Mümtaz'er Türköne: Yalçın Akdoğan'ı, kendisinin bile yanlış anladığını düşünüyorum

Mümtaz'er Türköne: Yalçın Akdoğan'ı, kendisinin bile yanlış anladığını düşünüyorum

Yalçın Akdoğan'ı, kendisinin bile yanlış anladığını düşünüyorum. Liderlerin kolu, ayağı veya beyninin yarısı konumundaki danışmanların başına geldiği türden bir travma yaşadı.

Dolmabahçe -hadi mutabakat olmasın- toplantısı doğrudan Erdoğan'ın talimatı ile yapıldı. Üç hafta boyunca sesini çıkartmaması, sağlanan uzlaşmadan değil yeni şartlar yüzünden fikrinin değiştiğini göstermişti. Dolmabahçe toplantısı, her genel ve yerel seçim öncesi yapıldığı gibi PKK-HDP cephesinin ağzına bir parmak bal çalıp, seçim güvenliğini sağlamak için düzenlendi ve istenen sonuç elde edildi. AK Parti'nin standart seçim prosedürü, şiddet ortamını yumuşatarak seçimlere girmekti; çünkü aksi durumda oy kaybediyordu. Her seçim öncesinde İmralı seferber edilerek, Kandil'e seçim sonrası hemen unutulan sözler verilerek bu prosedür şaşmadan uygulandı. Ancak Dolmabahçe Mutabakatı PKK-HDP kanadında değişen hesapları ve yeni stratejiyi dikkate almadığı için esaslı bir hataya dönüştü. HDP  barışçı bir seçim ortamını bu sefer barajı geçmek gibi çok iddialı bir hedefin ön şartı olarak zaten benimsemişti. Öncesinde AK Parti çevrelerinin HDP'yi parti olarak seçime girmek için nasıl teşvik ettiklerini hatırlayınca, 7 Haziran için nasıl bir hesap hatası yaptıkları bugün daha iyi anlaşılıyor. Aynı dönemde Cumhurbaşkanı'nın 400 milletvekili ile açtığı pazarlığı, giderek düşürmesini de hatırlayalım. Erdoğan muhtemelen bu hatayı Dolmabahçe Mutabakatı sonrasında yaptırdığı kamuoyu araştırmalarıyla görmüş ve bir U dönüşü yapmıştı. Sonrasında, seçim meydanlarında sadece HDP'yi hedef almasına bakarak, geliyorum diyen felaketi öngördüğünü ama engelleyemediğini söylemek lâzım.

(...)

<< Önceki Haber Mümtaz'er Türköne: Yalçın Akdoğan'ı, kendisinin bile... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER