Karamollaoğlu: Süleyman Soylu'ya nasıl güvenebiliriz ki?

Millet İttifakı’nı oluşturan siyasi partilerden Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu VOA Türkçe’ye verdiği röportajda, seçim yaklaştıkça “panikle sergilenebilecek olası farklı tavırlardan endişe duyduklarını” söyledi.

SHABER3.COM

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun seçim güvenliği konusunda sıkıntı kaynağı olduğunu söyleyen Karamollaoğlu, “İçişleri Bakanı hem aday oldu, hem İçişleri Bakanı hem de şimdi huzuru sağlayacak. Nasıl güveneceğim ben?” diye sordu.

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla birlikte Sakarya’daki mitinge katılan Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, 14 Mayıs’taki seçimlere günler kala Türkiye’deki son tabloyu değerlendirdi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Karamollaoğlu, özellikle Sakarya gibi muhafazakar seçmen nüfus ağırlığına sahip kentlerde Kılıçdaroğlu’nun adaylığına yaklaşımı olumlu bulduğunu söyledi.

Muhalefetin terör üzerinden muhafazakar ve milliyetçi seçmene kötü gösterilmesine yönelik bir çaba olduğunu belirten Saadet Partisi lideri, “İmralı’ya kimseyi göndermedik, ahlaksızlık yapıyorlar” dedi.

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi durumunda Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görev alması planlanan Karamollaoğlu, 14 Mayıs seçim günü için “en temel endişe kaynağı” olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu işaret etti.

Karamollaoğlu, İçişleri Bakanlığı’nın huzuru sağlamakla yükümlü olduğunu; ancak bu konuda ciddi endişe duyulduğunu söyledi.

Saadet Partisi lideri, başta Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Cumhur İttifakı’nın muhalefet yönelik “terörle işbirliği” suçlamasına tepki gösterdi; Ak Parti’nin İmralı’da tutuklu terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan ile seçimler için temas kurduğu iddialarını gündeme getirdi.

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, 14 Mayıs Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem TBMM Genel Seçimi öncesinde VOA Türkçe’nin sorularını şu şekilde yanıtladı:

Sakarya gibi kentlerde muhafazar seçmenlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı seçilmesine yönelik ilgi var deniliyor. Siz ne diyorsunuz?

Öyle görünüyor. Her gittiğimiz yerde de buna şahit oluyoruz. Bu da iktidarı biraz rahatsız ediyor anlaşılan. Erzurum'da da bir problem yaşandı biliyorsunuz. Ama burada hamdolsun böyle bir problem yok. Gerçi dün akşam küçük bir beldede bazı sıkıntılar olmuş. Ama görünen manzara o ki, hakikaten seçimlerde büyük bir başarı elde edilebilecek gibi görünüyor. Seçimlerin huzur ve barış içinde olmasını arzu ediyoruz. Kavga ederek bir yere varılmaz. Bunu da sık sık tekrar etme ihtiyacını duyuyoruz. Çünkü panik seçime yakın daha farklı tavırların sergilenmesine vesile olabilir. Bundan endişe ediyoruz. Sayın Soylu’nun normalde İçişleri Bakanlığını bırakması icap ederdi. Yani aday olan, seçime giden bir yerde 1960 ihtilalinden sonra alınan bu karar çok önemliydi. İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve Ulaştırma Bakanı’nın kesinlikle görevlerinden ayrılmaları icap eder. Bağımsız adayların milletvekillerinden veya şahıslardan bu görevi üstlenmeleri ifa gerekir diye düşünülüyordu. Maalesef bunlar tarihe karıştı. İçişleri Bakanı hem aday oldu, hem İçişleri Bakanı, hem de şimdi huzuru sağlayacak. Nasıl güveneceğim ben?

Seçime sayılı günler kala şiddetin tırmanması endişesi yaşıyor musunuz?

Endişe duyuyorum. Yani Erzurum’da meydana gelen hadiseler (Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun aracına saldırılması ve mitingi izlemeyenlere yönelik saldırı) mahdut seviyede olsa bile, burada (Sakarya) meydana gelen hadiseler bizi endişelendiriyor. İnşallah bu endişelerimiz boşa çıkar. Böyle bir endişe olmasına rağmen aslında şunu bilmeleri icap eder. Millet iradesini ortaya koyduğu zaman onun karşısında duracak güç yoktur. Millet iradesine rağmen iktidarı ufak manipülasyonlarla elinize almak isterseniz, o ülkeyi yönetemezsiniz. Çünkü giderek sertleşmek mecburiyetinde kalırsınız. Giderek halka karşı çok daha sert tavırlar sergilemek durumunda kalırsınız. Bu da sizi mahveder. Geleceğiniz kararır, kimse size itibar etmez.

