Oscar tarihinde hatırlanmak istenmeyenler

Yeni sahipleriyle yarın buluşacak olan Oscar Ödülleri, 83 yılı geride bırakan geçmişinde; mutluluk gözyaşlarının yanı sıra kimsenin hatırlamak istemediği politik skandallarla da anıldı.

Oscar tarihinde hatırlanmak istenmeyenler

Soğuk Savaş'ın kasvetli yıllarında ABD Temsilciler Meclisi'nde çalışma temposunu arttıran Amerika'ya Karşı Faaliyetler Komitesi (HUAC), Amerikan toplumu kadar, sinemanın kalbi Hollywood'u da derinden etkiledi. Senatör Joseph Raymond McCarthy ve arkadaşlarının 1950'li yılların sonuna değin sürdürdüğü komünist 'cadı avı' sebebiyle birçok Hollywood çalışanı takibata uğradı, sorgulandı, hapse girdi; işten atıldı. Film endüstrisinde çalışan onlarca oyuncu, yönetmen ve senarist kara listeye alındı. McCarthyizm adını alan akım, çok geçmeden Oscar ödüllerini dağıtan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi'ne kadar uzandı. 1951 yapımı A Streetcar Named Desire (İhtiras Tramvayı)'deki rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü alan Kim Hunter'ın törenden kısa bir önce meslektaşları tarafından ihbar edilmesi Akademi üyelerini zor durumda bıraktı. Komünist diye anılan bir oyuncunun Oscar heykelciğini kaldırması istenmiyordu. Meclis, benzeri bir durumun tekrar yaşanmaması konusunda Akademi'yi uyardı. 1952'de Komite'de sorgulanan Elia Kazan, ifadesinde meslektaşlarını ihbar ettiği gerekçesiyle ağır eleştirilere uğradı. Fred Zinnemann'ın 1952'de çektiği 4 Oscarlı High Noon (Kahraman Şerif), 25. Oscar töreninde En İyi Uyarlama Senaryo dalında da Oscar'ın en güçlü adayları arasında gösteriliyordu. Filmde, evlenip emekli olacağı gün, daha önce hapse gönderdiği düşmanlarının kasabaya intikam için geri geleceklerini öğrenen Şerif Will Kane'in (Gary Cooper) korkmuş ve sindirilmiş kasaba ahalisinden beklediği desteği bulamayarak, düşmanları karşısında tek başına mücadele etmek zorunda kalması etkileyici bir görsellikle anlatılıyordu. Filmin senaristi Carl Foreman, High Noon'un; Senatör McCarthy'nin o yıllarda ABD'de başlattığı Komünist "cadı avı" karşısında entelektüellerin suskun kalmasına bir eleştiri olduğunu açıkladı. Senatör McCarthy'nin kara listesine girmekten Hollywood'un en katı anti-komünistlerinden biri olan filmin başrol oyuncusu Gary Cooper sayesinde geçici olarak kurtulan Foreman, daha sonra İngiltere'ye kaçmak zorunda kaldı. Film, etkili anlatımına rağmen senaryo dalında Oscar alamadı. WİLSON'UN ADAYLIĞI ÖLÜMÜNDEN 24 YIL SONRA TANINDI Sıra dışı filmlerin senaristi Michael Wilson'un yazdığı 1956 yapımı Friendly Persuasion (Kan Dökmeyeceksin) filmi, En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar'a adaydı. Ancak Wilson'un kara listede olması üzerine Akademi yönetim kurulu, 1957'de Oscar'a aday olma kriterlerinde bir değişikliğe gitti. Şartnameye alelacele, "Bir federal komitenin karşısında komünist partinin üyesi olduğunu kabul eden veya komünist parti üyesi olup olmadığı konusundaki sorulara yanıt vermeyi reddeden kişilerin Akademi Ödülüne aday gösterilmeleri mümkün değildir." şeklinde bir madde konuldu. Friendly Persuasion, En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar'a aday gösterilmesine rağmen Wilson'un ismi aday listesinden çıkarıldı. Akademi, ölümünden 24 yıl sonra Wilson'un adaylığını tanıdı ve kayıtlara geçirdi. 