Lisans iptali ve Süleyman Efendi

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Eylül 25 2017
''Dün, laiklik adına dine karşı olduğunu söyleyen bir iktidar Süleyman Efendi Hazretlerinin lisansını iptal etmişti. Bugün ise dindar gözüküp, yaptıkları her kirli işte ya da halka karşı yaptıkları konuşmalarında dinin bütün argümanlarını hiç yüksünmeden tepe tepe kullanan “siyasal islâmcı” bir iktidar kendisine “itaat” veya “biat” etmeyen bir cemaatin müesseselerinde çalışan binlerce öğretmenin lisansını iptal etti. Görüldüğü üzere, temelde aralarında hiçbir fark yoktur. ''
SÜLEYMAN EFENDİNİN DE LİSANSINI İPTAL ETMİŞLERDİ
Levni Kayı 


Ellerindeki bütün hakları gasp edildi haksızca, 
Açlığa ve yokluğa mahkûm edildiler hayâsızca.


Türkiye’de ilim ve irfan ehli çok sayıda Süleyman Efendi olmakla birlikte, akla ilk gelen “Süleymancılar” olarak da bilinen grubun lideri Süleyman Hilmi Tunahan Efendi Hazretleridir. Önce hayatı ile ilgili kısa bilgiler aktaralım:
   
Süleyman Hilmi Tunahan 1888’de, bugünkü adıyla Bulgaristan’ın Silistre şehrinin Hezargrad (Razgrad) kasabasının bir köyü olan Ferhatlar’da dünyaya geldi. 1907’de İstanbul’a gelen Süleyman Efendi, Fatih’te başladığı öğretim hayatını Medresetü’l-Kudât’la sonuçlandırdı. 1920’de Bulgaristan tabiiyetinden Osmanlı tabiiyetine geçti. İlk zamanlar İstanbul’un küçük camilerinde, daha sonraları ise uzun müddet büyük camilerde halka vaaz ederek insanlara İslâmiyet’in emir ve yasaklarını anlattı. 

Kur'ân eğitiminin yasak olduğu İsmet İnönü döneminde talebelerine İslâmî eğitim veren Tunahan’ın hayatı hep bir koşturmaca ve çileyle geçti. “Diyanet İşleri Reisliği teşkilâtını düzenleyen 16 Kasım 1937 tarihli nizamnâmede dersiâmların vâizlik görevi alabilecekleri belirtilince Süleyman Efendi 4 Şubat 1938 tarihinden itibaren vâizlik görevine başladı. İlk zamanlar Doğancılar, Aziz Mahmud Hüdâi, Yağkapanı gibi İstanbul’un nisbeten küçük camilerinde vaaz etti; ardından Şehzadebaşı, Süleymaniye, Sultan Ahmed, Beyazıt gibi camilerde yankı uyandıran vaazlarıyla çevresini genişletti. Bu arada bazı cami odalarında ve evlerin bodrum katlarında ders halkaları oluşturdu. Bunun üzerine karakola götürülüp ifadesi alındı; 1939’da Emniyet Müdürlüğü’nde “tabutluk” diye anılan nezârethânede üç gün işkenceye tâbi tutuldu. 1943’te vâizlik b

Bu haberler de ilginizi çekebilir