Kur'an'daki tekrarların hikmeti

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Kasım 4 2019
Abdullah Aymaz, Risale-i Nur külliyatında On Dokuzuncu Söz'de ve On Birinci Şua olan Meyve Risalesi'nin Onuncu Meselesi Emirdağ Çiçeği'nde anlatılan bir 'Kur'an' hakikatini kaleme aldı.

Kur'an'da tekraların hikmeti
ABDULLAH AYMAZ

Çankırı’nın Çerkeş kazası Müftüsü, Eğirdir’de sorgu hâkimliği yapan oğlunu ziyarete gelmişti. Eğirdir’de bulunduğu sırada Barla’da bulunan Üstad Bediüzzaman’dan haberdar olunca merak edip ziyaretine gider. 

Sohbet sırasında Üstad’ın ilmî derinliği ile sakalsız olmasını bağdaştıramaz ve içinden “Bu ne ilim!.. Bu ne sakalsızlık!..” diye geçirir… 

Üstad, “Kardeşim! Çocukken sakal bırakmadım… Öylece gitti…” diye cevap verir. Bunun üzerine Müftü Efendi, Üstad’a “Efendim himmet buyurun!” der. Üstad da “Himmet Kur’an’dadır. Senin müşkülün On Dokuzuncu Söz’dedir. Eğirdir’de Yüzbaşı Hulusi Bey’e git, sana okusun!” der. Eğirdir’e döndüğünde hemen Hulusi Ağabeyi  bulur ve durumu bildirir. 

Hulusî Ağabey, kendisine On Dokuzuncu Söz’ü okur. Müftünün zihnindeki sorunun cevabı, bu Risalenin sonunda yer alan Kur’an’daki tekrarların hikmeti bahsindedir. Burası okununca, Müftü heyecandan yerinde duramaz. “Yahu bu benim kimseye soramadığım 35 senelik müşkülümdü, şimdi halloldu!” der.

Asr-ı Saaddette de ehl-i kitaptan bazıları, Kur’an-ı Kerim’in iman hakikatlarını insanlığın bütün tabakalarına ders verdiği için, kalblerde ve zihinlerde tesbit etmek, yerleştirmek, iknâ etmek hikmetine binâen zâhiren tekrar ettiği için, bu  hikmetli gerçeğe karşı çıkarak, bu meseleyi sanki Efendimizin (S.A.S.) ümmîliğine ve ilminin azlığına sebep sayıp haksızca saldırdılar. 

Bunun üzerine “De ki: ‘Rabbimin sözlerini yazmak için en büyük okyanus, mürekkep olsaydı, hatta onun bir mislini de takviye olarak gönderseydik, bu denizler tükenir, Rabbinin sözleri bitmezdi.” (Kehf Suresi, 18/109) âyeti nâzil oldu. 

Üstad Hazretl

Bu haberler de ilginizi çekebilir