Mağruriyetten mağduriyete; büyük savruluş!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Eylül 16 2017
''Küçük dağlar inşa etmiştik adeta gösterişli binalarımızda.. Bina gezdirmekten haz alıyorduk. Müesseselerimiz, diyorduk bugün yüzlerce Müslüman görünümlü çakalın üşüştüğü mübarek kurumlarımıza. İnsan temeline yatırım yapmayı unutup, binaya harç atmayı tercih ettik. Bir kat, bir kat daha... Üst üste çıktıkça yapılarımız putlarımız büyüdü, başka da bir şey olmadı, bir de nefretini kazanıyorduk yerinde duranların. ''

“Kendini aldatanın, aldatmayacağı kimse yoktur.”
(Rousseau)

Girizgah notu: Dikkat bu bir ‘Kafası karışıklar” yazısıdır, “Zihni Berraklar”dan özür dileyerek…

Ne güzel günlerdi öyle değil mi?

“Stadyumlara sığmayacaksınız” görüsünün realize olmasının verdiği esriklik ile kendimizden geçiyorduk. Mest oluyorduk ışıklı şovlarda, derisinin rengi çeşit çeşit çocukların okuduğu türkülerle, tempo tutuyorduk gözyaşlarımızı tutamıyorduk. 

Kimler gelmiyordu ki toplantılarımıza…

Bakanlar, milletvekilleri, başbakanlar, valiler, müdürler, bürokratlar, sanatçılar… Bilet bulabilmek için araya adam koyuyorduk mesela. VIP tribün vardı yahu, bizzat gözlerimizle gördük! 

Uçuyorduk havalarda. 

Biz diyorduk, biz var ya biz, sadece ülkeyi değil, dünyayı da kurtarırız bu gidişle..

Pek haksız da sayılmazdık ama aynamızın odağı her geçen gün daha da derine kayıyordu. Büyüyordu ekrandaki yansımamız. Kendimizi olduğumuzdan bir değil belki yüz kat fazla görmek hoştu. 

Milyon satan gazetelerimiz vardı ama okumuyorduk ne yazık ki! En çok satan gazeteydik ama!

Bugünkü toplumsal nefretin altındaki en önemli sebeplerden biri de buydu belki de. Mevcudun en büyüğüydük ve bu büyüklük rahatsız ediyordu herkesi. Bir tek bizim zihni berraklarımızı etmiyordu rahatsız. 

Filmlerimizi milyonlar seyrediyordu ama sinemaya çok uzaktık. Bir ibadet aşkıyla izlerdik filmleri sanat aşkıyla değil.  2 milyon bilmem kaç kişi izledi, diye hava basıyorduk birbirimize. 

Televizyonumuzda bütün diziler birbirine benziyordu. Hepsi Sır Kapısı’nın değişik versiyonları gibiydi. Reha Yeprem kaçmıştı sanki tüm dramalarımıza. Belli bir seyir oranı da vardı belki ama öyle abartılacak b

Bu haberler de ilginizi çekebilir