[Kadir Gürcan] “Bak! Bunlar benim için savaşıyorlar!”

6 Ocak 2021 ABD Kongre Baskını üzerinden bir yıl geçti. Olayla irtibatlı olanlardan cezası kesinleşenler içeride gün sayıyor.

SHABER3.COM

KADİR GÜRCAN- SAMANYOLUHABER.COM 

6 Ocak 2021 ABD Kongre Baskını üzerinden bir yıl geçti. Olayla irtibatlı olanlardan cezası kesinleşenler içeride gün sayıyor. Eşkalleri belirlenenler de FBI'ın takibine bugün olmazsa yarın takılırlar. Olayın sembolü haline gelen Şaman kılıklı budala, şimdi içeride. Kendisini Mesih zannediyormuş. Onun gibi şöhret olma şansını yakalayamayanlar hallerinden bin pişman. Oy sandığında kaybettikleri seçim sonuçlarını, “söke söke geri alırız!” ütopyasına dökünce, faturanın bu kadar ağır olacağını tahmin edememiş olmalılar.

Hadise, demokratik kurum ve kuruluşlara yönelik olunca işin rengi değişiyor ve zaman aşımına uğrayıp, unutulmasına müsaade edilmiyor. Yıl dönümü konuşmasında ABD Başkanı Joe Biden'in olayı ifade etmek için kullandığı tabir ilginç; “Amerikan Demokrasisi'nin gırtlağına hançer dayadılar!” İsim vermemekle birlikte, geçmiş hükümet döneminde, şahsi çıkar ve kazanımlarını ülke menfaatlerinin önüne geçirenleri ima ettiğinde, ABD'yi aile şirketi haline dönüştürmeyi kafaya koyan görgüsüz ve açgözlü Trump Hanedanı'nı adres ettiğini herkes anladı. Trump da anlamış! “Biden, benim üzerimden popülarite arıyor!” diye yakınıyormuş.

Altı yıl boyunca Eski Başkan Trump ve eşi Melania'nın basın danışmanlığını yapan Stephanie Grisham, 6 Ocak 2021'de Beyaz Saray'da yaşadığı travmadan sonra aynı gün istifa etmişti. Kongre Baskını ile seçimi askıya alacağına inanan Trump'ın, olaylar esnasında televizyon karşısında gelişmeleri tekrar tekrar keyifle seyredip “Bakın benim için savaşıyorlar!” dediğine şahit olmuş. Stephania, Beyaz Saray'da beraber çalıştığı on beş eski arkadaşı ile birlikte, Trump'ın kirli çamaşırlarını piyasaya dökmek için bir platform oluşturmaya hazırlanıyorlar. Demek ki Stephanie yalnız değil!

Amerikan Ordusu'nun başarılı generallerinden James Mattis ve yine asker kökenli John Kelly de ülkelerine hizmet etmek için kabul ettikleri Beyaz Saray görevlerinden adeta kaçarcasına istifa edenlerden. Mattis, Özel Görevli Savcı Robert Muller'in da eski arkadaşlarından. Devlet işleyiş ve hiyerarşisini çok iyi bilen aklı başında adamlar, ülkelerine olan vefa borçlarını Amerikan halkını yaklaşan tehlikeden haberdar ederek yerine getirdiler. 2020 seçimlerinden bir yıl önce, Trump'ın alışılmış reflekslerini yakından bilenler, muhtemel taşkınlıklara yeltenebileceğini tahmin ediyorlardı. Bu yüzden olsa gerek, devletin önemli kadrolarında bulunanlar “Başkan'a değil, ABD Anayasası'na uymak için yemin ettik!” hatırlatmalarını sık sık yinelemişlerdi.

Kongre Baskını'nın yıldönümünde, eski Baskan Trump'ın ne yapacağı merak ediliyordu. Bir yıldır, seçimi kaybettiğine bir türlü ikna olmayan Trump, aslında 6 Ocak 2022 günü gösteri düzenleyeceğini duyurmuştu ancak bundan son anda vazgeçti. Başkan Biden ve yardımcısı Kamala Haris'in konuşmalarını seyrederken, öfke ve nefretten çılgına dönmüş. Aynı gün kendi partisinden Cumhuriyetçi bir senatör de “Trump'ın 2020 seçimleri hakkındaki iddialarının tamamı asılsız!” diye açıklama yapması işin tuzu biberi oldu. Turuncu renkli güneş yanığı yüzünün nasıl morardığını merak ettim.

Geçen yıl “Bunlar benim için savaşıyor!” diyerek sarıldığı son çare de fiyasko ile neticelenince bu yıl aynı ekranlara “Ben seçimi bu Biden'a karşı mı kaybettim?” diye bakarken büyük bir ruhi çöküş yaşadığı kesin. Mağlup Trump'ı tanıyanlar, hayatta en nefret ettiği şeyin kaybetmek ve rakiplerini aşağılamak için kullandığı en sevdiği kelimenin de “loser” olduğunu söylüyorlar. 6 Ocak 2022 günü, her ikisinin de alnına çivilendiğini görmek Trump'a çok ağır gelmiş olmalı. Idiot, despotizmin sahtesini bile beceremedi. Ruhi çöküntü sadece onun için söz konusu değil elbette. Kremlin'den aynı görüntüleri seyreden Putin'de bir “Usefull idiot, kullanışlı aptal!” kaybettiği için kim bilir ne kadar üzülmüştür.

Son haftalarda, Türkiye'de toplumsal bir hareketlenmenin olduğundan bahsediliyor. Ekonomik kriz, hayat pahalılığı ve Saray'ın vurdumduymazlığı insanları bıktırmış durumda. İktidarın toplumsal bir direnişi, arka bahçesinde beslediği eli silahlı maganda ve başıbozuk takımı ile bastırabileceğin inancı tam. Muhalefet parti liderlerini aba altından sopa gösterip yola getirme şımarıklıkları da bu özgüvene dayanıyor. “Saray'ı yedirmeyiz!” diyerek volta atan Şaman kılıklı tiplerin höykürmelerini duymuyor musunuz? Saray ve iktidar Türkiye'yi taşıyabilecek güç ve enerjiyi kaybetti. Bir sonraki seçimi almak için ellerinden ne gelirse yapmaktan çekinmeyecekler. Saray penceresinden “Bak bunlar benim için savaşıyorlar!” kibrini tatmin edecek başıbozuk ve besleme ekibinin heyecan ve bağlılıklarını diri tutmak zorundalar.

Türkiye'de iki on yıl içinde denenen dikta ve zorba rejim başarılı olmadı. Bugün olmazsa yarın bir yıkımın olacağı artık kehanet değil. Kendilerini Z Generation olarak adlandıran genç kuşak eğer boş hobileri bir kenara bırakıp, demokratik kazanımların devamı için bir rüşt ortaya koyabilirlerse, otoriter ve zalim bir kadronun sandıkta gömülmesine ciddi katkı sağlayabilirler. Madem Z kuşağısınız, sosyal medya dedikodularını paylaşmaktan daha önemli işler yapmanız gerekmez mi? Hiç olmazsa kimin için ve niçin savaşacağınıza karar verecek rüşdü gösterin! Bir de, ülkeyi idare etmesini istediğiniz insanlara sadece oyunuzu verin! Fazlasını isteyenler mutlaka ama mutlaka, seçim sandığına gömülmeli! Aksi halde “Bak! Benim İçin Savaşıyorlar!” despot şehvetine meze olmak kaçınılmaz olur!
<< Önceki Haber [Kadir Gürcan] “Bak! Bunlar benim için savaşıyorlar!” Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER