Millet gözünü açtı, TÜİK'e artık kimse inanmıyor

Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi (TEAM) isimli düşünce kuruluşunun araştırmasına göre, son dönemde alınan ekonomik önlemlerin ardından Cumhur İttifakı’na destek bir nebze arttı ama uzmanlar bu desteğin kalıcı olup olmayacağının ekonomiye bağlı olduğuna dikkat çekiyor.

SHABER3.COM

Kararsızların çoğunun AK Parti seçmeni olduğu kaydedilen araştırmada ayrıca TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına inananların sayısı da oldukça az çıktı.

Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi (TEAM) isimli düşünce kuruluşunun 12 kentte yaptığı araştırmaya göre, son dönemde alınan ekonomik önlemlerin ardından, Cumhur İttifakına destek arttı. Araştırmaya katılanları TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranına inanmadığını söylerken seçmenlerin tahminlerine göre 2021 enflasyon oranı yüzde 57.7. Bu oran AKP’liler’e yüzde 54,2, MHP’lilere göre yüzde 49,3.

TEAM, kurdaki dalgalanma ve ekonomik önlemlerin seçmenlerin algısı üzerindeki etkisini araştırmak amacıyla 12 ili kapsayan bir araştırma yaptı. Araştırma Adana, Ankara, Balıkesir, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir, Kayseri, Samsun, Trabzon ve Van’da bin 594 kişiyle yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirildi.

Araştırmanın sonuçlarına göre kararsızlar dağıtıldıktan sonra, AKP oylarıyla birlikte Cumhur ittifakı’nın oy oranı da yüzde 45,8’e çıktı. TEAM’in Kasım ayında yaptığı aynı araştırmanın verileriyle yapılan karşılaştırmaya göre; Kasım ayından bugüne Cumhur ittifakının oyları yüzde 43,9’dan yüzde 45,8’e yükselirken, kararsız ve protesto oylarının toplamı yüzde 18,7’den yüzde 15,3’e düştü. TEAM’e göre kararsızların azalması ve AK Parti’ye dönmeleri sonucunda CHP’nin oy oranı da 1,8 puan gerildi.

Kararsızlar dağıtıldıktan sonra Erdoğan’ın oy oranı da Cumhur İttifakı’nın oyuna yakın yani yüzde 45,6 çıktı. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görevini ne kadar iyi yapabildiğine ilişkin soruya, seçmenin 10 üzerinden yaptığı değerlendirmede, Kasım ayında ilk kez 5’in altına düştüğüne vurgu yapılırken, son araştırmaya göre destek artsa da hala 5’in altında.

Araştırmaya göre Kasım’da Erdoğan’ın seçimi kaybedeceğini düşünenler ilk kez yüzde 50’inin üzerine çıkarken, Ocak’ta Erdoğan kazanır diyenler yüzde 50’nin üzerine çıktı.

TÜİK Verilerine güven yok

Araştırmanın ana fikrinin oluşturan ekonomik durum da seçmenlere soruldu. Ekonominin kötüye gittiği ve geçmişe göre daha kötü olduğunu savunanların yüzde 75,5 olan oranı Ocak’ta yüzde 68,6’ya indi.

Son zamanlarda verileri tartışma yaratan TÜİK de seçmenlere soruldu. Araştırmaya katılanların sadece yüzde 18,5’i TÜİK’in enflasyon rakamlarına inanıyor. 2021 enflasyon oranını yüzde 57,7 olarak tahmin eden seçmenlerin yüzde 54,2’sinin AKP, yüzde 49,3’ünün MHP seçmeni olduğu dile getirildi.

TEAM ekibi araştırmanın sonucunu şöyle yorumladı; “Erdoğan ve Cumhur İttifakına verilen destekteki artış Aralık ayında açıklanan ekonomik önlemlerin Cumhur İttifakı seçmeninde büyük beklenti yaratması ile ilgili olup, kalıcı olmayabilir. Alınan önlemler enflasyonu düşürmezse bugün kaydedilen artış geçici olabilir.”

“Kararsızların çoğu AK Partili”

Araştırıma sonuçlarını VOA Türkçe’ye değerlendiren Araştırmacı ve Analist Reha Ruhavioğlu, kararsız seçmenlerin çoğunun AK Parti seçmeni olduğuna dikkat çekti. Bu kararsızların henüz muhalefete tarafından ikna edilememiş olması nedeniyle partilerine yönelmelerinin normal olduğunu savunan Ruhavioğlu, “Bu oy artışını sadece ekonomik kaynaklı okumak eksik olmakla birlikte en önemli faktörün ekonomi olduğunu da yadsımamak gerekiyor. Bu süre zarfında doların 18 liradan 10 liralara kadar düşmesi, asgari ücretin yüzde 50 civarında arttırılması ve memur maaşlarına yüzde 30’dan fazla zam yapılması gibi gelişmeler yaşandı. Bütün bu gelişmelerin bu kadar kısa sürede yaşanmasının oy değişimine belirgin bir etkisi olması da şaşırtıcı değil” dedi.

