İman, şefkat ve nefret ilişkisi

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazartesi, Ekim 17 2022
'Özellikle günümüz nesillerinin, peygamberane bir şefkate, peygamberane bir merhamete herkesten daha fazla ihtiyaçları vardır. '

PROF.DR.OSMAN ŞAHİN 


Fethullah Gülen Hocaefendi, Hücümat-ı Sitte’de ele alınan şöhret ve makam arzusu, rahat tutkusu, tamah, şehvet, korku, menfi milliyetçilik gibi şeytanın oyunları ve ayrıca haset, çekememezlik, kıskançlık, gıpta ve rekabet ve cemaat aidiyeti gibi negatif duygulardan kurtulabilmenin ancak güçlü bir iman ile mümkün olacağını ifade etmektedirler:

“Bütün bu negatif duygulardan kurtulmanın ve şeytanın oyunları karşısında nakavt olmamanın yolu ise güçlü imandır, Allah’a teslimiyettir ve kıvamın sağlam olmasıdır. Şayet imanı tam sindirebilmişseniz, Allah’ın izni ve inayetiyle hazmedilmesi en zor şeyleri bile hazmedebilirsiniz. Hz. Üstad gibi, “Biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yoktur.” der bütün insanlığı kucaklarsınız. Kötülüğe kilitlenen insanlar karşısında bile sadece ıslah diler, her yerde barış ve huzurun hâkim olması adına gayret eder ve katiyen başkaları hakkında negatif düşüncelere girmezsiniz.” (Şeytanın Oyunları)  

İmanı tam anlamıyla sindirebilen insanlar muhabbet fedaileridir. Onlar imanlarındaki derinlik ölçüsünde bütün mahlukata karşı büyük bir muhabbet ve şefkat beslerler.  Hocaefendi’nin şu sözlerinde bu hakikat tam ifadesini bulur: “İnsanın imandan nasibi, mahlûkata muhabbeti ve şefkati ölçüsündedir. İman ile şefkat doğru orantılıdır, Allah’a gerçekten inananlardan nefret eden insanın, imandan nasibi o kadardır. Böylelerine ehl-i iman nazarıyla bakıyorsak şayet “Hüsn-ü zan, hüsn-i ibadett

Bu haberler de ilginizi çekebilir