IMF'ye borç vermemiş miydik?

Prof. Ersin Kalaycıoğlu, hükümet sözcülerinin 2011 yılından beri Uluslararası Para Fonu'na (IMF) borç verdiklerini söylediğine işaret ederek, "Ancak halkı sağlığı ile alakalı salgın ile mücadele için devletin paraya ihtiyacı olduğu anlaşılıyor. Çünkü yardım kampanyası başlatıldı." dedi.

SHABER3.COM

Toplum psikolojisi ve sosyal tercihlere yönelik araştırmalarla bilinen Prof. Ersin Kalaycıoğlu, Koronavirüs salgını ile mücadelede farklı seslerin dinlenmesi gerektiğini vurguladı. 

“İfade özgürlüğü ve eleştiri olmazsa söz konusu hataları düzeltemezsiniz." diyen Kalaycıoğlu, "Her yaptığınız işte bir hata payı vardır. Hata ile yaşayacağınız düşünerek hareket edersiniz. Hata yapıyor muyum diye öğrenmeniz için insanların konuşabiliyor olması gerekiyor.” dedi.

ZATEN VERGİ İLE YARDIM EDİYORDUK, NE OLDU BU VERGİLER?

Prof. Ersin Kalaycıoğlu, RS FM’de "Atilla Güner ile Akşam Postası" programında Türkiye'de Koronavirüs ile mücadele çalışmalarını değerlendirdi.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın halktan para toplamak için yardım kampanyası başlatmasına temas eden Kalaycıoğlu, "Devlete vergi vererek yardımda bulunabiliriz. Zaten verdik veriyoruz bu vergiler ne oldu? İnsanlar sosyal medyada 'vergiler ne oldu?' diye soruyorlar." dedi.

"Verginin nereye gittiğini bilemezseniz, onun hesabı düzgün verilmemişse böyle bir bağışın da nereye gideceğini bilemezsiniz." diyen Kalaycıoğlu, "1960 yılında askeri darbeden sonra yapılan bağış kampanyalarını biliyorum. O bağış kampanyalarında yüzüklerini verenler daha sonra 'subay eşlerinin parmaklarında bu yüzükleri gördük' diye konuştular.” ifadelerini kullandı.

SAYIŞTAY DENETİMİNDEN KAÇIRILAN HARCAMALAR

Sayıştay raporlarının senelerdir tartışıldığını belirten Kalaycıoğlu, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bir uzantısıdır Sayıştay. Bizim ödemiş olduğumuz vergilerin hesabını Meclis’e vermek için gerekli hukuki ve aynı zamanda iktisadi muhasebe hesaplarını gözden geçiren ve bunun raporunu veren temel kurumdur. Yargı kurumudur aynı zamanda. Ancak burada da cevap bekleyen pek çok konu var." dedi. 

Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu eleştirilere karşı polisiye tedbirlere müracaat edilmesinin otoriterliği pekiştireceğini söyledi.

Kalaycıoğlu vergilerin nereye harcandığının şeffaf bir şekilde halka anlatılmasının demokrasinin bir gereği olduğunu vurgulayarak, "Haberlerin şeffaflığı da çok önemli, çünkü güven tesis etmeniz gerekiyor. Tüm söylenenlere hiç kimse herhangi bir şekilde endişe duymaksızın, tereddüt etmeden kabul etmesi lazım. Öyle bir güven ortamı lazım. Güven ortamı yoksa bu kriz de yönetilemez." diye konuştu.

"IMF'YE BORÇ VERDİĞİMİZ SÖYLENİYORDU"

2011’den bu zaman kadar kadar doğru düzgün Sayıştay raporu olmadığına işaret eden Kalaycıoğlu, "Ortada vergilerin nereye gittiği belli değilken ve çelişen açıklamalar aynı anda olurken, 'Uluslararası Para Fonu'na (IMF) borç veriyoruz' gibi mesela.. Şimdi burada kendi halkın sağlık problemi ile karşı karşıya, fakat yardım edemeyecek gibi bir görüntü çıkıyor.” dedi.

Atilla Güner’in “Türk Tabipler Birliği’nin virüsle mücadeleyi belirleyen toplantılara davet edilmemesi örneğinde ifade özgürlüğünün de bu süreçte sekteye uğradığını düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine Kalaycıoğlu, “Bütün bunların ortaya çıkması tartışmayla mümkün. O da ifade özgürlüğüyle mümkün.  İfade özgürlüğü olmadığı zaman bu olmuyor, olduğu zaman da insanlar canları yandığı zaman biraz seslerini çıkaracaklar." cevabını verdi. 

"İNSANLAR SİZİ ELEŞTİRMEDEN YANLIŞ YAPTIĞINIZI ANLAYAMAZSINIZ"

"Anayasa Mahkemesi'nin çok kararı var bu konuda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) de var." diyen Kalaycıoğlu, “Bu kararlarda 'eleştirinin incitici olması suç değildir' deniliyor. Eleştiri olmazsa söz konusu hataları düzeltemezsiniz." dedi. 

Kalaycıoğlu şunları kaydetti: "Yanlış olduğunu da insanlar sizlere şikâyette bulununca anlayacaksınız. Diğer türlü yanlış olduğunu anlayamazsınız. Her yaptığınız işte bir hata payı vardır. Hata ile yaşayacağınız düşünerek hareket edersiniz. Hata yapıyor muyum? diye öğrenmeniz için insanların konuşabiliyor olması gerekiyor.”
 
<< Önceki Haber IMF'ye borç vermemiş miydik? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER