Kırk sene öncesinden

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Haziran 23 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Abdullah Aymaz, 'Kırk sene öncesinden' başlığını verdiği köşe yazısında ibretlik hatıralarına yer verdi.
          Mehmet Beyle 40 sene önce yollarımız Konya’da kesişmişti. Nevşehir’de bir yurt  açmıştık. O da orada idareci idi. Kardeşini Nevşehir İmam-Hatip Okuluna kaydettirmişti. Fakat nedense  İmam-Hatip öğretmenleri Hizmete tavırlı idi. Yurdun karşısındaki kahvede oturur, İmam-Hatipten yurda gelip giden öğrencileri döver gelmelerini önlerlerdi. Mehmet Beyin kardeşini de dövmüşlerdi. O da ne yapsın, Başka kalacak yeri yoktu. Bu zulme sabretmek zorunda kalıyordu. Şimdi iktidar oldular. Bu Hizmete  karşı  gadretme ve zulmetme işini cihan çapında yaydılar.

          Bir de Nevşehir’de Hakim İsmail Bey vardı. Urfalı idi. Ortaokulda okurken Urfa’daki Zübeyir Ağabeylerin kaldığı dersaneye (ışık eve) gelip gitmişti. Zübeyir  Ağabey onun ödevlerinde yardımcı olmuştu.

          Bir gün Zübeyir  Ağabey  “İsmail, baban sana bir üzüm bağı hediye etse, sonra da ‘oğlum bana bir sepet üzüm ver’ dese vermez misin?”  diye sordu. O da “Elbette veririm!” deyince Ağabey dedi ki:  “İsmail, Cenab-ı Hak bizlere her gün 24 saat zaman hediye ediyor, bunun bir saatini 5 vakit namaza sarfetmemizi istiyor…” İsmail hemen bunun mânasını anladı ve namaza başladı.

          İşte bu İsmail, büyüdü hukuk okudu, hâkim oldu ve Niğde’ye tayin oldu. Hizmetin bu yurduna gelip gitmeye başladı. Bu geliş-gidişleri o kahvede oturan kötü niyetlere göstere göstere yapıyor ve bu yurda ve içindeki öğrencilere zarar vermeye kalkışmayın, arkasında ben varım ha!” mesajını veriyordu. Etkili de oluyordu… İşte şimdi Mehmet Beyle beraber o günleri yâdediyorduk. Dedi ki: “Bir ara çok bunaldım. Yurdun kirasını veremiyorduk. Yurdun sahibi bir avukat idi. “Yeter artık, on beş gün içinde borçlarınızı ödemezseniz, kapınıza kiliti vururum. İçerden bir tek eşya bile alamazsınız. Bu son ihtar

Bu haberler de ilginizi çekebilir