Mümtaz'er Türköne: Başbakan Kürtleri 'ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye' çalışıyor

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Ekim 21 2015
"Beyaz Torosların, yani yargısız infazların devri AK Parti olsa da olmasa da kapandı mı? Kürt sorununda 90'lara dönme tehlikesi mevcut mu?"
Mümtaz'er Türköne: Başbakan Kürtleri 'ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye' çalışıyor

(...)
Başbakan'ın kullandığı sadece bir metafor. Beyaz Toroslar yerini bugün başka markalara bırakmış durumda; ama bu metaforun bile taşıdığı yük epeyce ikircikli. Başbakan Kürtleri "ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye" çalışıyor. Çağrışımlar çok berrak: AK Parti bir sıtma, bu hastalık yüksek ateşle titreme nöbetleri getirir, ama hemen öldürmeyip süründürür. "Sıtmayı mı yani bizi mi, yoksa ölümü yani devlet içindeki çeteleri mi istersiniz?" diye sormuş oluyor.

Çıkıp da Davutoğlu'na "artık beyaz Toros kalmadı" derseniz, "bu araçlara yollarda rastlanmadığını"  değil, "devletin bir daha 90'lara dönmeyeceği" cevabını vermiş olursunuz. Gerçekten öyle mi? Beyaz Torosların, yani yargısız infazların devri AK Parti olsa da olmasa da kapandı mı? Kürt sorununda 90'lara dönme tehlikesi mevcut mu?

Davutoğlu'nun meşhur "Stratejik Derinlik" isimli kitabı Herakleitos'un "değişim" fikrini anlatmak için icat ettiği "bir nehirde iki kere yıkanılmaz" sözünü çok ileriye taşıyarak başlar. Ne nehirde akan sular aynı sulardır, ne nehrin kenarında gördüğünüz ağaçlar, ne nehrin yatağı ve ne de siz; her şey değişmiştir. Durumu anlatmak için ideal bir benzetme. 1993 yılından bugüne tam 22 sene geçti. Bu 22 seneye bir 28 Şubat Postmodern darbesi ve son kısmına da 13 yıllık AK Parti iktidarı sığdı. Ne devlet eski devlet, ne Kürtler eski Kürtler; her şey değişti, hatta devletle Kürtlerin ilişkisini değiştirip-dönüştüren AK Parti bile değişti. Soğuk Savaş'tan kalma PKK dışında değişmeyen hiç bir şey yok artık.

AK Parti iktidarı Devlet ile Kürtleri barıştırmak için tarihî bir fırsattı. Kürtlerden de oy alabilen bir parti, Devlet'in halkı nezdindeki meşruiyetini yeniden tesis ettiği için "derin devlet"i silahları ve bütün kadtosu ile teslim alabildi. 2009'dan itibaren Kürt sorunu için atılan radikal adımlara bu yüzden devlet kanadından güçlü itirazlar gelmedi. Çözüm Süreci bile, bu ankayışla güvenilmez ama hayata geçirilip tüketilmesi gereken bir süreç olarak görüldü. Ama artık bitti, AK Parti kendisine biçilen tar

Bu haberler de ilginizi çekebilir