Keşke demeseydin be hoca!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Eylül 28 2021
"Ey Hoca! Din alimi kimliğinle senin Erdoğan ve AKP iktidarını muhafaza etmek adına gösterdiğin bu olağanüstü çabada yaptığın dini yorumlar insanları dinden imandan uzaklaştırmaktan başka ne işe yarar?"

Dedim, dedi… Keşke demeseydin be hoca!

Bir önceki yazımda parti müftülüğünden iktidar ve ortaklarının müftülüğüne oradan da teorisyeni olduğu siyasal İslamcı devletin müftülüğüne terfi etmiş Hayrettin Karaman’ın “Doğrunun, iktidara zarar verecekse, söylenmesi caizdir diyemem” sözü üzerinde durmuş ve bunu onun söylediğine inanmak istemediğimi yazmıştım. Yazıyı tam gazeteye göndereceğim zaman hoca Yeni Şafak’ın “Yıkıcılara destek olmayın” başlığı ile manşete çektiği “Dedim, dedi…” yazısı ile bu sözünü teyit edince artık söyleyecek bir şey kalmadı.

İşin aslına bakarsanız hoca, 13 ve 14 Haziran 2019 tarihlerinde yine Yeni Şafak’ta bu hususu “Doğrucu Davud Olmak ve Kötüyü Ayıklamak” başlıklı köşe yazıları ile ele almıştı. Dolayısıyla hoca yeni bir şey söylemiyor. Aynı yerde duruyor. 2 yıl önce ne söylediyse yine aynı şeyi tekrarlıyor. Sesinin ulaştığı her kişi ve kesime “Yanlışlıklar olabilir. Bunları yeri ve zamanı geldiğinde söylemek lazım. Şimdi zamanı değil. Daha iyisi yok. AKP ve Erdoğan etrafında toplanın,” diyor. Özeti bu ama keşke bu ve bu kadar ile kalsaydı. Yazıyı okuyunca onun “Dedim, dedi…” başlığına mukabil  “Keşke demeseydin be hoca!” dedim gayri ihtiyari.

Madem hoca bu yazısında soru cevap şeklindeki bir üslubu tercih ederek cevaplar vermiş, ben de bu yazı vasıtasıyla bazı sorular yönelteyim kendisine ve cevabını bekleyeyim. Kolaylık olsun diye maddeler halinde yazacağım.

1: Sizin bu yazınızla “Doğrucu Davud ve Kötüyü Ayıklamak” yazılarını kaleme aldığınız iki yıl önceki yerde durduğunuz çok net anlaşılıyor. Mevlana’nın pergel metaforu ile anlatacak olursam sizin için pergelin sabit ayağı ne yaparlarsa yapsınlar Erdoğan ve AKP iktidarı. Sorum şu,

Bu haberler de ilginizi çekebilir