İmamoğlu'ndan 'Boğaz' açıklaması: Bunu yapan aynı kişiler

İstanbul Boğazı'nın yetki alanı olarak İBB'den alınacağı yönündeki iddialarla ilgili açıklamalarda bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu adımı atanlar ile İstanbul'da 31 Mart seçimini tekrarlatanların aynı kişiler olduğu iddia etti.

SHABER3.COM

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB’nin bazı yetkilerin elinden alınacağı yönünde basında çıkan haberler üzerine, “Sayın Cumhurbaşkanının önüne bunları koyanların, 31 Mart’ta seçimi iptal ettirenlerle aynı kişiler olduğunu düşünüyorum. Başka kişiler değil, aynı kişiler. O gün, demokrasiye darbe vuranlarla aynı kişiler olduğunu düşünüyorum. İstanbul aleyhine, Türkiye demokrasisinin aleyhine hangi husus olursa olsun, İstanbul halkı adına, tüm hukuki haklarımızı, en uç noktasına kadar savunacağımızı, koruyacağımızı, hakkımızı arayacağımızı, bu manada da yineliyorum” dedi.

BUGÜN GELİNEN NOKTADA, BASIN ÜZERİNDEN HABERDAR OLUYORUZ

İmamoğlu daha sonra gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, İBB’nin elinden bazı yetkilerin alınacağı konuşuluyor. Boğaziçi Kurulu’nun oluşturulması ve yetkilerin tamamen bu kurulda ve ayrıca adı açıklanmayan bazı ilçe belediyelerde olacağına dair bir izlenim var. Siz İBB olarak bu taslak konusunda bilgilendirildiniz mi ve hukuki haklarınızı arayacağınızı demiştiniz ve bir girişiminiz oldu mu?” sorusuna İmamoğlu şu yanıtı verdi:

“Hiçbir somut kaynak üzerinden bu yorumları yapmıyoruz; ama elbette basına düşmüş taslaklar var. Ne acı ki, maalesef süreçler böyle işliyor. Ama böyle işlememeli. Bizim randevu talebimiz ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın davetiyle, İstanbul’u konuşmak üzere Ankara’ya gittik. O buluşma Eylül’ün ilk haftasında oldu. Orada bize bazı taahhütlerde bulunuldu. Bizim de talebimizle bir komisyon kurulması ve büyükşehir belediye başkanlarının içinden, hatta ilçe belediyelerinden de katkı sunacak arkadaşların katılımıyla kanun taslağının içinde olmamız konusunda bizim önerimize olumlu karşılık verdi Sayın Cumhurbaşkanı. Orada isimler açıklandı. O isimlerin içerisinde ben de vardım. Örneğin, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) içinden Sayın Yılmaz Büyükerşen, Sayın Mansur Yavaş vardı. Cumhurbaşkanı’nın kendisi 6 bakanı tarif etti. İki ay geçti ve o buluşmanın simgesiymiş gibi Whatsapp grubundan bahsedildi. Bu grup bir ay sonra kuruldu. Biz hala davet bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın başkanlık edeceği bir heyetin olacağı söylenmişti. Bu kadar net tarifler yapıldı. İki ay geçti ama biz hala bir davet almadık. Biz bu zamana kadar, ortak masada çokça mutfak çalışması yapmış olmalıydık. İçinde yerel yönetimlerin olduğu, makul bir taslağı kamuoyu ile paylaşırken bizim haberdar olduğumuz bu yapıda, eleştirdiğimiz veya önerdiğimiz taraflarıyla ortaya sağlıklı bir sonuç çıkabilirdi. Ama bugün gelinen noktada, basın üzerinden haberdar oluyoruz. Boğazın yetkisini almak, nedir yani!? Başka şeyler de duyuyoruz; birilerinin atanma yetkisi vs. gibi. Bunları duymak üzüyor beni.”

“SEN SANA NE SANIRSAN BAŞKASINA DA ONU SAN”

“Bu gelişme ile ilgili bir sürü soru sorarsınız” diyen İmamoğlu, şöyle devam etti:

