'Ne bekliyorduk, ne bekliyordunuz?'

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Perşembe, Kasım 1 2018
''Semere dediğimiz şey “güç”, “itibar” veya “iktidar” ise doğru. Bunlar artık yok. Bunların peşine düşenler de yok. Tarihin hiçbir döneminde bunlar velayet ile bir arada olmadı. Olmaz zaten. Hiçbir pazarda ikisi bir arada satılmıyor.''
'Ne bekliyorduk, ne bekliyordunuz?'
VEYSEL AYHAN / TR724
NE BEKLİYORDUK? NE BEKLİYORDUNUZ?

“Dünya hayatı en az ahiret kadar önemlidir.” (Heva, 13)

“Allah sevdiği kullarını her türlü çile ve sıkıntıdan korur, hiçbir bela onlara isabet etmez.” (Kitab-ı Nefis, 9)

“Muhakkak ki inananlara hem dünya sevinci hem de ahiret saadetini bir arada vaat ettik.” (Ümniye, 16)

“Müminleri müjdele, Allah’a dayanıp gururla yeryüzünde yürüsünler. Onlar daima galip gelecekler, asla hezimet yaşamayacaklar.” (Sünen-i Ebu Leyla)

“O Rabbinin dinine hizmet edenlere haber ver ki, dünyada en ufak bir sarsıntıya uğramazlar, müşrik ve kafirlere karşı daima galebe ederler.” (Sahih-i Gâfilin)

“Onlar, hem dünya hayatında mutlu yaşarlar hem de cennette sefa sürerler…” (Derûn-u Şikem)

Bunlar ne ayet ne de hadis.

İlki “heva”mın telkini,

Sonraki “nefsimin” beklentisi, ardından “ümniye”lerim…

“Gafletin” ilkaatı, “Derûn-u Şikem”imin sesi…

Şuuraltımın ve hayallerimin ifadeleri.

Ruhumun derinliklerinde dolaşan gerçek olmayan, mevzu “ayet”ler. Gerçek ayetleri gerektiği gibi hazmedemeyince sahte hezeyanlar gelip yerleşiyor ve zihnimi esareti altına alıyor:

Çünkü olanları beklemiyorduk.

Kur’an okumuştuk ama çile, mihnet ve zulümlerin tarihe kilitlendiğini, öyle hadiselerin 21 yüzyılda artık olamayacağını sandık.

Firavun ve Nemrud bir daha gelmez.

Anneler bir daha

Bu haberler de ilginizi çekebilir