Mü’min olduğumuz halde niye geri kaldık?

Samanyoluhaber.com yazarı Dr. Ali Demirel cuma yazısında 'Mü’min olduğumuz halde niye geri kaldık? 'sorusunu cevapladı

SHABER3.COM

DR. ALİ DEMİREL- SAMANYOLUHABER.COM 


Bu soru zaman zaman görsel ve yazılı basında, zaman zaman da değişik sohbet meclislerinde gündeme geliyor. Art niyetli insanlar maalesef hiç araştırıp okumadan suçu dinimize yüklüyorlar. 

Gerçekten de suç yüce dinimizde mi yoksa o dinin mensupları bizlerde mi?

Hepimiz elhamdülillah mü’miniz. Ancak her mü’minin her sıfatı mü’min olmayabilir. Halbuki Rabbimiz, bu dünyada sıfatlara göre hükmediyor. 

Mesela yalan söylemek, hileli yollara başvurmak, insanları kandırmak, yolsuzluk-hırsızlık yapmak, çalışmayıp tembel tembel oturmak, çalışmada metot bilmemek Allah’ın sevmediği sıfatlardır. Böylesi sıfatları taşıyan bir mü’min, “Lâ ilâhe illallah Muhammedun Rasulullah” dediği için cennete girebilir. 

Fakat Allah, kendisinde mü’min sıfatları bulunmadığı, metot bilmediği, metodolojiden haberi olmadığı ve tembel olduğundan bu dünyada onun hakkında mağlubiyet ve mahkumiyet verir. Bu, Allah’ın bir kanunudur. 

İnkarcı bir kimsenin ahirette beklediği bir şey yoktur. Fakat onda bir kısım mü’min sıfatları varsa Allah, o sıfatlara ikramda bulunur ve bu sıfatlar yüzü suyu hürmetine onu dünyada yükseltir. 

Burada bize düşen, her yönümüzle mü’min sıfatlarıyla donanmamız, doğru sözlü, doğru özlü, hak vesileyi kullanan, tembelliği arkasına atan, metot bilen, kâinatın sırlarını çözme noktasında azimli insan olmamızdır.

İki kitabi da iyi anlamalıyız!

İkincisi; Rabbimizin, birisi Kur’ân-ı Kerim, diğeri kâinat kitabı olmak üzere iki kitabı vardır. Kur’ân-ı Kerim, bize hem bu, hem de öte dünya saadeti sunan bir ilahi kanunlar kitabıdır. Allah’ın bir diğer kitabı ise kâinat kitabıdır. Allah, bu kitabı kudret ve iradesiyle yazmıştır. Orada kanunlar, nizamlar ve pek çok sır dönüp durmaktadır. Kâinat bizim için bir kitaptır ve Kur’ân’ın haykırdığı bazı hakikatleri ifade eder. 

İşte mü’minlerin daima başlarda taç olması, bu iki kitabı eşit mânâda anlayıp kavramalarına ve ikisine de derinlemesine dalmalarına bağlıdır. Bu iki kitabın emirlerine riayet etmenin mükafatı, etmemenin ise cezası vardır. Ekseriyet itibariyle kâinat kitabına riayet etmemenin cezası dünyada, Kur’ân’a riayet etmemenin cezası ise ahirette verilmektedir. 

Binaenaleyh bir zümre kâinat kitabının esaslarına vakıf ise Allah dünyada onların mükâfatını vermektedir. Ahirette de imansızlıklarının cezasını çektirecektir. 

Allah’a inanan, ancak Kur’ân’ın sadece ibadete ait meseleleriyle meşgul olan, kâinat ve kâinatın sırları, fizik, kimya, astronomi ve tefekkürle alakası olmayan bir insan, dünyada cezasını görecektir. İmanın mükafaatını ise ahirette bulacaktır...


TWİTTER : @aliihsandemirel

<< Önceki Haber Mü’min olduğumuz halde niye geri kaldık? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER