N’aptılar orada üç-dört saat?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Ağustos 12 2016
Yazar Ümit Kıvanç darbeyle ilgili herkesin aklında olan ama sormaya cesaret edemediklerini sordu. Darbecilerin lideri ve siyasi kanadı kimlerden oluşuyordu diye soran Kıvanç ''Kim bu darbenin lideri, başarılı olsaydı kimler kurulacaktı makam arabalarına, Saray'a, Meclis'e?'' dedi
N’aptılar orada üç-dört saat?
İşte P24'te yayınlanan yazı
***
N’aptılar orada üç-dört saat?

Mutlaka izah edilmesi gereken noktalar, cevap verilmesi gereken sorular var, ancak bilinerek istenerek, bunlar yokmuş gibi davranılıyor
 
Herhangi bir ülkede darbe girişimi savuşturulmuş olsa, peşine düşülecek ilk soru, bu girişimin lider kadrosunun kimler olduğudur. Hemen ardından sıra, girişim başarıya ulaşsa iktidarı kimlerin hangi hiyerarşi ve işbölümü içerisinde kullanacağına (bakanlar kurulu, vs.) gelir.
İki yüz otuz dört insan silahlı muhterislerin ihtirasına kurban gitti; iki bin kişi kadar yaralandı; yirmi bine yakın insan gözaltında, on bin civarında tutuklu var; komutanı içeri atılmış askerî birlikler haritası papatya tarlası gibi; işinden edilen memur sayısı yetmiş-seksen bin arasında, cumhurbaşkanına bakılırsa yüz bin de olsa iki yüz bin de olsa hepsi “temizlenecek”, askerî okullar kapatıldı, ordunun yapısı tepeden tırnağa değişiyor… Rakamdı ayrıntıydı, hiç girmesek de olur, toplumca muazzam bir sarsıntı yaşadık; hâlâ sürüyor. Milyonlarca insan o gecenin travmasını hâlâ atlatamadı.

Gelin görün ki, işlerine geldikçe darbenin bastırılmasındaki kahramanlığını öve öve bitiremedikleri halka karşı bizi yönetenlerin herhangi bir sorumluluğu, borcu yok. Tavrını kahramanlık mertebesine vardıranı vardırmayanıyla bu ülkenin ahalisi külliyen darbenin karşısına dikildi. Dolayısıyla yönetenlerin borcu herkese. Tam da onların hep söylemek, duymak istediği gibi, şusuyla busuyla, bütün “Türkiye”ye.

Ancak burası, HES yapacağım hırsıyla kurutmadık ırmak bırakmayanların “ırmağına kurban” diye göğsünü paralayabildiği, “Ölürüm Türkiye’m” ülkesi; bu yüzden yönetenlerin sorumluluğu veya borcundan sözetmek uçuk fantezi.
 
Çelişkileri, yalanları bayraklar örtemiyor ki!
 
Oysa vaziyet fena halde sinir bozucu. Neredeyse bir ay olacak, hâlâ bize da

Bu haberler de ilginizi çekebilir