Oyun Kuruculuktan Yedek Kulübesine!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Ağustos 3 2020
"Dünyanın virüsten kurtulmak için çare aradığı son bir kaç aydır, Türk yetkililerin, Akdeniz ve Libya'da hırgür çıkarmak için sudan bahaneler üretmesi, Türkiye'yi bölgenin tehlikeli bir oyuncusu durumuna soktu. Azerbaycan-Ermenistan arasındaki sürtüşmeye müdahale etmek için fırsat kollaması hala anlaşılmış değil. Gerçekten, yakın zamanda, dış basında gözüme çarpan bir haberde Türkiye, bölgenin en tehlikeli oyuncularından biri haline gelmesi tartışılıyordu. Tehlikeli olmak, başarılı olmak manasına gelmiyor şüphesiz."
Kadir Gürcan | samanyoluhaber.com
Oyun Kuruculuktan Yedek Kulübesine!

Futbol piyasasında ikinci ele düşmüş futbolcuların hali içler acısıdır. Hobilerimiz arasında futbol yok ama, bir çok konuyu izah etme durumunda oldukça kullanışlı bir araç olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'de futbol, “Hepsi bir yerde!” ya da “One, fits all!” denilen, yakıştırmalara birebir oturan bir düşünce modelidir.

 “Futbol sadece futbol değildir!” diyenlerin sözüne fazla itibar etmeyin. Kendi dillerinde kullandıkları cümlelerin kalitesine bakın ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Bir ayağı çukurda adamların, herkesin seyrettiği maçları, ağız dalaşına girerek tekrar yorumlamalarının ne gibi bir derinliği olabilir? Ya da, torunu ile oturup lig maçı izleyen dedenin, yeni nesillerin kafasındaki “Ya hu, bu ihtiyar adamların yapacak daha önemli işleri yok mu?” sorularına ne cevap vereceksiniz?

Geçtiğimiz hafta, futbol hayatı, şahsi ilişkileri ve magazin dünyasına yansıyan skandalları ile de Türk kamuoyunu meşgul eden bir oyuncu, ortada kalmış olmanın ezikliği ile kameralara yakalandı. Kaç zamandır, düştüğü müzayedelerde bir alıcı bulamıyordu. Belli ki, o eski halinden pek eser kalmamış. Meşhurların özel hayatları bizi ilgilendirmiyor ama, hakkındaki şaibeleri, lig maçlarında attığı bir kaç gol ile unutturmayı başardığı günlerde, futbol severlerin gönlünü kolayca kazanıyordu. Aslında bu son cümle yıllar önce aynı futbolcu ile magazin haberlerine konu olan bir bayanın haykırışıydı, “Sen, bir gol atar kendini aklarsın! Ya ben ne yaparım?”

Ayasofya'da Cuma namazından sonra Bayram Namazı da kılındı. Ne gariptir, Saray ve iktidarın üzerine çöken kesif pesimizm artık gizlenemiyor. Ayasofya'nın biriktirdiği rüzgar, Akdeniz'e açılan gemileri yüzdürecek güce ulaşamadı. Hani biz de, Akdeniz'e açılmışken Okyanus'un bir tarafından girip, öbür tarafından çıkarlar diye bekliyorduk(!). Neyse, be

Bu haberler de ilginizi çekebilir