Muhalif Araplarda tedirginlik ve ürküntü: Ne kadar ileri gidebileceklerinin göstergesi

İngiltere'de yayımlanan Financial Times gazetesi, Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın 2 Ekim'de İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda öldürülmesinin, Arap ülkelerinden muhalifleri ürküttüğünü ve tedirgin ettiğini yazdı.

SHABER3.COM

BBC Türkçe servisinin çevirisine göre Heba Saleh, Simeon Kerr ve Andrew England imzalı haberde, "Muhalif Arap siyasiler ve insan hakları savunucuları için Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi, otokratik rejimlerin 2011'dekine benzer bir Arap ayaklanmasının yeniden yaşanmaması için ne denli kararlı olduklarının yeni bir göstergesi" denildi.

"Suudi Arabistan'dan Mısır'a, Birleşik Arap Emirlikleri'nden Bahreyn'e kadar çok sayıda ülkenin yöneticisi 7 yıl önce yaşadıkları sarsıntının ardından muhalifleri hedef almaya başlamışlardı" da denilen haberde, Arap muhaliflere Kaşıkçı cinayetine nasıl baktıkları soruldu.

'Eskiden baskının da bir sınırı olduğu düşünülürdü'

Mısır hükümeti tarafından yasaklanan yüzlerce siyasi internet sitesinden birisinin editörü olan Halit el Belşi, Financial Times'a yaptığı açıklamada, "Kaşıkçı cinayeti korkutucu çünkü baskıcı rejimlerin ne kadar ileri gidebileceğini gösteriyor. Eskiden insanlar baskının da bir sınırı olduğunu düşünürdü" dedi.

Haberde, "Bazı aktivistler için tehdit hissi, Batı'nın, özellikle de Trump'ın, insan hakları ile ilgili kaygıları tamamen bir kenara bırakmış gibi görünmeleriyle katlanarak artıyor ve rakiplerini ezmek için can atan siyasi liderlerin de cesaretlendirildiğini düşünüyorlar" ifadesi yer aldı.

Yine Financial Times'a konuşan Londra merkezli Bahreyn Haklar ve Demokrasi Enstitüsü Direktörü Sayid Elvadaey, baskıcı yaklaşımların artmasını iki temel gelişmeye bağlıyor:

-Trump'ın insan haklarını tehdit eden gelişmelere karşı duyarsızlığı.
-İngiltere'nin AB'den çıkış sonrasındaki süreci gözeterek yeni ticaret ortakları arayışında olması.

Sayid Elvadaey, 2011'deki ayaklanmalar sırasında tutuklanarak 6 ay hapsi yatan ve 2012'de de İngiltere'ye yerleşen Bahreynli bir muhalif.

Batı'nın Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman tarafından 'cezbedildiğini' söyleyen Elvadaey, "Eğer birisi Muhammed bin Selman'ın kadınlara araba kullanma hakkı tanıdığı için çok iyi bir lider olduğunu düşünüyorsa, bu sadece görmek istedikleri şeyleri gördüklerinin bir göstergesidir" diyor.

Financial Times'taki haberde ise bazı muhalif Arapların Kaşıkçı cinayetinin ardından işlerin değişmesini umduğu da belirtildi.

Gazeteye konuşan ve 1994'ten bu yana Londra'da yaşayan Suudi muhalif Saad el Fagih, Kaşıkçı cinayeti sonrası Suudi Arabistan'ın hareket alanının kısıtlanabileceğini söyledi.

El Fagih, "Yaşananların sonucunda muhalifler belki de ülkelerine dönebilir. Ya da yönetim muhalefete çok daha müsamaha göstermeye başlayabilir" yorumunu yaptı.
<< Önceki Haber Muhalif Araplarda tedirginlik ve ürküntü: Ne kadar ileri... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER