Mümtaz'er Türköne: İktidar nasıl kısırlaştı?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Ağustos 16 2015
"AK Parti'nin bir ideolojisi, hatta bir fikri de kalmadı, hepsi Erdoğan'ın devirdiği koca koca çamların altında ezildi ve ruhunu teslim etti."
Mümtaz'er Türköne: İktidar nasıl kısırlaştı?

Bir inek bile 13 yıl, aynı doğurganlıkla aynı süt verimiyle ömür süremez. İktidar güç ve itibar üretmeyi başka sebepten seçimden önce bırakmıştı.

Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına çıkışı AK Parti için  -Davutoğlu'nun tabiriyle- bir “ihyâ” fırsatıydı. Erdoğan tek başına bu fırsatı yok etti. Son koalisyon tartışmalarında bir kere daha görüldüğü üzere Davutoğlu “bırak yöneteyim” dese izin vermiyor, “gel sen yönet” dese yanaşmıyor. Geçici veya müstafi bir hükümet olarak bile iktidar sorumluluğu üstlenmek bir kenara, yönetim cihazını bile çalıştıramıyor. Devletin son zamanlarda siyasetin büsbütün dışında, bürokratik mekanizmalarla işlemesi ve işini yapması fark edilmiyor mu? Hiç başka bir sebebe ihtiyaç yok, AK Parti bu kısırlaştırılmış haliyle seçim kazanamaz.

Başarılı liderlerin sırrı, nitelikli kadroları bir araya getirip, onların enerjisi ve ufkuyla yükselmektir. AK Parti, Türkiye'nin 80'li, 90'lı yıllarda yetişmiş en yetenekli beyinlerini topladı ve seferber etti. Liberal aydınlar da bu kervana destek verdi. Son olarak 7 Haziran'da bu kadrolar mutfaktan çıkıp vitrindeki yerlerini aldılar, politika üretimi ile bağlarını kopardılar. Erdoğan'ın devirdiği çamların yerine fide dikmekten başka çareleri yok. “Türkiye'nin yönetim sistemi değişmiştir. Yapılması gereken bu fiilî durumun hukukî çerçevesinin anayasa ile netleştirilmesi, kesinleştirilmesidir” sözü üzerine saçını-başını yolacak birkaç düzine akıl sahibinin demek ki artık hiç bir etkisi yok. Yukarıdaki hukuksuzluk itirafının devamı olarak gelen “'Cumhurbaşkanı her şeye karışıyor' demek, yağmur altında yürürken ıslanmaktan şikâyet etmekten farksızdır.”  cümlesindeki yağmur metaforu Erdoğan'dan sadır olamayacağına göre demek ki çevresinde hâlâ danıştığı kişiler var. Bu danışmanlarda akıl olsaydı, milletin güneş pırıl pırıl parlarken çamur yağmuruna maruz kalmaktan şikâyetçi olduğunu, Erdoğan yüzünden yaz günü donmaktan bizar olduğunu biraz olsun anlarlardı. Bugün artık makam-mevki ile iğdiş edilen parlak isimlerin “bizi dinlemiyor”, “küçük

Bu haberler de ilginizi çekebilir