1958'deki Akademi Ödülleri töreninde The Bridge on the River Kwai (Kwai Köprüsü) filmiyle En İyi Uyarlama Senaryo ödülünü kazanan Michael Wilson ve Carl Foreman, kara listede oldukları için yine adları aday listesinden silindi. Ödül, senaryo çalışmalarına da yardım eden aynı adlı romanın yazarı Pierre Boulle'ye verildi. Oysa Boulle, ne İngilizce konuşabiliyor ne de yazabiliyordu. Wilson ve Foreman'ın ödülleri, 1984'te yakınlarına teslim edildi. Komünist avı sırasında işsiz kalan çok sayıda senarist takma adlarla mesleklerini yapmaya çalıştı. Dalton Trumbo, 29. Oscar ödüllerinde The Brave One filmiyle En İyi Orijinal Hikâye Akademi Ödülü'nü kazandı. Dalton Trumbo kara listenin başında olduğu için 'Robert Rich' rumuzuyla jeneriğe yazılmıştı. Ödülünü alan arkadaşı Jesse Lasky Jr. sahneye çıktığında arkadaşı Rich'in senaryo çalışmaları sebebiyle törene katılamadığını söyledi. Herkes bu gizemli ismin kim olduğunu merak ediyordu. Rich'in adının Amerikan Senaryo Yazarları Birliği'nin kayıtlarında yer almaması kuşkuları iyice arttırdı. Basın işin üzerine gidince Rich'in, film yapımcısının bir yakını olduğu, senaryoyu ise Dalton Trumbo'nun yazdığı ortaya çıktı. Trumbo'nun ismi ödül listesinden silinince endüstri çalışanları, kara listenin doğruluğunu ilk kez tartışmaya başladı. Trumbo, The Brave One filminde kazandığı Oscar heykelciğine ise ölümünden bir yıl önce 1975'te kavuştu. TRUMBO'NUN İSMİ JENERİĞE YAZILMADI Bu talihsizlik kariyerinde Spartacus (Spartaküs), Papillon (Kelebek) gibi unutulmaz filmlere imza atan senarist Trumbo'nun yaşadığı ilk olay değildi. Audrey Hepburn'ün dünya çapında tanınmasını sağlayan 1953 yapımı Roman Holiday (Roma Tatili) filminin senaryosunu da Dalton Trumbo yazmıştı. Film, En İyi Hikâye Oscar'ını kazandı; ama ismi kara listede olduğu için Trumbo'nun ismi filmin jeneriğine yazılmamıştı. Ödül, onun yerine senaryonun yazılmasında yardımı olan arkadaşı Ian McLellan Hunter'e verildi. Akademi 1992 yılında ölümünden 16 yıl sonra Trumbo'nun itibarını iade etti, ödül kayıtlarını değiştirerek ödülü Hunter'dan geri aldı ve 1993 yılında törenle Dalton Trumbo'nun eşine verdi. 2003 yılında film DVD'ye aktarılırken elektronik yöntemle Dalton Trumbo'nun ismi filmin jeneriğine eklendi. Stanley Kramer'in The Defiant Ones (Kader Bağlayınca) filmi, ABD'deki ırk sorununu etkili bir biçimde anlattığı için eleştirmenlerden övgü aldı. En İyi Senaryo Ödülü alacağına kesin gözle bakılıyordu. Ancak Akademi üyelerinin canını sıkan bir durum vardı. Filmin senaryosunu Harold Jacob Smith ve Nathan Douglas birlikte yazmıştı. Nathan Douglas, Nedrick Young'ın takma adıydı ve Young da McCarthy'nin kara listesinin içindeydi. Birine ödül verip diğerine vermemezlik olmazdı. Akademi zorda kalınca 1959'da kara listede olan kişilerin aday gösterilemeyeceği kuralını iptal etti. Oscar'ın ününe gölge düşüren kara liste, Senatör Joseph Raymond McCarthy'nin 1957'de ölümünün ardından giderek gündem düştü. Yasaklı senaristlerin yazdığı filmler ise birer klasik olarak keyifle izlenmeye devam ediyor. Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi'nin düzenlediği 84. Oscar Ödülleri Töreni, 26 Şubat'ta (yarın) Hollywood'daki Kodak Tiyatrosu'nda gerçekleştirilecek. Tören ABC Televizyonu tarafından canlı olarak yayınlanacak. (CİHAN)
<< Önceki Haber Oscar tarihinde hatırlanmak istenmeyenler Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER