Kuzey Ormanları'nın tahrip edilmesi kuraklık riskini artırıyor

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Ağustos 5 2015
İstanbul'un kuzeyindeki ormanların önemine dikkat çeken uzmanlar, bazı projeler ve çarpık yapılaşmanın ormanlarla birlikte su kaynaklarını da tahrip ettiğini belirtiyor. Yağış miktarlarının kuzeye doğru gidildikçe arttığını kaydeden uzmanlar, İstanbul'da dışa bağımlı bir su politikasının ortaya çıktığını, su alınan bölgelerde yaşanacak kuraklığın, megakentte yaşayanları ciddi risk altına sokacağını ifade ediyor. "İstanbul geçen yıl direkten döndü." diyen uzmanlar, İstanbul'un su sorununa kendi kaynakları ile yeraltı sularının çare olacağı görüşünü dile getiriyor.
İstanbul'un kuzeyindeki ormanların önemine dikkat çeken uzmanlar, bazı projeler ve çarpık yapılaşmanın ormanlarla birlikte su kaynaklarını da tahrip ettiğini belirtiyor. Yağış miktarlarının kuzeye doğru gidildikçe arttığını kaydeden uzmanlar, İstanbul'da dışa bağımlı bir su politikasının ortaya çıktığını, su alınan bölgelerde yaşanacak kuraklığın, megakentte yaşayanları ciddi risk altına sokacağını ifade ediyor. "İstanbul geçen yıl direkten döndü." diyen uzmanlar, İstanbul'un su sorununa kendi kaynakları ile yeraltı sularının çare olacağı görüşünü dile getiriyor.

Su kaynaklarının verimli kullanılması ve su stratejileri konusunda alanındaki uzman isimlerden biri olan İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Kasım Koçak, Cihan Haber Ajansı'na (Cihan), İstanbul'un su politikalarına ilişkin dikkat çeken tespitler yaptı.

İstanbul'a su sağlayan Melen, Yeşilçay, Istrancalar gibi dış kaynakların uzun vadede çözüm sağlamayacağını, yerel kaynakların daha verimli kullanılmasının tercih edilmesi gerektiğini belirten Koçak, asıl sorunun su temin edilen dış kaynaklarda yaşanabilecek kuraklık durumunda ortaya çıkacağını anlattı. Koçak, "İstanbul'un nüfusu maalesef hızla artıyor ama eskiden beri İstanbul su sorunu yaşayan bir şehir. Haliyle bu sorunu çözmek için lokal kaynaklar yetmiyor. Çevreden Melen, Istranca, Yeşilçay derelerinden. Yağışlar yeterli olduğu zaman buralarda bir sorun yok ama kuraklık olduğu zaman buralarda ciddi bir soruna neden oluyor. Kuraklık noktasal bir konu değildir ve bu coğrafyada her dönem olabilir." dedi.

'ŞİDDETLİ KURAKLIKLARLA KARŞILAŞABİLİRİZ'

1970 yılından başlayarak dünya ile birlikte Türkiye ve İstanbul'da da yağış rejimleri anlamında kırılma noktası yaşandığını belirten Koçak, İstanbul'daki yağış rejiminin bu tarihten sonra yüksek salınımlar gösterdiğini belirtti. Koçak, "1970 yılından önceki yağışların daha tahmin edilebilir olduğunu görüyoruz. Yani bu şu demek; bu noktalarda şiddetli yağı

Bu haberler de ilginizi çekebilir