[Murat Çetin] Aday kim?

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığını açıklamasının üzerinden epey zaman geçti. Erdoğan bir anlamda Millet İttifakı’nın adayını açıklamasını zorlamak için adaylığını erken açıklamıştı. Ancak istediği sonucu alamadı.

SHABER3.COM

MURAT ÇETİN

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığını açıklamasının üzerinden epey zaman geçti. Erdoğan bir anlamda Millet İttifakı’nın adayını açıklamasını zorlamak için adaylığını erken açıklamıştı. Ancak istediği sonucu alamadı. Millet İttifakı henüz adayını açıklamadı. İttifakın en güçlü partisi CHP lideri Kılıçdaroğlu, adayın açıklanmasını Erdoğan’ın seçim kararı alması şartına bağladı, daha sonra da Erdoğan’a çağrıda bulundu “TV’de tartışalım, orada açıklarım” dedi. Erdoğan, ne seçim kararı aldı ne de TV’de tartışma çağrısına cevap verdi. 

Millet İttifakı içerisinde kuşkusuz 4 güçlü aday bulunuyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu kadar İYİ Parti lideri Meral Akşener de adaylık potasında olan isimlerden. Gerçi Meral hanım, 2018’de olduğu gibi ısrar etmeyeceğini cumhurbaşkanı adayı olmayacağını erkenden deklare etti. Kemal bey ise aday olmak istediğini saklamıyor. Bir de potansiyel adaylardan İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş bulunuyor. Her iki isim de adaylık için istekli ama ittifakı oluşturan 6 liderin kararının da çok önemli olduğunu biliyorlar. İmamoğlu ve Yavaş’ın onay almadan Cumhurbaşkanı adayı olmaları düşünülemez. 

Bir de sol cenahtan Ertuğrul Günay’ın ismi dolaşıma sokuldu adaylık için. Ankara’da Günay’ın bir karşılığı yok şimdilik. Gerçi siyaset bu kimin ne zaman ne olacağını kestiremiyor. Ülkede tombaladan çıkar gibi cumhurbaşkanları çıktı. En son örneklerindendir Ahmet Necdet Sezer… Kırmızı ışıkta duran bir Cumhurbaşkanı figüründen başka bir iz bırakmadı hafızalarda. Ha bir de deneyimli siyasetçi rahmetli Bülent Ecevit’e Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında fırlattığı Anayasa kitapçığı olayı var. Yenilir yutulur gibi değil ya… Neyse konumuz bu değil ! 
 
Türkiye’de seçimler zamanında yapılsa bile 10 aylık bir süre kaldı. Sonbaharla birlikte seçim konusu iyice Türkiye gündemine oturacak, hal böyle olunca da Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı üzerinde kilitlenecek konu. 6’lı masanın 5 lideri de bu konuda ketum davranıyor. Sadace Kemal bey artık yavaş yavaş aday olmak istediğini artık gizlemiyor. Kendisini bir adım daha öne çıkaran politikalar üretiyor Kemal bey. 
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğine yönelik güven endeksi de sürekli düşüyor. Metropol’ün Temmuz 2022 anketine göre halk nezdinde Erdoğan'a görev onayı verenlerin oranı yüzde 41. Bu oran geçen aya göre yüzde -2.7 geriledi. Erdoğan’a görev onayı vermeyenlerin oranı yüzde 53. Bu oran da geçen aya göre yüzde 2 artış gösterdi. 
 
Türkiye’de yüzde 30/35 bandına sıkışan bir sol seçmen profili bulunuyor. Son anketler de CHP’nin oy oranını yüzde 28/30 gösteriyor. Cumhur ittifakı oylarındaki düşüş ve Erdoğan’a duyulan güvendi azalma kadar Kılıçdaroğlu’nun siyasi hamleleri de kendi adaylığının güçlendiren en önemli etken. Kılıçdaroğlu’nun Et ve Süt Kurumu ile Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) giderek bu kurumların güvenirliliğini tartışmaya açması, başta yargı bürokrasisi olmak üzere Türkiye’deki kamu kurumlarını adil olmaları yönünde yaptığı çağrılar kamuoyunda olumlu tepki gördü. 

Kılıçdaroğlu ayrıca seçim vaatlerinde Erdoğan’ın elindeki kozları alma yönünde hamleler yaptı. CHP Lideri kendi iktidarlarında “Asgari ücret, taşerona kadro, emekliye bayram ikramiyesi, elektrikte TRT payının kaldırılması, memur ve emekliye 3600 ek gösterge ve üniversite öğrencilerinin Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) borçlarının faizlerinin silinmesi” ne ilişkin adım atacaklarını söylemesi toplumda karşılık buldu. O kadar ki Kılıçdaroğlu’nun bu vaatlerinden kısa bir süre sonra AKP ikitidarı bu konularda iyileştirici yasal değişiklikler yapmak zorunda kaldı. Kılıçdaroğlu’nun otomotivde Özel Tüketim Vergisi’nin (ÖTV) sıfırlanacağını açıklaması sonrasında Erdoğan’ın kararname ile otomotivde ÖTV’yi indirme yetkisini üzerine almasını da bu çerçevede değerlendirilmeli. Kılıçdaroğlu oyunu iyi kuruyor. O kadar ki Erdoğan’ın kendisine yönelik aşağılama ve eleştiri sözcüğü olarak kullandığını “Bay Kemal” söylemini kendi sloganı haline getirdi ve twitter bio’suna ekledi. 
 