“Bir, ‘17 yıldır hükümetsiniz, bugüne kadar neredeydiniz?’ derler. İkincisi ve daha önemlisi; bu süreçleri bu şekilde hazırlayanlar Türkiye’nin anayasasına aykırı hareket ediyorlar. Yerel demokrasinin, demokrasi ruhunun tam zıttı bir şekilde kararlar alınması ile ilgili hazırlık yapıyorlar demektir. Bu gerçekten çok acı ve kötüdür. Ben, Sayın Cumhurbaşkanı’nın önüne bunları koyanların, 31 Mart’ta seçimi iptal ettirenlerle aynı kişiler olduğunu düşünüyorum. Başka kişiler değil, aynı kişiler. O gün, demokrasiye darbe vuranlarla aynı kişiler olduğunu düşünüyorum. İstanbul aleyhine, Türkiye demokrasisinin aleyhine, hangi husus olursa olsun elbette İstanbul halkı adına, tüm hukuki haklarımızı en uç noktasına kadar savunacağımızı, koruyacağımızı, hakkımızı arayacağımızı, bu manada da yineliyorum. Sayın Cumhurbaşkanının önüne o hazırlığı koyanlara dün, Yunus Emre’nin “Sen sana ne sanırsan, başkasına da onu san” sözünü hatırlatmıştım. Bugün de aynı sözü hatırlatıyorum.”

MAKAMLAR GEÇİCİ, ALINAN KARARLAR KALICIDIR

“Bu süreçle ilgili alınacak kararlarda makam, kişi değişebilir; ama alınan kararlar kalıcı olmalı. Kişiye değil, demokrasiye hizmet etmeli. Ben bugün İBB Başkanıyım, ama yarın değil. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı, ama yarın değil. Herkesin ömrü fani, makamlar fani; ama kalıcı olan, alınan kararlardır, usullerdir. İstanbul, yerelden yönetiliyor ve yerelden yönetilmelidir. Bunun zıttı alınacak her karar, Türkiye demokrasisine çok büyük zarar verir.”

Başka bir gazetecinin de, “İstanbul Boğazı nezdinde, yönetimi ve kontrolüne dair değerlendirmeler çokça yapılıyor. Genel müdür ve genel sekreter atamaları da çok ön planda. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir” sorusuna İmamoğlu, “Duyuyoruz ama hoş şeyler değil bunlar. Bir fragman gibi. Duyması bile kulağı tırmalayan bir tavır” diye cevap verdi. İmamoğlu devamında şunları söyledi:

SEÇİLMİŞ BELEDİYE BAŞKANI VAR, CUMHURBAŞKANI DA TADINI ÇIKARMALI

“Duyuyoruz, ama hoş şeyler değil bunlar. Bir fragman gibi. Duyması bile kulağı tırmalayan bir tavır. Bakın burada İBB var. Bazı hususlarda belediyenin bazı alanlarını yok saymak -afette de tartışıldı- olmaz. İBB, İstanbul’un en önemli kamu gücüdür. Her şeyiyle. Yani boğazlar… Neyi dert ediyorsunuz boğazlarla ilgili? Düne kadar ne yoktu da bugün var. Zabıtanız mı var, kontrol mü edeceksiniz? Gölge bir belediye mi kuracaksınız? Tadını çıkarın. İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı var. Sayın Cumhurbaşkanı da tadını çıkarmalı. Keyfini çıkarmalı. Burada, seçilmiş bir belediye başkanı var. Sayın Cumhurbaşkanı’nın da bir İstanbul hemşerisi olarak hakkını sonuna kadar koruyacak, savunacak ahlaklı adil bir belediye başkanı var. Tadını çıkarsınlar. Milletimiz tadını çıkarıyor. “

BU MİLLETİN HAKKINI, HUKUKUNU KORUMANIN DIŞINDA NE OLABİLİR?

Bir gazetecinin araya girerek, “Sizin bu alanlarla ilgili bir tasarrufunuz, bir projeniz, hazırlığınız var mıydı?” diye sorması üzerine İmamoğlu, şunları söyledi:

“Boğaz’ı korumanın dışında ne tasarrufum olabilir? Boğaz’ı korumanın dışında, bugüne kadar yapılan yanlışları bertaraf etmenin dışında, yapılmışsa bir yanlış, bir eksik, kaçak-göçek, onların hakkında gereğini yapmanın dışında benim ne projem olabilir? Boğaz’ı korumak, Boğaz’da maraton yapmak, yüzme yapmak, koşu yapmak, güzelleştirmek gibi, simgelerini, tarihi iskelelerini korumak, geliştirmek, Boğaz’a bakın tarihi garları, simgeleriyle, bu milletin hakkı hukuku biçiminde korumanın dışında ne olabilir? Korumak, elbette ki, geliştirmek, topluma ait hale getirmek dışında bir felsefemiz, projemiz olmaz.”
<< Önceki Haber İmamoğlu'ndan 'Boğaz' açıklaması: Bunu yapan aynı kişiler Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER