Düseldorf'taki ikinci oturumda, sansürü aşmanın yolları konuşuldu

Sürgündeki gazeteciler, Düsseldorf’ta düzenlenen Kamp Ateşi Festivali’nde yeni medyayı ve yeni medyanın gücünü tartıştılar. İnternational Journalist’in (İJA) düzenlediği panele gazeteciler Cevheri Güven, Levent Kenez ve Bedrettin Uğur katıldı.

SHABER3.COM



Panele katılan gazetecilerin gündeminde klasik medyanın yerine geçmeye başlayan yeni medya vardı. Programa katılan gazeteci Cevheri Güven, iktidarın önümüzdeki seçimlerde klasik medyanın yerine sosyal medyanın gücünü kullanmayı planladığını, planın ilk testini de şarkıcı Gülşen olayında yaptığını anlattı.

İşte panelde dikkat çeken o konuşmalar:

Bedrettin Uğur: Otoriter rejimle karşılaşan gazetecilerin iki yolu var. Ya teslim olacaksınız, ya da yayıncılık hayatına bir şekilde devam edeceksiniz. Tabi burada yeni mecralar ön plana çıkıyor. Gazeteciliğe devam edecekseniz, kitlelere ulaşmakta o dönem hangi kitli iletişim aracı varsa onu kullanacaksınız.

Cevheri Güven: Türkiye’de artık klasik medya kalktı diyebiliriz. Yeni dönemin medyası artık daha etkili bir hale geldi. İnternetin sağladığı imkanlarla, ben Türkiye içinde  ya da dışında gazetecilik yapamıyorum demek çok mantıklı gelmiyor.

Bazı kanallar çok yüksek izlenmelere ulaşıyor. Kendi imkanları ile yayıncılık yapabiliyorlar. Ancak bazı kanallar tematik yayıncılık yapıyor ve kendi başına yayın hayatına devam etme imkanı yok. Ancak o tür kanalları destekleyenler de var. Burada önemli olan devamlılık. Eğer o devamlılık sağlanırsa yayın hayatına devam etme imkanı da oluyor.
Diğer yandan bazı kanallar çok izlenmiyor ama patreondan destekleyenleri oluyor.

Bu tür platformlar gazetecilerin yayıncılık hayatına devam etmesine imkan sağlıyor. 

Levent Kenez: Eğer bir gün Türkiye’ye dönerseniz ve bir kurumda çalışma imkanınız olsa, ne yaparsınız? Klasik medyaya döner misiniz, yoksa yeni medya devam mı edersiniz?

Bedrettin Uğur: En çok ihtiyaç duyduğumuz şey finansal desteğin devam etmesi ve devamlılık. Ama ciddi problemler yaşıyoruz.

Cevheri Güven: Sorunlar var tabi. Klasik gazetecilik aşamalarından geçmek, yayın masasında haberi şekillendirmek tabi ki haberi zenginleştiriyor ve güzelleştiriyor. Ama şu an anormal bir dönemden geçiyoruz. Bunun için normal gazetecilik süreçlerinin dışında çalışıyoruz.

İleride kurumsallaşma çok önemli elbette. Gazeteciliğin sürdürülmesi lazım. O klasik, güzel ve zengin haberciliğin yaşanabilmesi için kurumsallaşma şart.

Levent Kenez: Gençler sosyal medyayı çok iyi ve çok fazla kullanıyor. Onun için sosyal medya içeriği sağlayan şirketler de otoritelere karşı belli bir noktaya kadar dayanabiliyor.

Bedrettin Uğur: Ciddi problemler yaşanıyor. Mesela Youtube’de sizin kanalınıza telif atılabiliyor diğer içerik sağlayıcılar tarafından ve yayın hayatınıza devam edemeyebiliyorsunuz. Burada takipçinizin gücü devreye giriyor. Ne kadar çok izleniyorsanız o kadar güçlü oluyorsunuz.

Şu an 8-10 videomuza her ay telif geliyor. Ya Soylu, ya Saray vs… Tabi eğer yayın hayatına devam etmek istiyorsanız, sürekli yeni yeni yollar bulmanız gerekiyor. Biraz esneklik göstermek, ya da geri atmak gibi bir şansınız yok. Onların yasakları varsa, sizin de yeni yollar, yeni kaynaklar bulmanız gerekiyor.

Levent Kenez: Sizi engellemek için neler yapıyorlar?

Platformlar arasında farklı yaşklaşımlar var. Youtube ifade özgürlüğünü en iyi kullandıran platformlardan biri. Ama örneğin Facebook’da çok daha kısıtlı bu durum. Diğer yandan instagram hesabım taklit olduğu gerekçesi ile kapalı. Taklit olmadığını ıspatladığımız halde problemi çözüp hesabımı alamıyorum uzun zamandır. Zaman zaman saçma sapan reklam yasakları yaşanıyor. 

Diğer yandan Youtube’nin de uluslar arası standartlara göre ifade özgürlüğünü kısıtladığını kabul etmesi lazım. Özellikle gazeteciler için bu anlamda özel bir kriter getirilmeli.

Mesela Facebook, intiharı özendirdiğim gerekçesiyle bana 3 ay reklam yasağı verdi. Çünkü kasti şikayetler vs oluyor. Oysaki, benim videomda intiharla ilgili hiçbir unsur yoktu.

Youtube bizi bir youtuber gibi kabul ediyor. Oysa ki bizim bir gazeteci olarak kabul edilmemiz lazım ve buna göre bir kısıtlama olması gerekiyor.

