdik duranı Allah yalnız bırakmaz

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Şubat 24 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Abdullah Aymaz, bugünkü köşe yazısında 'ihlas'ı ele aldı.
         Daha önceki yazılarımızda, İhlasın dokuz özelliğinden yedi tanesini yazmıştık. Son ikisini de ele alalım:

         “En yüksek bir haslet, (İHLAS’tır.)  On sekiz veya yirmi sekiz bin âlemin fihristesi olan insanda pek çok güzel hasletler bulunmaktadır. İhlas ise en yüksek bir haslettir. Haslet üzerine nurdan bir tâc-ı zerrindir. O tacı gören yüce gönüller onlara sevgi gösterir, sözlerine itibar ederler.

         “En sâfî bir ubudiyet İHLÂS’tır.” İmam Gazzali Hazretlerinin dediği gibi, fışkı ve kan arasından çıkan hâlis süte, ne kan ne de fışkı bulaşmadığı gibi ihlasla yapılan amellere de dünyevî, ne uhrevî, ne maddî ve ne de mânevî bir menfaat ve beklenti bulaşmaz, saf sâfî ve dupdurudurlar.

         Dokuz mitralyözle teçhiz edilip Donanmaya katılmış bir harp gemisi gibi veya dokuz burçla donatılmış bir muhteşem kale gibi olan İHLÂS  hakikatını bu ulu özelliklerle Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin anlatmasının esas sebebi aşağıdaki paragrafta izâh ediliyor:

         “Madem ihlasta zikredilen hâssalar gibi  ÇOK  NURLAR  ve  ÇOK  KUVVETLER var. Ve madem bu müdhiş zamanda ve dehşetli düşmanlar mukabilinde ve şiddetli tazyikat  karşısında ve savletli bid’atlar, dalâletler içerisinde bizler gayet az ve zayıf ve fakir ve kuvvetsiz olduğumuz halde, gayet ağır ve büyük ve umumî ve kudsî bir vazife-i imâniye ve hizmet-i Kur’âniye omuzumuza ihsan-ı İlâhî tarafından konulmuş. Elbette herkesten ziyade bütün kuvvetimizle ihlası kazanmaya mecbur ve mükellefiz ve ihlasın sırrını kendimizde yerleştirmek için gayret derecede muhtacız. Yoksa hem şimdiye kadar kazandığımız hizmet-i kudsiye kısmen zâyî olur, devam etmez, hem şiddetli mesul oluruz. ‘Âyetlerimizi az bir fiyatla, yani fani ve değersiz dünya  menfaatı karşılığında satmayın.’  (2/41)  â

Bu haberler de ilginizi çekebilir