Kent Uzlaşısı davasında tahliye kararı!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Eylül 18 2025
“Kent uzlaşısı” davasında yargılanan Beyoğlu Belediye Başkan Danışmanı İkbal Polat hakkında tahliye kararı verildi. Hakim, dokuz kişinin tutukluluğuna da devam kararı verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “Kent uzlaşısı” soruşturması kapsamında açılan davanın ikinci duruşması İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yargılananlar arasında Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Livan Gür, Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel ve meclis üyeleri de yer aldı.

Duruşmanın yapıldığı salon küçük olduğu için aile üyeleri ile basının çoğu içeri alınmadı.

Salona sadece avukatlar, milletvekilleri ve sınırlı sayıda basın mensubu girebildi. Duruşma öncesi geniş güvenlik önlemleri alındı.

"SUÇLAMA 'KÜRTLER BELEDİYELERDE SÖZ SAHİBİ OLMAMALI' BU İRADENİN YOK SAYILMASI"


CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, adliye önünde yaptığı açıklamada “Tutuklu yargılanan belediye meclis üyelerinin tahliye edilmeleri gerekir. Ahmet Türk’ün, Ahmet Özer’in, Resul Emrah Şahan’ın görevlerine iade edilmesi gerekir” dedi.

DEM Parti’den Rüştü Tiryaki ise “Bir Kürt, batılı belediyelerde söz sahibi olamazmış. Suçlama konusu yapılan bu. Bu, Kürdün iradesinin yok sayılmasıdır” ifadelerini kullandı.

Duruşmada savunma yapan avukatlardan Eren Keskin,şunları ifade etti:

    “Türkiye’de bir süreç devam ediyor. Ömründe silah görmemiş insanları silahlı örgüt üyesi olarak yargılarsanız, bu sorunun çözümü çok zor ve akıl dışı olur. Basın açıklaması ve altı kişiyle telefon görüşmesi iddiası var. Şu salonda soruşturması olmayan kimse var mı, çok merak ediyorum. Eğer siyasal iradeden farklı düşünüyorsanız, zaten sizin hakkınızda soruşturma olmaması mümkün değil. Mahkemelerin karar verirken hukuk vicdanına uyması gerektiğini düşünüyorum.”

Avukat Rezan Sarıca ise, “Demek ki biz 100 yılda bir arpa boyu yol alamamışız. Burada Kürtlerin siyasal varlığı yargılanıyor” diye konuştu.

Diğer avukatlar da HTS kayıtlarının suç delili olarak değerlendirilemeyeceğini, MASAK raporu istenmesinin kötü niyetli bir yaklaşım olduğunu ve dosyada gizli tanık beyanlarına dayalı yargılama yapılamayacağını savundu.

Tu

Bu haberler de ilginizi çekebilir