 6’LI MASA STRATEJİSİ 

 Kılıçdaroğlu’nun adaylığına Millet İttifakı içinden açık bir tepki gelme ihtimali bulunmuyor. DP lideri Gültekin Uysal, Kılıçdaroğlu’na desteğini açık bir şekilde dile getiren bir siyasetçi. Cumhurbaşkanı yerine “başbakan” olmak istediğini belirten Akşener’in de Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkması beklenmiyor. İkili arasında bu konuda önceden varılmış bir mutabakattan bahsediliyor. Yeni dönemde parlamenter sisteme geçilecek, Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı, Akşener başbakan olarak yola devam edecek. Bu mutabakat çok açıktan dile getirilmese de özel ortamlarda konuşulan bir konu. SP lideri Temel Karamollaoğlu da Kılıçdaroğlu ile yakın işbirliği içinde bulunan bir lider. DEVA lideri Ali Babacan ile Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun Kılıçdaroğlu’nu adaylığına çekince koysalar bile bunu ittifaktan ayrılacak bir sorun haline getirmeleri beklenmemeli. 

Kılıçdaroğlu, adaylığını diğer 5 parti liderine baskıyla değil ikna yöntemi ile kabul ettirmek istiyor. Millet İttifakı içinde ılımlı bir politika takip eden Kılıçdaroğlu’nun adaylığı 6’lı masada bir kopuşa neden olmaz. Zira 6 liderin Cumhurbaşkanlığı kadar TBMM seçimlerinde de işbirliği içinde olmalarını zorunlu kılıyor. Zira CHP ve İYİ Parti’nin dışındaki 4 partinin (DEVA, SP, DP, Gelecek Partisi) TBMM’de temsil edilmeleri ancak ittifak içinde kalmaları ile mümkün. Millet İttifakı’nda olmayan HDP’den de Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığına karşı bir söylem bugüne kadar gelmedi. 
 
AKP’nin ekonomik krize ve düşen oy oranına rağmen hala çok büyük ve güçlü imajı var. 6’lı ittifak da AKP’nin karşısında aynı oranda büyük ve güçlü bir imaj olarak kendini konumlandırdı. AKP ve Tayyip Erdoğan’ın toplumu bölen ve kutuplaştıran imajına karşılık Kılıçdaroğlu ve Akşener başta olmak üzere ittifak içindeki diğer parti liderleri daha birleştirici ve toplumda kabul gören bir tarz ortaya koyuyor. Ancak ittifak henüz planladığı biçimde sorunların temel kaynağının başkanlık sistemi olduğuna ilişkin söylemini kamuoyuna güçlü biçimde yansıtabilmiş değil. 6 parti lideri ne olursa olsun ittifak içinde kalarak beraber hareket etmeyi ve Erdoğan’ın karşısına seçimi alabilecek bir aday çıkarmayı başarmak zorunda olduklarını biliyor. Zira parlamenter sisteme dönüş deklerasyonu ile birlikte toplum nezdinde büyük bir olumlu dönüş ile karşılaşıldı ve olası 6 partinin olası bir bölünme yaşaması seçimin kaybedilmesi anlamına gelir. Bu nedenle Millet İttifakı’nın başarısı Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de doğrudan olumlu etkiler. HDP’nin de desteğini almış bir Millet İttifakı’nın seçilebilir bir aday çıkarması halinde birinci turda (oy oranlarına göre) seçimi kazanma şansı oldukça yüksek. 
 
Davutoğlu geçen gün bir TV yayında şunları söyledi: “Altılı masadan ortak aday çıkmazsa bunun iktidarın işine geleceğine ve ittifakın toplumdaki algısına belki zarar vereceğine katılıyorum. Ama biz bu masa için çok uğraştık ve ortak aday çıkmazsa da dağılmayız. Dağılmasını da ben hiç istemem.” Kimse istemez Ahmet bey kimse istemez! 
 
Kemal bey aday olmalı mı olmamalı mı? Erdoğan, Kemal Bey’in adaylığını istiyor. Bana göre ise Kemal bey, secilebilirlik durumu kadar fedakarlık ihtimalini de göz önünde bulundurmalı. Kuşkusuz adaylar kadar, seçim atmosferi de önemli. Olağan veya olağanüstü şartlarda yapılacak seçim aynı sonuçları doğurmaz. Sandık kazasız-belasız, hırsız- gürsüz, kavgasız-gürültüsüz… Hatta savaşsız gelsin de gerisi kolay. Devran döndü bir kere…
 
<< Önceki Haber [Murat Çetin] Aday kim? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER