İznik Gölü'ndeki kirlilik Meclise taşındı


Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Türkiye'nin 5. büyük doğal gölü olan İznik Gölü'ndeki kirlilik, balık popülasyonu ve göl çevresindeki yaban hayvanlarının yaşamını tehdit eden unsurların belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması istedi.

İznik Gölü'nün batı-doğu yönlü olarak 32 kilometre uzandığını, ortalama 40 metre derinliğe sahip tatlı su kaynaklarıyla beslendiğine dikkat çeken Altaca Kayışoğlu, "İznik Gölü'yle ilgili yapılan araştırmalar gösteriyor ki, kirliliğin bir değil birden çok nedeni var. İznik Gölü aynı zamanda bir doğal sit alanı. Bir başka özelliği sulak alan olarak kabul edilmiş olması. Bütün bu özelliklerine baktığınızda çok özenli bir gözetimi hat ediyor. Ancak, bu noktada eksiklikler olduğunu, gelecekte Bursa ve çevresinin gerektiğinde su ihtiyacını karşılayacak İznik Gölü'nün mevcut durumu yeterince korunmadığını gösteriyor." dedi.

CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, yakın zamanda yapılan araştırmaların gösterdiği bulgular, önlem alınmaması durumunda İznik Gölü'ndeki ekosistemin 15-20 yıl içinde geri dönülemez noktaya geleceğini işaret etti. Göl kıyısında 60'a yakın yerleşim yeri olduğunu, burada yaşananların büyük bir çoğunluğunun sulu tarım ve zeytincilikle geçindiğine dikkat çeken Altaca Kayışoğlu, araştırma önergesi istemesine gerekçe olarak şu noktaları gösterdi: "İznik Gölü besleme havzasında 60'ın üzerinde yerleşim birimi bulunmaktadır. Bu yerleşim birimlerinde özellikle göl kıyısındaki yerleşmelerin geçimi sulu tarım, sebze meyve ve zeytinciliğe dayalıdır. Buna bağlı olarak yörede gübre ve zirai ilaç kullanımı fazlasıyla yaygındır. Yaklaşık 9000 hektar alan göl sularıyla sulanmaktadır. Yapımı devam eden sulama tesisleriyle bu alana 7000 hektar daha katılması söz konusudur. Göle yakın bütün tarla ve bahçeler istinasız ve kesintisiz olarak motopomplarla İznik Gölü'nden su çekerek sulanmaktadır. Bu nedenledir ki gübre ve ilaç kalıntıları, yağışların sebep olduğu yüzeysel yıkanma ve akışla göle ulaşmaktadır. Buna paralel olarak zeytinliklerin sulanmasındaki ekipmanlar da göl sularıyla yıkanmakta ve bu yıkama suları da göle akmaktadır. Göle yakın yerleşim birimlerinin kanalizasyon ve atık suları da yine göle akmaktadır. İznik Gölü'ndeki kirliliğin özellikle İznik-Orhangazi ve Sölöz deltasında yoğunlaştığı görülmektedir. Göl kıyısındaki iki büyük ilçe olan Orhangazi ve İznik'teki sanayi ve irili ufaklı zeytinyağı fabrikalarının atıkları da göle karışmaktadır. İznik Gölü ve çevresindeki bu kirlenme hızının bu şekilde devam etmesi halinde 15-20 yıl içinde İznik Gölü ekosisteminin geri dönülemeyecek şekilde bozulmuş ve kirlenmiş olması kaçınılmaz gözükmektedir. Türkiye'nin 5. büyük doğal gölü olan İznik Gölü, özellikleri itibarıyla aynı zamanda doğal sit alanıdır. Kültür Bakanlığı Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 1996 yılında aldığı karar doğrultusunda İznik Gölü'nün çevre düzeni planında belirlenmiş mutlak koruma ve yakın mesafe alanlarında hiçbir şekilde kalıcı yapılaşmaya izin verilmemesi gerekmektedir. Ayrıca taş-kum ve çakıl ocaklarının da açılmayacağına hükmedilmiş, var olanların da kapatılması karara bağlanmıştır. 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun m.17/a fıkrasına göre; bir alanın koruma bölge kurulunca sit olarak ilanı, bu alanda her ölçekteki plan uygulamasını durdurur. Buna göre belediyeler, valilikler ve ilgili kurumlar üç yıl içerisinde koruma amaçlı imar planı hazırlatıp incelenmek ve sonuçlandırılmak üzere koruma bölge kurullarına vermek zorundadırlar. İznik Gölü'nün sit alanı olarak ilan edilmesine rağmen 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı iptal edilmiş, ancak yenisi yürürlüğe halen konulmamıştır. Doğal sit alanı olan İznik Gölü'nün bir özelliği de uluslararası sulak alan olmasıdır. Sulak alanların korunmasına dair yönetmelik koruma bölgeleri içerisinden sulak alanların ekolojik karakterini ve fonksiyonlarını olumsuz yönde etkileyecek ölçüde yer altı ve yerüstü suyu alınmasını yasaklamaktadır. Ramsar sözleşmesi kapsamında olan İznik Gölü aynı zamanda 'Yaban Hayatını Koruma Sahaları, Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları ve Yaban Hayvanı Yerleştirme Alanı" statüsüne de sahiptir. Bu da yaban hayvanlarının üremesine, korunmasına imkan veren doğal alanların korunmasını zorunlu kılmaktadır. Bölge, kuş ve biyoçeşitlilik alanı olarak da dikkat çekmektedir."
CİHAN
<< Önceki Haber İznik Gölü'ndeki kirlilik Meclise taşındı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER