İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden sert tepki

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Osman Kavala'nın tutuklanmasıyla ilgili "Rezalet derhal sonlandırılmalı" diye çağrı yaptı.

SHABER3.COM

 HRW Genel Direktörü Kenneth Roth, “Kavala'nın uyduruk suçlamalardan beraatinin hemen ardından, hiç vakit kaybetmeksizin başka bir uyduruk soruşturmadan tutuklanması, Türkiye’nin ceza yargılamaları sisteminin, siyasi olarak manipüle edildiğini, soruşturmaların ve tutuklama kararlarının Cumhurbaşkanı’nın keyfine göre verildiğini gösteriyor” dedi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch/HRW) Osman Kavala’nın Gezi davasından tahliye edildiği gün, hakkında ayrılmış bir başka dosyadan tutuklama kararı verilmesini, mahkemelerin siyasi amaçlarla kullanıldığının göstergesi olduğu şeklinde yorumladı.
 
Örgütün açıklamasında, İstanbul’daki bir mahkemenin, önde gelen sivil toplum lideri Osman Kavala hakkında 19 Şubat 2020 tarihinde verdiği tutuklama kararının, Türkiye hükümetinin muhalif olarak algılanan kişileri hedef almak için yargı sistemini hangi ölçüde kullandığını gösterdiği belirtildi. HRW Genel Direktörü Kenneth Roth, “Kavala’nın Gezi Parkı protestolarıyla ilgili uyduruk suçlamalardan beraat etmesinin hemen ardından, hiç vakit kaybetmeksizin başka bir uyduruk soruşturma kapsamında yeniden tutuklanması, Türkiye’nin ceza yargılamaları sisteminin, siyasi olarak manipüle edildiğini, savcılık soruşturmalarının ve tutuklama kararlarının Cumhurbaşkanı’nın keyfine göre verildiğini gösteriyor” dedi. Roth “Kavala zaten 28 aydır hukuksuz olarak hapiste tutuluyordu. Kavala’nın tutukluluğunun uzatılması, derhal sonlandırılması gereken bir rezalettir” ifadesini kullandı.

Örgütün açıklamasında şöyle denildi:

‘İDDİANAME ÇILGIN KOMPLO TEORİLERİYLE DOLU’

“Kavala, sanat yoluyla insan hakları savunuculuğu yapan Anadolu Kültür A.Ş. isimli bir sivil toplum kuruluşunun kurucusu ve Türkiye’nin önemli sivil toplum liderlerinden biri. Gezi davası, Kavala’nın, tüm Türkiye’ye yayılan 2013 Gezi protestolarını finanse etmek ve örgütlemek amacıyla bir araya gelmiş küçük bir grup insanın lideri olduğu yönündeki saçma ve mesnetsiz bir suçlamaya dayanan 657 sayfalık bir iddianame etrafında dönüyor. Suçlanan 16 kişi arasında sanat, eğitim ve barışçıl sivil aktivizm alanlarında çalışan insanlar var.

İddianame büyük ölçüde tutarsız, çılgın komplo teorileriyle dolu ve Kavala tarafından ‘fantastik bir kurgu’ olarak tanımlanıyor. Sunulan deliller, başka zamanlarda, başka ülkelerde gerçekleşmiş protesto eylemlerine ilişkin muğlak anlatılardan, yayınlanmış kitaplardan yapılmış alıntılardan, milyarder yardımsever işinsanı George Soros ile ilgili iddialardan, sanıkların telefon görüşmelerinin gelişi güzel yapılmış dinleme kayıtlarından ve sanıkların faaliyetleri ile ilgili spekülatif iddialardan ibaret.”

AİHM KARARI HATIRLATILDI

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 10 Aralık 2010 tarihli kararında da belirttiği gibi, delil diye sunulan şeylerin hiçbiri, Kavala’nın hükümeti devirmeye veya görevlerini yapmasına engel olmaya teşebbüs eden bir komploya karışmış olduğu suçlamasını inandırıcı bir şekilde destekleyebilecek nitelikte değil.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hem Gezi eylemleriyle hem de 15 Temmuz darbe girişimiyle ile ilgili olarak, Kavala’nın suç sayılabilecek herhangi bir faaliyete karışmış olduğuna ilişkin makul bir şüphe bulunmadığına ve Kavala’nın 2017 Kasım’ından bu yana keyfi olarak tutuklu bulunduğuna karar verdi. Mahkeme, Kavala’nın tutukluluğunun, kötü niyetle ve hukuk dışı amaçlarla yürütüldüğüne ve uzatıldığına, bunun da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ihlali anlamına geldiğine ve Kavala’nın derhal serbest bırakılması gerektiğine karar verdi.

Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, hukuki tutuklama gerekçelerini sıralayan 5/1 (c); tutuklama kararlarının hukukiliğinin hızla değerlendirilmesini teminat altına alan 5/4; ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki hakların, bu durumda özgürlük hakkının, art niyetle kısıtlanmasını yasaklayan 18. maddelerinin ihlal edildiğine karar verdi. Kavala’nın derhal serbest bırakılmasına da karar veren Mahkeme, “bu davada, başvurucunun tutukluluğunun herhangi bir şekilde devam ettirilmesi, 5/1 ve 18. Madde ihlallerinin uzatılması anlamına gelecektir,” dedi.

Kavala polis tarafından ilk olarak, Suriyeli mültecilerle ilgili destekçisi olduğu bir proje için Goethe Enstitüsü’nün temsilcileriyle birlikte Gaziantep’e yaptığı bir ziyaretten dönerken, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda, 18 Ekim 2017 günü gözaltına alınmıştı.

Kavala, Gezi Parkı eylemlerini organize ettiği ve askeri darbe girişimine katılmış olduğu yönünde kuşkular bulunduğu iddiasıyla, bir mahkeme tarafından, 1 Kasım 2017 günü tutuklanmıştı. Kavala ve diğer 15 Kişi hakkındaki iddianame 2019 Mart’ında hazırlanmış ve yargılama 24 Haziran günü başlamıştı.” 
<< Önceki Haber İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden sert tepki Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER