'İki müdür döneminde görev yaptım, birinde suçluyum, diğerinde suçsuzum'


İzmir'de önleme dinlemesi yapan emniyet mensuplarına yönelik gazete kupürü delil kabul edilerek yapılan ikinci operasyonla ilgili davaya devam edildi. İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tamamı tutuksuz yargılanan 26 emniyet mensubundan 11'i ile avukatlar hazır bulundu. Duruşmaya, yargılanan polislerin savunmalarıyla devam edildi.

Emniyet Amiri Tarkan Kolik, kendileriyle ilgili dava sürecinin Star gazetesinde 69 dinleme bilgisinin yayımlanmasıyla başladığını hatırlattı. Hem kendisiyle birlikte yargılanan eski İstihbarat Şube Müdürü Ramazan Karakayalı hem de hakkında hiçbir suçlama yapılmayan mevcut İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen'le birlikte görev yaptığını ifade eden Kolik, "Birlikte görev yaptığı her iki müdür dönemindeki 69 dinleme, bunları yayımlayan gazeteye göre usulsüzdü. Nasıl olduysa Kudret Dikmen dönemindeki evrakların tamamından haklı çıkarıldım, Ramazan Karakayalı dönemindekilerden haksız çıkarıldım. Yapılanın birbirinden hiçbir farkı yok, ikisinde de suçsuzuz ama insanları şunu bunu dinledi göstererek, 'Ateşe attık, nasıl çıkarsanız çıkın' diye gönderildi. Ben de suçsuzum, Kudret ve Ramazan müdürüm de suçsuz. Bu, her iki müdür dönemindeki belgeler mahkemeye getirilip incelendiğinde ortaya çıkacaktır." dedi. Mahkemenin de fotokopi belgeler sebebiyle iade ettiği halde üst mahkemece kabul edilen iddianamedeki fotokopinin fotokopisi belgelerle yargılandıklarını, bu evrakların aslının gelmesinin şart olduğunu kaydeden Kolik, suçsuz yere yargılandıklarını, bunun da bir cezalandırma olduğunu belirterek, bunun sona erdirilmesini talep etti. IMEI üzerinden telefon dinleme suç olmadığı gibi suçluyla mücadelede istihbaratın önünün açık olduğu bilgisini veren Kolik, adli ve önleme dinlemelerinin karıştırıldığını anlattı. Ses kayıtları ve log kayıtlarının mahkemeye getirilmesi gerektiğini ancak kendilerini temize çıkaracak log kayıtlarının silindiği şeklinde mahkemeye cevap geldiğini de ifade eden Kolik, "Ses dosyası yok. Sadece iddia var, iddianın altında delil yok. Kendi kendini çürüten bir iddianame var. Savcı iddianameye, TibNOT diye bir sistem kullandığımızı yazmış ama böyle bir sistem İstihbarat Şube'de hiç kullanılmadı. Şehven yazılmış dese, tekrar tekrar yazmış. TibNOT diyorsan verisini koy, sadece adını koymuş. Bir insanı suçlu addediyorsunuz iddianameye adını bile doğru yazmıyorsunuz, Tarkan yerine Hakan Kolik yazmış." dedi. İstihbaratın önemine de değinen Kolik, "İstihbaratı bitirirseniz IŞİD'ler, savcımızın şehit edildiği olaylar olur. Bonzailer, uyuşturucular, bombalar gelir." diyerek beraatini talep etti.

'SAVCININ HUKUK DİPLOMASI OLUP OLMADIĞI ARAŞTIRILSIN'

Mahkemeden, soruşturmayı yürüterek iddianame hazırlayan Savcı Okan Bato'nun akıl sağlığının yerinde olup olmadığı ve hukuk fakültesinden diploma alıp almağının incelenmesini talep eden Av. Ali Aksoy ise, "Milletten aldığı maaşın helal edilmesi adına, savcılık makamının izzeti ve onuru adına, bir tane evrakın aslını görmeden bu yapıldıysa, bütün istihbaratçılara iftira atıldığı için bu şahıslarının diplomasının sorulması lazım. Akıl sağlının yerinde olup olmadığı incelenmesi lazım. Bu insanlar sadece yargılanmıyor, sürgün üstüne sürgün yediler. Yetmedi, kurumları değiştirildi. IŞİD uzmanı olarak çalışırken Karayolları'nın kulübesinde telefona bakıyorlar. Bu insanları görevden alanlar, Ankara'daki cinayetlerden sorumludur. Yayılan her uyuşturucudan sorumludurlar." dedi. Yapılanın kumpas olduğunu da belirten Av. Aksoy, "Fotokopilerle mahkemeyi yanılttılar. Haydi diyelim İzmir, İstanbul usulsüz dinleme yaptı. Tüm Türkiye mi usulsüz dinleme yaptı? Kim yutar bunu?" dedi.

'SAVCILARIN KANUNLARIN EMRİNİ YERİNE GETİRMESİ LAZIM'

İzmir İstihbarat Şubesi'nden Star gazetesine istihbarat evraklarının verilmesinin açık şekilde suç olduğunu söyleyen Av. Aksoy, "Bu suçla ilgili bir tane işlem yapan delikanlı var mı? Savcılarımızın milletten aldıkları maaşı hakedip kanunların emrini yerine getirmesi lazım." dedi. İstihbaratçılara kumpas kurulurken bunu yapanların çok büyük hatalar yaptığını da vurgulayan Aksoy, sızdırılan 69 evraktan altında halen İstihbarat Şube'de görev yapan kişilerin imzası bulunan 38'inin bir anda pırıl pırıl hale getirildiğini, 31'inin de suçlamaya konu yapıldığını, bunlar ispat edilmeden yargılamanın devam etmesinin anlamı olmadığına dile getirdi.

Duruşmaya saat 14.00'e kadar ara verildi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

İzmir'de 2014 Ağustos ayında Star gazetesinin kupürü delil kabul edilerek yapılan kupür operasyonunda, mahkemenin, "Değil somut delil, olgu dahi yok" kararıyla serbest bırakılan 17 ismin de aralarında olduğu 26 polise, 2015 Ocak ayında ikinci operasyon düzenlenmişti. Gözaltına alınan 24 kişiden 10'u savcılıkta, 12'si mahkeme tarafından serbest bırakılmıştı. Emniyet müdürleri Memduh Tosun ve İstihbarat eski Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın tutuklanmış, avukatlarının üst mahkemeye yaptığı itiraz sonucu serbest bırakılmışlardı. Soruşturmayı yürüten Savcı Okan Bato, polislerle ilgili 2 bin 24 yıla kadir hapis cezaları isteyerek iddianame hazırlamış, ilk davanın fotokopi belgelerle yapıldığına dikkat çeken İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi de, ikinci iddianamenin kabulü için belge asıllarının tamamının temin edilip dosyaya eklenmesi zorunluluğuna dikkat çekmişti. Mahkemenin iade ettiği iddianame bir üst mahkeme tarafından kabul edilmişti. CİHAN
<< Önceki Haber 'İki müdür döneminde görev yaptım, birinde suçluyum,... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER