İşte İslam dünyasının ihtiyacı olan şey....
⏱ Okuma Süresi 3 dk•Yayınlanma Perşembe, Temmuz 12 2018
Fethullah Gülen Hocaefendi 'İslam dünyası, isim-müsemma birliği içindeki tekke, mektep, medrese ve mabet gibi yerlerde, mahrûti bakışlı hakikat eri muallim rehberlerin Kitap ve Sünnet çerçevesinde ciddi bir adanmışlık ruhuyla yerine getirecekleri irşad ve rehabilitasyona muhtaçtır.' dedi...
Fethullah Gülen Hocaefendi, haftanın Bamteli sohbetinde şunları söyledi:
Bir gün geldi, bunlardan bazılarında kusurlar oldu. Dolayısıyla mesele, “medrese” şeklinde ele alındı; “Ulum-i diniye, burada tedris edilmeli!” dendi. O güne kadar, medresenin yanında aynı zamanda tekke, zâviye ve halvethanelerin fonksiyonu da edâ ediliyordu; bir gün geldi, medrese ile tekke ve zâviye de birbirinden ayrıldı. Bu müesseselere, “Bakın başınızın çaresine, bakın başınızın çaresine!” dendi; bunlar talak-ı selâse ile tatlîk edildi. Hatta Doğu Anadolu’da ifade edildiği gibi, talak-ı selâse ile de değil “üçten dokuza” boşandı. Tekvinî emirlerin mütalaaya alınması, Kur’an’ın satırlarında kainat kitabının okunması; ayların, güneşlerin, yıldızların, zemin yüzünün, otun, ağacın, haşerâtın, oksijenin, karbondioksitin, havanın, çağlayan suların, yağan yağmurun, tebahhuratın; bütün bunların doğru okunması da bir yönüyle mektebe emanet edildi.
Talak-ı selâse ile boşanma duygusu yavaş yavaş Hicrî beşinci asırda başladı. İstanbul fethedilince, bir yönüyle, güç ve kuvvetin de tesiriyle “Yahu böyle de oluyormuş!” filan denilerek yavaş yavaş uzaklaşma da başladı, bunlar birbirinden daha da uzaklaştı. Sonra, son iki ve üç asra gelince, birbirinden tam uzaklaştılar. Tekke ve zâviye, babadan miras gibi bazı kimselere miras kalmaya başladı; medrese, hocaların elinde, satırlara/paragraflara emanet edildi; mektepte, fünûn-i müsbete, sadece Batı filozoflarının düşüncelerine göre işlendi veya tâbir-i diğerle, Materyalizme, Natüralizme, Pozitivizme “Alın, bunlar size emanet!” falan dendi. Ayrıldı, birbirinden koptu. Böylece devr-i Risâletpenâhi’de içli-dışlı, bir hakikatin üç yüzünden ibaret olan o vâhid parçalanmış oldu. O, parçalandı; dolayısıyla Müslümanlar da kalacakları yerde kaldı ve onlar da paramparça oldular.
Bu itibarla, yeniden bir araya gelmenin yolu, “kalb ve ruh insanları ile içli-dışlı olm
Bu haberler de ilginizi çekebilir
En Çok Okunanlar
1.Başsavcılıktan Sadettin Saran'ın ikinci testi hakkında açıklama2.İHA krizinde bilinmeyen detaylar gün yüzüne çıkıyor!3.Karaca ve Baransu cephesinden Cemal Enginyurt'a çifte yalanlama4.Bizi karıştırmayın! Almanya 'teknik yetersizilk' gerekçesiyle kara kutuyu incelemeyi reddetti!5.Yerlikaya'dan saatler sonra açıklama: 3 polis şehit oldu, 6 IŞİD'li öldürüldü
6.Fatih Altaylı hakkında tahliye kararı7.Yargıtay'dan Narin Güran kararı!8.Yandaş basında 'yandaşlık' kavgası: Cem Küçük, Hande Fırat'ı 15 Temmuz'la hedef aldı9.İktidara tepkiler çığ gibi: 'Ülke terörist kampına dönüştü, iktidar muhaliflerin peşinde'10.Almanya kara kara düşünüyor: 120 bin kamyon/TIR şoförü açığı var!

ABDULLAH AYMAZ

ORHAN KESKİN

ARİF ASALIOĞLU

KADİR GÜRCAN

ŞERİF ALİ TEKALAN
ÇOK OKUNAN HABERLER

Başsavcılıktan Sadettin Saran'ın ikinci testi hakk...

İHA krizinde bilinmeyen detaylar gün yüzüne çıkıyo...

Karaca ve Baransu cephesinden Cemal Enginyurt'a çi...

Bizi karıştırmayın! Almanya 'teknik yetersizilk' g...

Yerlikaya'dan saatler sonra açıklama: 3 polis şehi...


