İran’da Reisi sonrası senaryolar neler?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Mayıs 21 2024
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le iki ülke arasındaki Aras Nehri’nde inşa edilen Kız Kalesi Barajı’nın açılış törenine katıldıktan sonra helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından gözler İran siyasetine çevrildi.
İbrahim Reisi’yle birlikte İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Doğu Azerbaycan Eyalet Valisi Malik Rahmeti ve Tebriz Cuma İmamı Ayetullah Ali Haşim’i de helikopterdeydi.

İran uzmanı akademisyen Hakkı Uygur, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin ölümünün İran’da dini ve askeri sertlik yanlısı siyasi çizginin hakimiyetini güçlendireceği görüşünde.

Hamaney’in açıklaması nasıl yorumlandı?

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Hakkı Uygur, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in helikopter kazasıyla ilgili ilk açıklamasına atıfta bulunarak, “Hamaney satır aralarında kaos olmayacak mesajıyla insanları en kötüye hazırladı” diyor.

Hakkı Uygur’a göre Hamaney’in önceliği ülke içinde protestolar ya da siyasi tartışmalar olmaması.

Emekli Büyükelçi Ümit Yardım ise, Temmuz ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte, İran’ın 1980’li yıllardan beri devlet deneyimine sahip olan mevcut rejiminde sarsıntı olmayacağı görüşünde.

Geçmişte Türkiye’nin Tahran Büyükelçisi olarak görev almış olan Yardım VOA Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, Reisi’nin ölümünün yanısıra Dışişleri Bakanı Abdullahiyan’ın ölümü nedeniyle İran’ın yakın gelecekte dış politikasında değişim ihtimalini değerlendirmek gerektiğini söyledi.

Yardım, “Abdullahiyan’ın Suriye ve İsrail politikalarında sertlik yanlısı radikal yaklaşım içinde olduğunu düşününce İran’da cumhurbaşkanının kim olacağıyla birlikte Dışişleri Bakanlığı’nı kimin yürüteceği de önemli olacaktır. Abdullahiyan, Devrim Muhafızları’nın dış politikadaki temsili olarak tanımlanıyordu” dedi.

İsrail ile ABD'ye karşı İran'ın gevşek militan gruplar ve vekil güçler ağı olan “direniş ekseninin” açık bir destekçisi olan Abdullahiyan’ın atanması, Reisi yönetiminin Batı'dan kopuşunun ve Ortadoğu bölgesine odaklanmasının bir parçası olarak görülüyordu.

Tahran'ın Irak'la ilişkilerine ve Devrim Muhafızları'nın İran'ın batı komşusundaki faaliyetlerine dahil olması, Abdullahiyan’ın Devrim Muhafızları'nın denizaşırı kolu olan Kudü

Bu haberler de ilginizi çekebilir