Yazarlık öğrenilebilir mi?

Ülkemizde yazarlığın "Allah vergisi bir yetenek" olduğu düşünüldüğü için yazarlık eğitimleri pek gündemde yoktu.

Yazarlık öğrenilebilir mi?

İstanbul Üniversitesi Dil Merkezi yöneticileri, tam tersini düşünerek martta yazarlık atölyelerine başlıyor. Teorik ve uygulamalı dersler, cuma günleri yapılacak. Yazarlık, meslek olarak öğretilebilir mi? Çok yalın bir soru bu. Ancak cevabı, sorusu gibi değil. Yaklaşık on yıldır, yani yazarlık atölyelerinin açılmasından bu yana tartışılan bir mevzu. Konunun karşısında duranlar olduğu gibi destekçileri de yok değil. İstanbul Üniversitesi konuyu destekleyenlerden olacak ki martın ilk haftası yazarlık atölyelerine başlıyor. Bir üniversite bünyesinde yazarlık kursunun açılması ülkemizde bir ilk. Dersler, Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuri Sağlam tarafından verilecek. Sağlam, yazarlık atölyelerini şöyle tanımlıyor: "Yerin altında duran bir maden düşünelim. Orada bulunması, maden olma özelliğinden hiçbir şey kaybettirmez. Esas olan, onu yeryüzüne çıkartmaktır. Kendi kendine de çıkamayacağına göre bir ustaya ihtiyaç hissedilir. Tabii yeryüzüne çıktıktan sonra da işlenmediği sürece yine bir şey ifade etmez. Edebi türler de böyle. Öncelikle kişinin içindeki yazma isteği gün yüzüne çıkarılmalı." Aslına bakarsanız Batı'da çok öncelerden beri 'yazarlık' adı altında eğitim veren çok sayıda kurum var. Türkiye'de bu meslek 'Allah vergisi bir yetenek' gibi düşünüldüğü için yazarlık kurslarının açılması gündemimizde yoktu. Son on yılda bu algı biraz değişti. Yazarlığın öğretilemez ama öğrenilebilir olduğu görüşü yaygınlaşıyor. Yrd. Doç. Dr. Sağlam da bu düşüncede. Resim, heykel, sinema gibi sanat alanları nasıl öğrenilebilir ve öğretilebiliyorsa yazarlık da öğrenilebilecek bir meslek. Ama kendi kendine öğrenmek mümkün müdür? Sağlam'a göre, yazarlığın birtakım ilkeleri yok, birdenbire sihirli bir değnekle başkası üzerinden inşa edilecek bir olgu değil. Tamamen kişinin çalışmasıyla alakalı. Peki, işe nasıl başlanmalı? Yazar olmaya talip kişi öncelikle yazacağının hiç kimse tarafından okunmayacağını düşünerek başlamalı işe. Sonra da yazarlığın önce teorik daha sonra uygulamalı kısmına geçilmeli. Mesela bir deneme yazılmışsa nasıl olduğuna ya da olmadığına, eksiklerine ve fazlalarına bakılmalı. Tüm bunlar, hocanın yönlendirmesiyle yapılıyor. Yazarlık şöyle olur, böyle olur denmiyor, birtakım özellikler ortaya konulmuyor. Bir edebi tür üzerinden nasıllığı, niceliği ayrıntılı şekilde tahlil ediliyor. Tüm bunlar, adayın eksiklerini, fazlalıklarını yavaş yavaş görmesini sağlıyor. Sağlam, "Öğrencilerin belli bir zamandan sonra ortaya koydukları denemeleri önce ben inceleyeceğim. Eksiklerini belirledikten sonra barkovizyon ortamında bütün kursiyerlerin önünde tek tek analiz edip önerilerimi sunacağım. Bu uygulamalı bölümde kendilerinin ne kadar mesafe kaydettiklerini görecekler zaten. Tabii yazabilmede önem teşkil eden cesaret de zamanla oluşacak." diyor. İstanbul Üniversitesi Dil Merkezi'nde, dersler teorik ve uygulamalı olarak verilecek. İlk önce okumanın nitelikleri anlatılacak. Zira yazmanın hazırlık noktası okumak. Okumadan yazmak ya da yazmaya heves etmek ne doğru ne de mümkün. Dersler, cuma günleri 18.00-21.00 saatleri arasında verilecek. Talebin fazla olması halinde cumartesi günleri de eğitim verilmesi düşünülüyor. Aylık ücret 250 lira. Öğrencilere (lise öğrencileri de dahil) yüzde 50 indirim sağlanıyor. Üç buçuk ay sürecek kurslar, İstanbul Üniversitesi Dil Merkezi'nin Tophane'deki şubesinde yapılacak. Yazarlık, her ne kadar sertifika ya da diplomayla ölçülecek olmasa da adaylara kurs bitiminde sertifika verilecek. Yazar heveskârları, makalelerini üniversite bünyesindeki dergilerde yayınlatma imkânı da bulacak. İstanbul Üniversitesi'nin çıkarttığı 'İstanbul Hatırası' isimli dergide yayımlanacak ya da öğrencilerin yazıları çok nitelikli olursa onlar için yeni bir dergi çıkarma fikri de var. Dil öğrenimi kulüplerle destekleniyor İstanbul Üniversitesi Dil Merkezi, geçtiğimiz şubatta yabancı öğrencilere Türkçe öğretimi için açılmış bir merkez. Şimdilerde sadece Türkçe değil, bunun yanında İngilizce, Almanca, KPDS, ÜDS kursları da veriyor. Dil merkezi okutmanı Hüseyin Bargan, önümüzdeki aylarda; Fransızca, İspanyolca, Rusça, İtalyanca, Arapça, Farsça, Ermenice, Osmanlıca kurslarını da açmayı düşünüyor. Erasmus öğrencilerinin de olduğu merkezde sertifikaların uluslararası geçerliliği bulunuyor. Ayrıca öğrencilerin kendilerini geliştirebilmeleri kulüplerle destekleniyor. Merkez bünyesinde sinema, konuşma, internet ve dilbilgisi kulüpleri var. Bargan, "Öğrenciler film izledikten sonra düşüncelerini ifade ederek pratik yapabiliyorlar. Ya da dilbilgisi kulübünde katılamadıkları dersleri telafi edip eksik konularını tamamlayabiliyorlar." diyor.
<< Önceki Haber Yazarlık öğrenilebilir mi? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER