Yıldız Kenter ve Haldun Dormen onuruna düzenlenen dördüncü Ustanın Günü muhteşem konukların katılımı ile sona erdi. Bu özel geceye katılanlar arasında İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün yanı sıra Başaran Ulusoy, Erdal Özyağcılar, İzzet Günay, Gülriz Sururi, Devrim Erbil, Çiğdem Simavi, Kethy Hakko, Lale Belkıs, Nevra Serezli, Mustafa Alabora da hazır bulundu. Basından, Tiyatrodan ve sanat dünyasından daha birçok önemli kişi de katılımcılar arasında yer aldı. Kenter ile Dormen’in evinde çekimi yapılan kısa film gösterimi gece de izlendikten sonra ayakta alkışlandı. Sonrasında verilen mini konser, Oscarlı film Argo 'nun Soundtracklerine imza atan Dilek Derya Türkan geceyi renklendirdi.
Yıldız Kenter ‘’İnsanoğlunun yaşadığı her duygu makbulümdür. Madem ben de insanım bedenimle, aklımla, ruhumla bu duyguların hepsini tecrübe etmeliyim’’ diyerek söze başladı ve aşkla devam etti: ’Ben her zaman aşkla yaşamak isterim’ ’Haldun Dormen ise sinema filmlerinden, eleştiriler aldığı televizyon programlarına ve tiyatromuzun büyük isimleriyle ilgili düşüncelerine kadar enteresan ve çok konuşulacak açıklamalarda bulundu.
Vakıf Başkanı Ali Tokul ise duygularını şöyle ifade etti. ‘’ Yedirenk Sanat kalpten kalbe bir yol olduğuna inanıyor. Kalpten kalbe yol kurulduğunda lisan önemini yitirir. Çünkü sanatın biricik kaynağı olan kalp aşkı sanatlaştırarak herkesin içinde kendini bulduğu evrensel bir dil oluşturur. Bu dil “Kazablanka” ile, “Rüzgar Gibi Geçti” ile, “Sevmek Zamanı” ile ve Selvi Boylum Al Yazmalım ile film olur ölümsüzleşir. Bu dil Steve Wonder ile dudaklarımızda “ I just call to say “I love you”, Frank Sinatra ile “Strangers in the night”, Sezen Aksu ile “Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde / Gidiyorum kokun hala üzerimde, Kayahan ile “Bizimkisi bir aşk hikayesi / Siyah beyaz film gibi biraz”, Berkant ile “Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek / Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek“ ve Zeki Müren’in sesinden “ Ben seni unutmak için sevmedim” ile şarkı olur ölümsüzleşir.
Bu dil Edgar Allan Poe’da “Bir gece bulutun rüzgârından üşüdü gitti Annabel Lee”, Boudlaire’da “ Kalınlaşan bir duvardı aramızda gece / Seçerdim o karanlıkta gözbebeklerini”, Attila İlhan’da “ Ben sana mecburum bilemezsin “ ve Sezai Karakoç’ta “ Bir gün gözlerimin ta içine bak / Anlarsın ölüler niçin yaşarmış” mısraları ile şiir olur ölümsüzleşir.
Bu dil Shakspeare’de Romeo ve Juliet, Nazım Hikmet’te Ferhat İle Şirin, Haldun Dormen’de “Sokak Kızı İrma” ve Yıldız Kenter’de “ Kraliçe Lear” ile tiyatrolaşarak ölümsüzleşir. ‘’ Son olarak da gecenin konuklarına teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.
