İstanbul Barosu, yıllık raporu: “Tutuklama tümüyle keyfi olarak kullanıldı”

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Eylül 1 2025
İstanbul Barosu, 2025-2026 adli yılının ilk günü nedeniyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Demokratik muhalefetin geçtiğimiz adli yılda yara aldığını söyleyen İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu, “Suça ilişkin bir önlem olan tutuklama kurumu, tümüyle keyfi olarak kullanılmış ve iktidarın emrindeki siyasi şüpheli tutuklamalar zirveye çıkmıştır. Masumiyet karinesi sistematik olarak ihlal edilmiştir.” dedi.

Basın açıklamasının ardından yönetim kurulu üyeleri, baro binasına “Savunmanın susturulmaya çalışıldığı, adaletin olmadığı adli yıl, kara yıl” pankart astı. 2024-2025 adli yılına eleştiri getirilen ve avukatların yaşadığı sorunlara yer verilen pankartta, “Geçinemiyoruz, itibarsızlaştırılıyoruz, sömürülüyoruz, engelleniyoruz, saldırıya uğruyoruz, hedef gösteriliyoruz, tacize uğruyoruz, tehdit ediliyoruz, gözaltına alınıyoruz, yargılanıyoruz, tutuklanıyoruz, öldürülüyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Adli tatil 31 Ağustos itibarıyla sona erdi. 2025-2026 yeni adli yılı İstanbul’da, Kartal ilçesindeki Anadolu Adalet Sarayı’nda gerçekleştirilen açılış programı ile başladı. İstanbul Barosu da 1 Eylül itibarıyla başlayan yeni adli yılın ilk gününde, ’adil yargılanma hakkı’ ve ‘adil yargılama yükümlülüğü’ konularında öneriler sundukları bir basın toplantısı düzenledi.

Baronun Beyoğlu’ndaki binasında gerçekleştirilen etkinlikte, İstanbul Baro Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu, İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Rukiye Leyla Süren ve İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Ergin yer aldı. Baro adına açıklamayı İbrahim Kaboğlu yaptı. “Ankara’dan sürekli ‘hukuk devleti’ söylemiyle, İstanbul’da ve Türkiye genelinde yaygınlaşan Anayasa ihlalleri arasındaki çelişkiye özellikle vurgu yapmak gerekir.” dedi.

Ardından şu ifadeleri kullandı:

    Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, doğru. Bu, Anayasamızda değişmez madde ile güvence altına alınmıştır. Ancak bunun yanısıra devletin birçok organı, yetkisini Anayasadan almayan devlet yetkisi kullanmak suretiyle sürekli yetki gaspına yönelerek aslında Anayasanın üstünlüğünü ihlal etmektedir. Anayasa Ankara tarafından görünüşte bir metin olarak kabul edilmektedir.
    Demokratik devlet kuralının ve demokratik toplumun nasıl ihlal edildiğini, özellikle seçilmişlerin sabahın erken saatlerinde evlerinden alınmak suretiyle, Anayasanın başta 19. maddesi ve ilgili maddelerinin aşamalı ve sistematik bir biçimde ihlal edilerek aslında gözaltı ger

Bu haberler de ilginizi çekebilir