O Bir Hakas Kızı

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazar, Eylül 28 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Harun Tokak, yeni köşe yazısını 'O Bir Hakas Kızı' başlığı ile kaleme aldı.

O Bir Hakas Kızı
Güzel bir güz mevsimi.
Oturduğum sokağın başında Sadettin Başer Ağabey’i bekliyorum.
Öğle vaktinin keskin aydınlığı gitmiş, her bir varlık ikindinin altın renkli ışıklarının yumuşaklığında kendince dinleniyor.
Saadettin Ağabey iki arkadaşıyla sokağın başında göründü.
Elindeki bastonun yardımıyla yürüyordu.
Koşmaları, Sibirya steplerine sığmayan küheylan yaşlanmıştı.
Yılların hasretiyle sarıldık birbirimize.
Yüzündeki kırışıklıklara rağmen gözlerinde hâlâ aynı sıcaklık parlıyordu. 
“İskandinavya’yı dolaşıyorum.” dedi.  “Hem de sizin gibi eski dostları görüyorum. Hastalıklar, bir dizi ameliyatlar sebebiyle uzun bir zamandan beri seyahat edemedim. Kendimi biraz iyi hissedince şöyle bir dolaşayım, dedim. Ali Açıl gibi, Hacı Kemal Ağabey gibi ben de yollarda ölmek istiyorum.
Şimdi, ömrümün bu son yıllarında, bu hasta ve ihtiyar hâlimle İskandinavya’yı gezerken gencecik arkadaşlarımızın küheylânlar gibi koşturmalarını görünce çok mutlu oldum. 
Hey gidi günler, dedim.
Ama asıl beni mutlu eden başka bir şey oldu.
Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde bir Hakas kızımızla karşılaştım.
Hakasya’daki okullarımızda öğretmenlik yapmış.
Orada bizim bir öğretmen arkadaşımızla evlenmiş.
Mutlu bir hayatları var. 
Anadolu kadınları gibi utangaç, zarif ve soylu biri.
Beni görünce çok duygulandı. Göz yaşlarını tutamadı. Beni de ağlattı.
“Ağabey Sibirya’daki okulları açmak için senin ne sakıntılar yaşadığını biliyorum” dedi.
“Ama iyi ki pes etmediniz. Türk okullarında okuyan öğrenciler kötü alışkanlıklardan uzaklaştılar. Bu durum Hakaslı velileri çok sevindirdi. Anne-babalar a

Bu haberler de ilginizi çekebilir