Levent Kenez: Tekonoljik ya da yargı kararları ile susturamadıkları gazetecileri başka yollarla susturmak istiyorlar. Mesela mal varlıklarına el konuluyor. Diğer yandan mesela İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik süreci tartışmasıyla ilgili benim de aralarında bulunduğum gazetecilerin Türkiye’ye iadesi isteniyor.

Bedrettin Uğur: Sadece iktidara değil aynı zamanda tabiri caizse yedi düvele karşı mücadele ediyorsunuz. Burada önemli olan sizin duruşunuz. Biz Bold Medya olarak birçok platforma içerik üretiyoruz. O içerikten reklam pazarlama vs. gelir elde ediyorlar ama size aynı ölçüde yansıtmıyorlar. Üvey evlat muamelesi yapılıyor. Çünkü sizi bir iktidar zaten dövüyor. Platformlar da bu durumu biliyor ve kullanıyor. Ama biz de her şeye rağmen mücadelemize devam etmeye çalışıyoruz.

Cevheri Güven: Hepimizin hakkında davalar var. Benim 100’ün üzerinde davam var. Mal varlığıma el konuldu. Tehditler aldım. Bana saldırılar da olabilir… Fakat bunlar Türkiye’de de başımıza gelen şeylerdi. Ben 15 Temmuz öncesinde zaten tutuklanmıştım.

Türkiye’de geçmişten beri gazeteciler çok çeşitli baskılara, saldırılara, cinayetlere maruz kaldılar. Mücadelemiz bunların demokratik ülkelerdeki gibi bir seviyeye gelmesi. Avrupa’da da gazeteciler baskı altında tabi ama bu çok farklı bir şekilde. Türkiye’de can güvenliği tehditi haline geldi.

Levent Kenez: Cevheri Bey, meraklılarına tavsiniz nelerdir?

Burada şöyle bir sorun var. Eskiden haber merkezleri olduğu için yeni başlayanlar usta çırak ilişkisi içinde yetişebiliyordu. Ben bu ilişki içinde yetiştim. Ama haber merkezlerinin kalkması yeni isimlerin yetişmesini zorlaştırıyor. Onun için haber merkezleri kurulmalı. Ama bireysel gazetecilik yapanlar, en azından başlangıçta bir şekilde kendilerini bu sistematiğin içine sokmalılar. Bir noktaya geldikten sonra bireysel gazetecilik yapabilirler.
Burada değişmez bir kural var tabi yeni medyada: ‘İçerik kraldır’ eğer iyi bir içerik üretebilirlerse o zaman piyasada tutunabileceklerini düşünüyorum.

Bedrettin Uğur: Şu an dünyanın her yerinde gazeteciliğe ve gazetecilere ihtiyaç var. Ama benim gördüğüm şey şu, patron sistemine rağmen bizleri ayakta tutmak isteyen bir halk gücü var.

Cevheri Güven: Troll orduları da aynı mecraları kullanıyor. Soylu’nun Erdoğan’ın potansiyel politikacıların bir troll ordusu var. Çünkü yeni medyanın gücünü keşfettiler. Gülşen olayında aylar öncesinde bir konuşma var, onu destekleyecek görüntüler servis ediyorlar ve büyük bir kampanyaya şahit oluyoruz.

Eskiden de medya böyleydi. Siyasetçiler, iş insanları vs kendi menfaatleri için medyayı destekliyorlardı. Ama muhalif ve düzgün medya da vardı. Bu iyiyle kötünün mücadelesi gibi birşey. Saf gazetecilik yapanların Youtube gibi mecralarda daha çok raiting aldığını görüyorum ben.

Bedrettin Uğur: Troll ordularıyla savaşmak, onlarla aynı minderde mücadele etmek gibi bir şansımız da yok. Çünkü onlar gibi yalan söyleyemiyorsuz, iftira atamıyorsunuz. Onlar gibi paramız yok. Biz de duruşumuzla, yaptığımız doğru işlerle mücadele etmeye çalışıyoruz. Ben toplumun da yapılanları gördüğünü düşünüyorum. İktidarın baskısı azaldıkça onlar da gerçeğe yaklaşıyorlar. Ama sizin o dönemde gerçekleri söylüyor olmanız gerekiyor.

Levent Kenez: Önümüzde bir seçim var. Bir mafya lideri var..Neleri yayınlayacağını düşünüyorsunuz? Sanki yeni medya üzerinden büyük savaşlara şahit olağız? Ne gibi beklentileriniz var? 

Cevheri Güven: Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ciddi gruplar oluşturdu ve analizler yapıyorlar. Klasik tv ve gazetelerin eski etkisi olmadığını gördüler. Bunun için yüksek izlenmelere ulaşan oyun, eğlence kanallarında youtuberlarla iletişim halindeler. Bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Sedat Peker’in yıpratılması, itibarsızlaştırılması bunun bir boyutu. Bununla birlikte kasetler vs olabilir. Ama şu anki konjektürde Sedat Peker yayınlarını yapacak gibi görünüyor.

Ama iktidar sosyal medyanın gücünün kullanacak seçimlerde. Bunun ilk örneğini Gülşen olayında gördük. İktidar burada yeni medyanın gücünü keşfetti ve onu kullanacak. Tabi finansman sorunları da yaşamıyorlar.









<< Önceki Haber Düseldorf'taki ikinci oturumda, sansürü aşmanın yolları... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER