Kârlı bir aşık portresi: Ethem Sancak

Devletin parasıyla biri nasıl katrilyoner yapılır. İşte somut bir hikaye...

Ethem Sancak: Konyalılar 360 derece döner, Kayserililer para yoksa gitmezler

Kârlı bir aşk hikayesi: Ethem Sancak’ın Erdoğan aşkı!

Ecza depoculuğu ile başlayan "girişimciliği" 30 yılda gıda, enerji, inşaat, medya ve bir sürü başka sektörde büyük patron yapmış onu. Büyük patron olma hikayesinin en heyecanlı yerinde AKP iktidarı var. Erdoğan’la, şaibeli Siirt seçimleri sırasında tanışmış. Kendi deyişiyle "aşık olmuş." Bu duygusallık ona uğur getirmiş belli ki. TMSF’den ucuza şirket kapatmalar, İzmir’in bakir AVM piyasasında yapılanlar, ‘havuz medyası’... Kazandıkça kazanmış, büyüdükçe büyümüş.

Tayyip Erdoğan ile Ethem Sancak’ın tanışıklığı, Baykal’ın da yardımıyla milletvekili yapıldığı şaibeli Siirt milletvekili seçimlerine kadar gidiyor.

Arap asıllı bir Siirtli olan ve geniş bir aileden gelen patron Ethem Sancak, Erdoğan’la tanışmasını şöyle anlatıyor: “Siirt seçimleri dolayısıyla tanıştık. Kendimce aradığım bir adam vardı. Ama şunu da biliyorum: 100 yılda bir Türkiye’ye büyük bir adam geliyor. Tayyip Bey’i tanıdıkça, bu dönemde de onun çıktığına inanmaya başladım.”

Zaten o tanışıklıktan sonra Ethem Sancak’ın yolundaki tüm engeller kalkıyor… Tayyip Erdoğan yükseldikçe Ethem Sancak güçleniyor, Ethem Sancak büyüdükçe Tayyip Erdoğan ilerliyor…

Sancak, Erdoğan’a olan sevgisini yıllar sonra “Anam, babam, çocuklarım sana feda olsun Erdoğan” sözleriyle dile getirecektir.

MAŞALLAH İYİ BÜYÜDÜLER 10 YILDA!

Peki kimdir bu Ethem Sancak?

Geniş bir aile olduğu için kamuoyunda farklı şirket isimleri ve Haydar Sancak, Mesut Sancak, Abdulrezzak Sancak, Suat Sancak gibi isimler zikredilse de, herkesin yakından tanıdığı ve Sancak ailesini sembolize eden isim Ethem Sancak…

1980’lerin başlarında henüz 25 yaşlarında ilaç depoculuğuyla patronluğa soyunan Ethem Sancak, yirmi yıl sonra Forbes dergisinin verilerine göre Türkiye’nin ilk 100 zengini arasına nasıl girdi?

Kurduğu Hedef Ecza Deposu’nu Alliance Boots’la birleştirerek Hedef Alliance adlı bir ilaç dağıtım tekeli kuran Sancak, AKP iktidarında başka sektörlere kulaç atarak kârına kâr, rantına rant katmayı sürdürdü. 2005’te “Yılın Girişimcisi” seçildi, 2007’de Bülent Arınç’ın başkanlığı döneminde “TBMM Milli Egemenlik Üstün Hizmet ve Onur Ödülü”ne layık (!) görüldü.

Sancak ile AKP iktidarının bu el ele, gönül gönüle birlikteliğinde bakalım neler oldu?

HAYVANCILIK POLİTİKASINI SANCAK BELİRLEDİ

İlaç dağıtım tekelinden sonra hayvancılık sektörüne de el atan Sancak, AKP’yle paslaşarak belirlediği politikalar sayesinde giderek daha da semirdi… 2010’da et fiyatlarını düşürmek gerekçesiyle ithalatı serbest bırakan AKP hükümeti, ithalatta ikinci aşamayı da tamamlayarak sermayenin önünü tamamen açtı.

2010 Nisanı’nda Et ve Balık Kurumu’na (EBK) canlı hayvan ve et ithalatı yapma yetkisi verilmesinin ardından, yatırımcılara da doğrudan ithalat izni çıktı.

İnşaat, tarım, hastane, hayvancılık ve medya alanında yatırımları olan ve AKP hükümeti döneminde hızla yükselen Ethem Sancak, hayvancılıkla ilgili düzenlemeler konusunda devlet yetkilisi gibi açıklama yapmasıyla tanındı o yıllarda. İthalat izni çıkması için uzun süre mücadele eden Sancak, 2010’da amacına ulaştı.

Ethem Sancak, Tarım Bakanı’nın ‘cesaretli’ olması için yanında durmaya çalıştıklarını kaydederek şöyle demişti: “Sancak Tarım Yatırımları’nın ortak olduğu Sancak Çiftliği’nin inşası için derhal 10 bin baş ithal etmemiz gerekiyor ve biz üç sene uğraşsak Türkiye’de bunu bulamayız. Ne olacak o zaman? 70 milyon TL yatırmayı göze aldığımız bu çiftlikte optimal üretimi yakalayamazsak, zarar ederiz ve bu da caydırıcı bir sonuç olur.”

Tarımda ve gıdada kendi kendine yetebilen beş ülkeden biri olan Türkiye’yi et ithal eder noktaya getiren AKP hükümeti, Sancak ve benzeri patronlar için hayvancılığı ve besiciliği geri dönülemez biçimde çökertmiş oldu.

Sancak, o yıllarda tarım ve hayvancılık sektöründe ciddi yatırımlar yaptı. Ethem Sancak’ın bu yatırımlarında kullandığı sloganı ise “Tarım köylüye bırakılmayacak kadar önemli bir sektördür” olmuştu. Sancak ayrıca “Tarım işi çok kârlı, kârlı olmasa girmezdim” demişti.

İZMİR’DE SANCAK İŞGALİ

Ethem Sancak ve Sancak ailesine ait diğer şirketler, çok farklı sektörlerde at koşturmasıyla biliniyor… Bunlardan biri de inşaat… Sancaklar özellikle bu konuda İzmir ve çevresini gözlerine kestirmiş durumdalar.

İstanbul ve Ankara gibi metropollerin yağmasında istediğini tam alamayan Sancak sülalesi, İzmir’in yağmasında büyük payı kapmak için erken harekete geçenlerden…

İzmir’de yaşayıp da Folkart’ı bilmeyen yok… Çeşme’den Bornova’ya kentin dört bir yanını kanser gibi saran “rezidans”, “AVM”, “iş merkezi” çılgınlığının en önemli aktörlerinden biri Folkartlar…

İzmir’in Bornova’sını, Bayraklı’sını inşaat talanına açan AKP iktidarı, kentin rantının önemli bölümünü de Sancak’lara peşkeş çekti, çekiyor…

Bölgedeki kamu arazileri ve arsaları, özelleştirme yöntemiyle yandaş Sancak ailesine adeta altın tepsi içinde sunuluyor.

AKP, Karayolları Bölge Müdürlüğü’ne ait araziyi de “özelleştirme” adı altında Sancaklara teslim etti. İzmir’in iç körfezine hançer gibi saplanan çifte Folkart kulelerinden sonra, şimdi de Folkart Time adlı yeni bir “rezidans, AVM, iş merkezi” yükseliyor İzmir-Ankara karayolu üzerinde…



KİRLİ MEDYANIN "AK" PATRONU

Ethem Sancak, AKP iktidarıyla birlikte medya işine de el attı… Medyaya neden girdiğini de hiçbir zaman gizleyip saklamadı.

2013’te verdiği bir röportajda, “Erdoğan’a destek olmak için gazete ve televizyon patronu” olduğunu itiraf etti. Kelimesi kelimesine şunları söyledi Sancak: “Tayyip Bey köşeye sıkıştırılmıştı, parti kapatma davaları, 367 kararı vs. Basın tek sesli, onu boğmaya çalışıyor. Basın alanında tek sesliliği kıralım dedik. Tayyip Bey’e danışmaya gerek yoktu. TMSF’de satılıyordu Star… 8.5 milyon dolara aldık. Sonra TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, ‘arkadaşları aldı’ demesinler diye, fiyatı 10 milyon dolara çekti. Çok zarar ettik tabii. Sonra Star’ı büyüttük. Gazetenin yetmediğini anladık. İtibarsızlaşmış bir gazeteydi. 24 televizyonunu kurduk. Ben tamamen ideallerim için, ona daha iyi hizmet edebilmek için girmiştim o işe…

Star’ı daha sonra neden sattığını da “e görevim bitti” sözleriyle açıklıyordu.

Evet, Sancak’ın medya patronluğu 2008’de Es Medya adlı grupla başladı. TMSF’nin elinde bulunan Kanal 24 ve Star gazetesi Ethem Sancak’a satıldı. Ancak bir yıl sonra Sancak, elindeki bütün medya şirketlerini Tevhit Karakaya’ya sattı. Böylece Sancak Medya Grubu feshedilmişti. Ancak bir süre sonra Çukurova Grubu’nun elindeki bazı medya organlarına TMSF tarafından el konulunca, yapılan pazarlıklar sonucu 360 televizyonu, Akşam ve Güneş gazeteleri, Alem FM ve Lig Radyo ile Çukurova grubu bünyesindeki bütün dergiler Sancak Grubu’na satıldı.

SANCAK: AKİT GAZETESİ KUTUP YILDIZIMIZ

Geçtiğimiz Haziran ayında gerici, yandaş ve tetikçi Akit “gazete”sinin düzenlediği ve çete lideri Sedat Peker’in de katıldığı iftar programında konuşan Ethem Sancak, “Akit bizim kutup yıldızımız. Es Medya, kalite olarak Akit’i kendine rehber almaktan büyük onur duyuyor” dedi.

Akit, yayınlarıyla yürüttüğü hakaret ve saldırıları nedeniyle son 20 yılda pek çok tazminat davasında mahkum olan, mahkum oldukça da kapatılıp yeni adla çıkartılan bir yayıncılık ‘geleneği’ne sahip. Akit, Anadolu’da Vakit, Yeni Akit gibi isimlerle çıkan gazete, “zulme uğradığı” için değil, mahkum edildiği hakaret davalarının altından çekilmek için “kapatılıp kapatılıp açılan” gazete niteliğine sahip oldu.

AKP iktidarı döneminde, bu sorun büyük ölçüde ortadan kalktı. Akit artık mahkumiyet almadan rahat rahat hakaret ediyor.

SIK BAKALIM TOMA'CI ETHEM SANCAK!

AKP polisinin, hakkını arayan işçileri, haksızlıklara itiraz eden üniversite öğrencilerini şiddetle bastırmak için kullandığı TOMA’ları da (toplumsal olaylara müdahale aracı) artık Sancak ailesi üretiyor…

Ethem Sancak, Emniyet’in verdiği TOMA ihalesiyle de servetine servet kattı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 2014 Kasım ayında 251 adetlik zırhlı TOMA ihalesinde aslan payı, şimdiye kadar TOMA üretimi yapmayan BMC’ye, yani Sancaklara verildi. Toplam 251 adetlik ihale üçe bölündü, 151’i Sancak’a, geri kalan 50 TOMA Nurol, diğer 50 ise Volkan İtfaiye’ye verildi. Sancak, bu ihaleden yaklaşık 200 milyon lirayı kasasına koydu.


‘BENCE BMC’ DEDİ VE EL KOYDU

TMSF’nin 2013’te el koyduğu BMC, 2014 Nisanı’nda yapılan ihaleyle Ethem Sancak’ın sahip olduğu Es Mali Yatırım ve Danışmanlık şirketine satıldı.

Böylece TMSF fabrikayı, en istikrarlı müşterisine satmış oldu. Çünkü ihaleye Sancak’tan başka katılan olmadı. Ethem Sancak, Akşam gazetesi ve Sky Türk televizyonundan sonra yeni bir TMSF “kelepiri” daha  “düşürmüş” oldu. 985 milyon lira muhammen bedel için önce 540 milyon verdi. Sonra “etmez bu kadar ama” tavrıyla ihale komisyonu başkanını “kırmadı” ve işi 751 milyon liraya bağladı.

BMC’nin yeni patronu olarak bir taşla birkaç kuş birden vurdu.

Fabrikayı TSK’nin hazır siparişleri ve gelecekte birçok kamu kuruluşuna araç satma imkanı ile satın aldı, “işini bilen” Ethem Sancak. Şirketin mevcut borçlarının önemli bir kısmını TMSF’ye yıktı. Diğer taraftan, ederi mevcut durumda 300 milyon lira olduğu ifade edilen fabrikanın arsasına konmuş oldu.

Peki nasıl oldu bu “ballı” satış?

Yaşanan mali kriz nedeniyle TMSF tarafından el koyulmadan önce, fabrikanın sahibi başka bir patron olan Mehmet Emin Karamehmet idi. Karamehmet yıllarca BMC’nin tatlı kârını cebine indirmişti. Sonra işleri bozuldu, 2012 başından itibaren BMC’de işçilere ücret ödenmemeye başladı.

İşçiler aylarca ücret alamadan çalıştı. Ücret ödenmediği için işten ayrılanlar ise ücret alacaklarını, kıdem tazminatlarını kurtaramadı. TMSF’nin el koyması da sorunlarını çözmedi. BMC işçisi ne işten çıkabildi, ne çalıştığında ücretini alabildi.

TMSF’nin BMC’ye el koymasından kısa bir süre sonra Forbes “En zengin 100 Türk” listesini açıkladı. Listede Mehmet Emin Karamehmet 2,4 milyar dolarlık servetiyle bir kez daha üst sıralarda yer aldı.

Ethem Sancak ve Mehmet Emin Karamehmet.

Türkiye’nin iki ayrı döneminin iki ayrı “iş adamı”. BMC’nin eski ve yeni patronları. Biri yandaşlıkla yükselirken, diğeri gözden düştüğünde bile “en zengin” listesindeki yerini hiç kaybetmedi.

ZENGİNLİK İÇİN SÖMÜRÜ ŞART

BMC’yi ücret veremez haldeyken alan Sancak firmayla ne yaptı sorusunun yanıtı basit: İşçi düşmanlığı.

Daha geçen hafta İzmir’in Pınarbaşı semtinde bulunan BMC’de 250 işçi işten atıldı. İşten atılma gerekçesi küçülme olarak gösterilse de, fabrikanın üretiminde bir değişim yok, aksine kâr oranı gittikçe artıyor. İşçilerin atılmasının asıl nedeni daha düşük ücretle yeni işçi alımı yaparak kâr oranını daha da büyütmek. Eylül’deki bayram tatilinden önce de 60 işçi çıkarılmıştı.

Daha az ve daha düşük ücretli işçiyle, daha çok kâr etmek: Sancak’ın işi bu… Sancak’ı Türkiye’nin en zenginlerinden birisi yapan işte tam da bu!

"ŞEMS’İN MEVLANA’YA AŞKI GİBİ BEN DE ERDOĞAN’A AŞIĞIM"

Bu sözler, son 20 yılda servetini katlayan Ethem Sancak’a ait… “Siirt seçimleri vesilesiyle, Siirt’ten Başbakan çıksın diye; dürüstlüğünü, yiğitliğini gördüm, gördükçe de aşık oldum. Doğrusu solculuk dönemimde Mevlana ile Şems’in arasındaki aşka anlam veremiyordum. Tanıdıktan sonra gördüm ki,  böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında olabiliyor.

Geçen yıl Mayıs ayında söylenen bu sözler kamuoyunda epey tartışıldı. Ethem Sancak adlı patronun Erdoğan’a aşkı devam ediyor hâlâ...

(Kaynak: Sol Gazetesi)
<< Önceki Haber Kârlı bir aşık portresi: Ethem Sancak Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER