Kutupları Aydınlatan Kandiller

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazar, Ocak 7 2024
Samanyoluhaber.com yazarı Harun Tokak'ın pazar yazısı
HARUN TOKAK 



Gün ışıyor.
Odama sabahın ilk ışıkları doluyor. 
Göklerden dökülen bir ışık seli, karların üzerinden ıldır ıldır yükselen ışık buğusuyla buluşuyor.
Evler, ağaçlar, yollar, ormanlar o ışık denizinde yüzüyor.
Bilgisayarımı açıyorum.
Ekrana ansızın Avustralya akşamları doluyor. 
Bu kutup ülkesinde güneş doğarken dünyanın bir diğer kıtasında güneş çoktan batmış. 
Kur’an’da Tarık Yıldızı diye anılan Çoban Yıldızı görünüyor ekranda.
Yüzünde tatlı bir gülümseme; sımsıcak, umut dolu.
Yanında yöresinde yıldızlar topluluğu...
Oğul veren arılar gibi öbek öbek... 
Kutlu Nebi’nin o sözü hatırıma düşüyor. 
"Ağlama kızım! Allah bir gün, güneşin doğup battığı her yere babanın ışığını ulaştıracaktır." 
Güllerin Efendisi son seferlerinin birinden dönmüştür.
Çölden gelmiştir, üstü başı perişandır, yorgundur. Yaşı da bir hayli ilerlemiş, saçlarına tel tel aklar düşmüştür. 
Geride garip hisler bırakarak dokunduğu her şeyi gurbet renkleriyle giydiren akşam güneşinin zarif ve zengin hissiliği vardır üzerinde.
Kızı Hazreti Fatıma, babasını o halde görünce hayalinde tıpkı bir gül gibi, acılar yaprak yaprak açılıyor. Senelerden beri içinde birikmiş duygular depreşiyor. Annesi, ablaları hepsi onu bırakıp gitmiştir. Babasıyla baş başa kalmıştır koca dünyada. Daha fazla dayanamıyor. Sarılıyor babasının boynuna. Sarsıla sarsıla ağlamaya başlıyor.
“Babacığım! Nedir senin bu yaşadıkların?’’ 
"Ağlama kızım! Allah bir gün, güneşin doğup battığı her yere babanın ışığı

Bu haberler de ilginizi çekebilir