Kardeşliğimiz bereketi: Sadaka-yı Fıtır (fitre)

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Nisan 30 2021
Gücü yeten Müslümanların Ramazan ayının sonunda aile fertlerinin hepsi için ödemekle yükümlü olduğu sadakaya, sadaka-yı fıtır denir. Halk arasında buna “fitre” denmektedir. Esasen Ramazan ayının bereketinden istifade ve onu yaşamanın bir teşekkürü olarak verilen fitre Müslüman için önemli bir uhrevi kazançtır.
Gücü yeten Müslümanların Ramazan ayının sonunda aile fertlerinin hepsi için ödemekle yükümlü olduğu sadakaya, sadaka-yı fıtır denir. Halk arasında buna “fitre” denmektedir. Esasen Ramazan ayının bereketinden istifade ve onu yaşamanın bir teşekkürü olarak verilen fitre Müslüman için önemli bir uhrevi kazançtır.

Fitre emri hicretin ikinci yılında Ramazan orucunun farz kılınmasıyla birlikte gelmiştir. Efendimiz, bir hadislerinde hür, köle, erkek, kadın her Müslüman adına fitre verilmesi gerektiğini bildirmiştir. (Müslim, Zekat 12) Bu hadise dayanarak, Şafii, Maliki ve Hanbelilere göre fitre farzdır. Hanefi mezhebine göre ise fitre vaciptir. Hanefi mezhebinde de vaciple farz arasında yükümlülük açısından fark yoktur.

Fitre ailedeki herkes adına verilir. Yükümlülük açısından kadın kendi fitresini, erkek de kendi fitresini ödemek zorundadır. Ancak birbirlerinin yerine vermelerinde bir mahzur olmaz. Çocuklara gelince şayet kendilerine ait bir mal varsa ondan; yoksa da velileri onların fitresini kendi malından vermelidir.

Fitre vermek için âkil baliğ olma şartı olmadığı gibi, ramazanı oruçlu geçirme ve mukim olma şartı da yoktur.

Fitre niçin verilir?

Fitre bir ibadettir. İbadetler ise Allah emrettiği için yapılır. Allah emreder; kulları da bu emri yerine getirirler. Allah’ın emriyle yapılan bu ibadetlerin ferdi ve içtimai pek çok yararı da vardır. Ancak ibadet faydalar için değil, emredildiği için yapılır ki, ibadetten elde edilecek neticeler yok olmasın.

Fitrenin hikmetleriyle alakalı olarak, sahabenin ilmiyle mümtaz şahsiyeti İbn Abbas (r.a)’ın ifadesiyle, “Resûlullah fitreyi, oruç tutanı an­lamsız ve çirkin davranışlardan temizle­sin, fakirlere de yiyecek bir lokma olsun diye farz kılmıştır” (Müsned, 2/277). İbn Abbas’ın bu değerlendirmesi ele

Bu haberler de ilginizi çekebilir