Organ naklinde tıp ve hukuk karşı karşıya geldi

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Ocak 21 2016
İstanbul 5 ve 6. İdare Mahkemelerinin, organ bağışı etik kurulunun bir vaka ile ilgili kararını iptal etmesi tıp dünyası temsilcileri arasında tartışmaya yol açtı. Uzmanlar, etik kurulların alanlarında yetkin isimlerden oluşan kişilerden oluştuğunu ve kurul kararlarında organ alıcısının hayatı kadar organ bağışçısının da sağlığını göz önünde bulundurduğunu ifade etti.
İstanbul 5 ve 6. İdare Mahkemelerinin, organ bağışı etik kurulunun bir vaka ile ilgili kararını iptal etmesi tıp dünyası temsilcileri arasında tartışmaya yol açtı. Uzmanlar, etik kurulların alanlarında yetkin isimlerden oluşan kişilerden oluştuğunu ve kurul kararlarında organ alıcısının hayatı kadar organ bağışçısının da sağlığını göz önünde bulundurduğunu ifade etti.

Organ Nakli Başvuru Değerlendirme Etik Komisyonu'nun verdiği olumsuz karar, organ bağışçısı ve alıcısı tarafından mahkemeye taşındı. Mahkeme, başvurucuların taleplerini haklı bularak etik kurulun verdiği olumsuz kararı iptal etmesi yeni bir tartışmaya neden oldu. Mahkeme, etik kurulun kararını yazılı olmaması ve somut bilgilere dayanmaması yönüyle iptal etti.

Tıp ile hukukun karşı karşıya gelmesi olarak yorumlanan olayda Türk Böbrek Vakfı (TBV), Böbrek Hasta Hakları Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği (BÖHAK) ve Türkiye Organ Nakli Vakfı bir araya gelerek yasal olarak yapılabilecek düzenlemeler konusunu masaya yatırdı.

'KURUL, ALAN KADAR VERENİN DE HAYATINI DÜŞÜNMEK ZORUNDA'

Türkiye Organ Nakli Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cemal Ata Bozoklar, mahkemenin verdiği kararı değerlendirirken, organ alıcısı kadar verenin sağlığının da etik kurul tarafından göz önünde bulundurulduğunu belirtti. Mahkemenin, kişinin yaşam hakkını gözettiği ve pozitif bulgu olmadan kişinin yaşam hakkının elinin alınamayacağını belirterek etik kurulun kararını iptal ettiğini anlatan Bozoklar, "Organ nakli sadece hasta ile ilgili bir durum değil, elimizde bir de organ vericisi var. Yaşayan sağlıklı bir insan. Verdiğimiz karar ile vericinin hayatını da riske ediyoruz. Dolayısıyla burada salt alıcının hayatından yola çıkamayız. Canlı verici dediğimiz, hiç bir hastalığı olmayan bir kişinin hayatını da riske ederken daha somut delillere ihtiyacımız var. Etik kurulun da vasfı burada devreye girer. Kanun, 18 yaş üzerinde herkese organ bağışı yapabileceğini söyler. Ama der ki, bu bir bedel karşılığı olmamalıdır. Peki bunu nasıl tespit

Bu haberler de ilginizi çekebilir