'McKinsey ya da IMF ne fark eder?'

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazartesi, Ekim 1 2018
''McKinsey ile piyasayı oyalamak yerine IMF’nin acı reçetesini yudumlamayı göze alabilselerdi yakın vadede bir umut ışığı belirebilirdi. Artık böyle bir ihtimal yok. İktidar da muhalefet de 81 milyonu sembollerin atlı karıncasında oyalamaktan vazgeçmeyecek.''
Semih Ardıç / TR724
MCKİNSEY YA DA IMF NE FARKEDER!

Bir anda herkes McKinsey mütehassısı kesildi.
 
“Memleket elden gidiyor.” diyenlerden “Kozmik odadaki bütün sırlarımız ABD menşeli bir müşavirlik firmasına teslim edilemez.” diye haykıranlara kadar herkeste sloganlar müşterek: “Kahrolsun ABD”, “Kahrolsun emperyalizm”, “Kahrolsun McKinsey”.

Sağ ya da sol hepsi ABD muhalifliğinde ittifak etti.

MAKULİYET ÇİZGİSİ KAYBOLDU

Anadolu’da “sloganlar” ve “semboller” mevz-u bahis olduğunda “münevver” diye takdim edilenler bile makuliyet çizgisinden uzaklaşabiliyor.

Evvela şu tespiti yapmalıyız…

*Türkiye içine düştüğü girdaptan tek başına kurtulabilir mi?
*Hiçbir tavsiye, müşavirlik, mali destek almaksızın kriz aşılabilecek mi?
*Beşeri sermayeden maddi sermayeye kadar elde avuçta kalmış kaynaklarla ekonominin belini doğrultabilir miyiz?
 
Yukarıdaki suâller gibi onlarca suâlin cevabı: “Hayır, mümkün değil”. Acı hakikati kabullenmeden, hasta, üstelik yoğun bakım ünitesinde bir hasta olduğumuza kendimizi ikna etmeden muhtemel teşhis ve tedavilerden netice alınamaz.

İKTİDAR NİHAYET KRİZİ KABULLENDİ

Türkiye’de iktidar, “Dış mihrakların manipülasyonu, kriz mriz yok.” hezeyanından krizi kabullenme safhasına geçmek mecburiyetindeydi.

Bunu yaparken ne kadar tutarlı hareket ettiği elbette dikkatle takip edilmeli.

McKinsey ile imzalanan mukaveleye dair benim de şerhlerim olmakla beraber ortalıkta uçuşan mesnetsiz i

Bu haberler de ilginizi çekebilir