Peki bu tablo ne zamana kadar sürer? Ruhavioğlu’na göre, tablonun devam etmesi ekonomik iyileşme ve bunun sürdürülebilir olmasına bağlı. AK Parti açısından bu durumu korumanın zor göründüğüne vurgu yapan Ruhavioğlu şöyle devam etti; “Ancak yine AK Parti açısından bu verilere bakıldığında işlerin dönülmez noktada olduğunu söylemek yersiz ve yanlış olacaktır. Bu sonuçların AK Parti lehine sürmesi yahut tersine dönmesi büyük ölçüde ekonomik iyileşme ve bu iyileşmenin sürdürülmesi ile ilgili olacak. Enflasyonun düşüp düşmeyeceği önemli bir etken olacak örneğin. Bugün her ne kadar ücretlerde %30 ila 50 gibi hiç azımsanmayacak oranlarda artıştan bahsediyorsak da bu artışların alım gücünü koruyamadığı da görülüyor.”

Araştırma sonuçlarını muhalefet için işlerin yeniden zora girdiğini gösterdiğimi belirten Ruhavioğlu, ”AK Parti’den rahatsız seçmen muhalefet cephesinden çok kararsız ve protesto oy eğilimi gösteriyor. Burada hem muhafazakarların kolektif kazanımlarının AK Parti iktidarı sonrasında riske girebileceğinden endişe hem de muhalefet kadrolarının yönetebilme güvencesi vermemesi gibi faktörler etkiliydi. Bir gencimizin maalesef bir cemaat evinde intihar etmesiyle başlayan tartışmalar, tarikatlar kapatılsın noktasına vardı. Bu da muhafazakarların travmalarını tetikleyen ve endişelerini haklı çıkaran bir görüntü veriyor” diye konuştu.

“Muhalefet değil kararsızlar büyüyor”

Akademisyen Cuma Çiçek ise Türkiye'nin muhalefetten ziyade kararsızların büyüdüğü bir dönemden geçtiğin söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Çiçek, Cumhur İttifakından kopanların nereye gideceğini bilmediğini söyledi. 20 Aralık’ta alınan ekonomik kararların araştırmaya yansımasının normal olduğunu savunan Çiçek, bu görüşünü şöyle açıkladı; “Erdoğan yeniden bir güç figürü olarak ortaya çıktı. Hala karar verme gücü olduğunu gösterdi, kesinlikle ‘En güçlü aktör olarak ben buradayım’ dedi. Uzun bir zamandır gündemi muhalefet belirliyordu. Altı aya yakın bir dönemdir muhalefet gündem belirliyordu. 20 Aralık'tan bu yana Erdoğan yeniden gündemi belirleyen aktör oldu. Ekonomi ile ilgili bir hamle ile bunu sağladı. Şu anda İmralı Edirne gündemi üzerine aynı şeyi yapmaya çalışıyor. Bundan dolayı normal bir durum” şeklinde konuştu.

Durumun tekrar eskiye dönme ihtimali olduğuna dikkat çeken Çiçek, “Temelde iki mesela ortada duruyor. Türkiye'de ekonomik kriz yerinde duruyor. Dolar 13’e indi ama nereye gideceği hala belirsiz. Dolar inse bile bu fiyatlara yansımadı. Ekonomik kriz devam ediyor. Bunu çözüleceğine dair de bir umut yok, karamsar tablo devam ediyor. Siyasi kriz de devam ediyor. Türkiye’de ciddi bir siyasi kriz var ve insanlar bunun farkındalar. İkisi ile bağlantılı olarak, bu ikisinin ana kaynağı olarak, bir de yönetsel kriz var. Bu üçünü beraber düşündüğümüzde bunun tersine dönme ihtimali yüksek” dedi.

Çiçek’e göre Türkiye’deki krizleri çözmek için alternatif bir siyaset bulunmuyor. Alternatif olmadığı için insanların mevcut yönetime sarıldığını vurgulayan Çiçek, “Bütün ağır siyasi ve ekonomik krize rağmen ortada bir umut olmadığı için insanlar olana sarılıyorlar. Kişi olarak geleceğe dair umudumuzu kaybettiğimizde nostaljiye sarılırız. Bu siyasal psikolojide kitleler için de geçerli olan bir durum. Kriz anlarında her zaman hayır çıkmaz. Bir seçenek, bir umut ortaya çıkmadığı zaman insanlar genelde olana sarılıyor. Son dönemin farkı muhalefet siyasetten bir alternatif olmaya çalışıyordu, hükümetin en zayıf noktası ekonomiydi. Krize rağmen muhalefette ekonomide de bir çözüm çıkaramadı. Halihazırda bir tarafta iki parti var. AK Parti ve yanında hacim olarak küçük ama siyasetten büyük bir parti var. Karşıda bir araya gelebilecekler mi gelemeyecekler mi kaçı bir araya gelecek gibi bir sürü sorunun olduğu, 5 6 tane parti var. Bunlar siyasal olarak çok umut vaat etmiyorlar” diye konuştu.
<< Önceki Haber Millet gözünü açtı, TÜİK'e artık kimse inanmıyor Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER