İrfan Sönmez: Teşkilatların kapatılması delege iradesini hiçe saymaktır

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Şubat 25 2016
Ülkücü camianın tanınmış isimlerinden Avukat İrfan Sönmez, Milliyetçi Hareket Partisi'nde (MHP) bazı illerdeki teşkilatların genel merkez tarafından kapatılması ile ilgili, "MHP, sadece 12 Eylül döneminde kapatılmıştır, ikinci defa da Sayın Devlet Bahçeli tarafından kapatılmaktadır. Bu, delege iradesini hiçe saymaktır." dedi.
Ülkücü camianın tanınmış isimlerinden Avukat İrfan Sönmez, Milliyetçi Hareket Partisi'nde (MHP) bazı illerdeki teşkilatların genel merkez tarafından kapatılması ile ilgili, "MHP, sadece 12 Eylül döneminde kapatılmıştır, ikinci defa da Sayın Devlet Bahçeli tarafından kapatılmaktadır. Bu, delege iradesini hiçe saymaktır." dedi.

MHP'de yaşanan kongre süreci ve bazı il teşkilatlarının genel merkez tarafından kapatılması ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Sönmez, şunları kaydetti: "Milliyetçilik ayaklarımın altında diyen bir parti milliyetçilerin oyunu alabilmekte, ben milliyetçiyim diyen bir parti milliyetçilerin oyunu alamamaktadır. Bu da MHP'nin ne kadar kötü yönetildiğini gösteren bir durumdur. Olağanüstü kongreler, tüzüklerde Siyasi Parti Kanunu'nda nasıl yapılacağı belli olan uygulamalardır. Eğer bir partide yönetimde bir zaaf varsa belli sayıda delegenin imzası ile olağanüstü kongreye gidilir. Demokrasilerde liderlere düşen, bu iradeye saygı duymaktır. Kendisine güvenen, icraatlarının doğruluğuna inanan, başında olduğu hareketin dışındaki yerlere hizmet etmediğine inanan kongrelerden korkmaz. Vatandaşın, delegenin karşısına çıkar, kendisini savunur, vatandaş kimi seçerse onu genel başkan yapar.

Türkiye'de siyasi partilerin çoğunda ciddi bir diktatörlük, lider cuntası var. Herkes partiyi kendi şirketi gibi görmekte, bütün hisseleri kendisine ait olan bir şirket gibi görmekte. Yeni bir yönetim ve lider talebini kendi mülküne karşı yapılmış bir taciz gibi mütaala etmektedir. Halbuki partiler milletin malıdır, liderlerin malı değildir. Eğer parti içinde bir lider demokrasiyi sağlayamamışsa Türkiye'ye demokrasiyi de getiremez. Türkiye'de siyasi parti liderlerinin iktidar olduktan sonra birer küçük diktatöre dönüşmesinin arkasında Siyasi Partiler Kanunu'nun onlara verdiği olağanüstü yetki vardır. Türkiye'de demokrasi isteyenlerin önce Siyasi Partiler Kanunu'nu değiştirmesi gerekir."

Kongrenin kaçınılmaz olduğunu ve geçmişte bu tür kongrelerle ilgili emsal kararlar olduğunu belirten Sönme

Bu haberler de ilginizi çekebilir