Kenneth Roth, otuz yılı aşkın bir süredir HRW’yi, Bosna ve Ruanda’daki vahşetlerden “Teröre Karşı Savaş”a, otoriter baskılara ve yükselen popülizme kadar önemli küresel insan hakları mücadelelerinde yönetti.
Kitabında, uluslararası insan hakları savunuculuğunun, faillerin hesap vermesini sağlamada ve küresel politikayı şekillendirmede nasıl önemli bir fark yaratabileceğine dair içeriden bir bakış sunuyor.
Bu sohbette, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire’nin Yalçınkaya hakkındaki kararı, Duterte’nin yakın zamanda Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanması, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin caydırıcı etkisi ve ABD’de hukuk mesleğine yönelik saldırılar ele alındı. Ayrıca, hukukun üstünlüğünün küresel çapta gerilemesi ve insan hakları savunuculuğunun geleceği hakkındaki düşünceler de aktarıldı.
Roth, Yalçınkaya kararı hakkında şöyle konuştu:
“Birinin telefonunda bulunan belirli bir uygulama, Bylock uygulamasını kullanmak, bu sadece mesajlaşma uygulaması, hiçbir şey ifade etmez. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerinde bir karar vererek, hiçbir şeyin kanıtı olmadığını söyledi. Erdoğan yönetimindeki mahkemelerin sadece uygulamaya dayanarak insanları mahkum etmesi saçma. Bu tam bir haksızlık. AİHM bu kararı verdi, hükümet uymuyor.”
“Bence Türk halkı Erdoğan’ın otokrasisinden giderek daha fazla bıktı ve bunu gördük çünkü Erdoğan, çok tehdit edici bulduğu siyasi rakiplerini periyodik olarak hapse atıyor. Erdoğan, özgür ve adil bir seçim yapılmasına izin verirse başı dertte olur. Adil demokrasi anlayışını tamamen baltalayacak adımlara başvuruyor. Artık Dünya bunun farkında. Yani eğer Putin ya da Lukaşenko gibi birinin yönünde hareket ediyorsa, orada hala seçim oyunları oynanıyor, ama kimse bunların meşru seçimler olduğunu iddia etmiyorsa, aradığı meşruiyeti kaybedecek. Tam bir diktatör olarak karşımıza çıkacak. Yani o bunu dengelemeye çalışıyor. Gerçek bir seçim gibi görünen bir şey yapmaya çalışıyor ama aslında oyun alanını ağmeye çalışıyor. Hükümetlerin geri adım atmaması ve bu diğer kaygıların demokrasiyi savunmalarının önüne geçmesine izin vermemesi gerektiğini düşünüyorum.”