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın muhalefete yönelik terörle işbirliği iddialarına nasıl bir yanıt veriyorsunuz?

Safsatadan ibaret. Yani bunu yapan kendileri. İmralı'ya biz kimseyi göndermedik.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Pazar günü İstanbul’daki mitingde, PKK’lı Murat Karayılan’ın CHP’nin seçim videosunda yer almış gibi gösterildiği montaj bir görüntü kullandı. 81 il için de sahte broşürlerin hazırlandığı basına yansıdı. Bu broşürlerde PKK kadroları Kılıçdaroğlu’nun “Sana söz” sloganlı kampanyasına katılmış gibi gösterildi. Bu konuda ne diyorsunuz?

Evet, şimdi bu tarzdaki ahlaksızlığı çok yaygın olarak yapıyorlar. Bir defa bir gerçek var. Eğer biz böyle bir yola, bizim dışımızdakilerden böyle bir yola tevessül etmiş olsalar, bunu zaten açıkça söylerler. Siz şimdi pankart basacaksınız, afiş basacaksınız, bunu da atacaksınız ve bununla da muhalefeti itham edeceksiniz. Hakikaten bu ahlaksızlıktır.

Adil bir seçim kampanyası yürütebildiğinizi düşünüyor musunuz?

Biz adil bir kampanya yürütüyoruz ama hükümet bunu yürütüyor mu? Yok. İşte son zamanlarda Erzurum'da sergilenen tavır. Maalesef başka yerlerde de bu dediğiniz afişlerin, broşürlerin yaygınlaşması çok çirkin. Ama sağduyu hakim olacak. Şimdi bunu millet görüyor. Muhalefet partileri buna itibar etmiyor. Bir kişiyi gösterin ki, bu konuda onların dediklerini yapsın. Siz iktidar olarak bunları basıp dağıtmaya kalkarsanız, sizin yaptığınız bir haksızlığın tescili manasına gelir. İnsanlar da bunu anlıyor zaten. Onun için itibar etmiyorlar.

“Yüzbinlerce sahte oy kullandırmaya kalkarlarsa bunun üstünü örtemezler”

14 Mayıs seçim gecesine ilişkin bazı endişeler var. Seçim gecesi oy sayım süreçleriyle ilgili sizce ne yaşanabilir?


Bizim muhalefet olarak elimizden geldiği kadarıyla her sandık bölgesinde temsilcilerimiz var. Bunların tamamının belgeleri genel merkezlere gelecek. Değerlendirilecek, farklı bir netice çıkarsa kamuoyuna açıklanacak. Yani ufak tefek farklılıkları tolere etmek mümkün. Ama siz 500 bin oyu, 1 milyon oyu sahte olarak kullandırmaya kalkarsanız bunun üstünü örtemezsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim gecesi erken saatte İstanbul’da balkon konuşması yapabileceği ve “Atı alan Üsküdar'ı geçti” gibi söylemlerle seçimi kazandığını söyleyebileceği iddia ediliyor.

Kendisi çalarken, kendisi oynar. Ona biz bir şey diyemeyiz ki.

“Vatandaş tahriklere kapılırsa biz suçlu duruma düşeriz”

Kemal Kılıçdaroğlu seçmene sokağa çıkmayın demişti. Siz ne dersiniz?

Tahriklere kapılmamamız lazım. Vatandaş tahriklere kapılırsa, biz suçlu duruma düşeriz. Onun için bu noktada hassas davranacağız. Seçmenimiz inşallah tahriklere kapılmayacak ve inşallah neticede güzel bir şey elde edeceğiz. Başarı kazanacağız diye ümit ediyoruz.

Olası yeni kabine için ipucu yok

En son İstanbul’da altı partiden ekonomi kurmayları toplandı. Saadet Partisi'nin bakanlığı hangisi olacak diye merak ediliyor.

Temel Karamollaoğlu: Bu konuda hiçbir görüşme yapmadık. Onun için bunu da seçimden sonra süratle bir araya gelip gerçekleştireceğiz inşallah.
<< Önceki Haber Karamollaoğlu: Süleyman Soylu'ya nasıl güvenebiliriz ki? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER