[ÖZEL] MİT’ten suikast itirafı!

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin Hizmet Hareketi'ne karşı yürüttüğü cadı avında "kötü muamele", "işkence", "adam kaçırma" ve "kayıp" vakalarında oklar Milli İstihbarat Teşkilatı'nı (MİT) işaret ediyor. MİT'in yurt dışında Hizmet Hareketi mensuplarına yönelik suikast hazırlığında olduğunu Milliyet gazetesinde Tunca Bengin satır satır itiraf etti.

AKP'ye böyle seslendi: 'İşkence var, altı kişi kayıp' diyoruz, bu bir şaka değil!

SAMANYOLUHABER | ÖZEL- Daha önce Kosova, Moldova, Pakistan, Malezya ve Ukrayna’da ikamet eden bazı Hizmet Hareketi mensuplarını uluslararası hukuku hiçe sayarak Türkiye’ye kaçıran Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) nasıl suç işlediğini Milliyet gazetesinde Tunca Bengin kayıtlara geçirdi. 

Bengin’in 18 Temmuz’da yayımlanan makalesi MİT’in yurt dışında taşeron suç örgütü ya da şahıslar kullanarak Hizmet Hareketi mensuplarını infaz edebileceğini itirafı yer aldı.    
  
MİT’in son üç yılda 18 ülkeden 100 civarında Hizmet Hareketi mensubunu paketleyip Türkiye’ye getirdiği belirtilen makalede, “Diğerlerinin de yerleri, yurtları belli ve her an paketlenmek üzere MİT’in nefesi hepsinin enselerinde.” ifadeleri kullanıldı.

MİT YETKİLİSİ: BULUNDUKLARI YERDE ETKİSİZ HALE GETİRİLECEKLER

Bengin makalenin devamında daha vahim bir hazırlığı şöyle itiraf etti: “Dahası, bu hainlerin bulundukları yerde etkisiz hale getirilme ihtimali bile konuşuluyor. Yani o karanlık geceden bu yana üç yıl geçmesine rağmen yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da daha görülecek çok hesap var.” 

Bengin bu bilgiyi ismini mahfuz tuttuğu üst düzey bir MİT yetkilisinin sözlerine atıf yaparak yayımlarken, aynı MİT yetkilisinin şu sözlerini aktardı: “Başta Fetullah Gülen olmak üzere liderlerinin hepsi ortalıkta yok, dolayısıyla bunlarla hesaplaşmanın bir şekilde sonuna kadar devam etmesi gerek ve edilecek.”

Tunca Bengin'in baştan sona suç niteliğindeki makalesi 18 Temmuz 2019'da Milliyet'te yayımlandı.

Bengin, “Peki ya bunların bulundukları yerde etkisiz hale getirilme ihtimali?” gibi gazetecilikle uzaktan yakından alakası olmayan ve özü itibarıyla suç teşkil eden bir soru da yönelttiğini kendi yazısında itiraf etti. Bengin insanın kanını donduracak kadar vahim soruya MİT yetkilisinin verdiği cevabı da aktardı.

“RESMİ OLMAYAN BİRİLERİ GİDER YAPAR!”

MİT yetkilisi şöyle dedi: “Mümkün ama diplomatik krize sebep olurlar. Mesela İngiltere ile Rusya arasında bir zehirlenme olayı nedeniyle yaşananlar malum. Onun için Almanya’da, İngiltere’de ve ABD’de bunları yapamazsınız. Şu olabilir; orada bulacağınız insanlara bunları yaptırabilirsiniz ama bu örtülü olur. Resmi olmayan birileri gider yapar, yani bir taşerona yaptırırsınız bu işi. Ancak daha sonra o taşeronlar başınıza bela olabilir. Geçmişte bunun örnekleri var.” 

BENGİN: MİT’İN NEFESİ ENSELERİNDE

Tunca Bengin, hiçbir veri ya da belgeye dayanmadan milyonlarca insanı terörist ilan ettiği makalesini MİT’in paralı gazetecilerini gölgede bırakacak şu satırlarla son verdi: “Özetle; yurt dışındaki F.T.’cüleri paketleyip getirme konusunda MİT son derece kararlı ve bu bağlamda da nefesi enselerinde ama o hainlerin CIA, MOSSAD, BND, MI6 gibi dünyanın sayılı gizli servis-leri tarafından korunup kollandıkları da bir gerçek... Çünkü henüz kullanım süreleri dolmuş değil. O nedenle de MİT’in işi oldukça zor ancak bu sadece hainlerin hesap verme zamanının belki biraz gecikebileceği anlamında…”

MİT Müsteşarı Hakan Fidan (önde) ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar hemen her yerde birlikte görüntüleniyor. Fidan ve Akar'ın teşrik-i mesaisi 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden önce başlamıştı. İkili için "yapışık ikizler" deniliyor.

MİT NİYE SESSİZ?

Bengin’in makalesi yayımlanmasının üzerinden 24 saatten fazla zaman geçtiği halde “MİT yurt dışında suikastler düzenleyecek ya tetikçi tutacak” gibi vahim iddiaların yer aldığı makaleye dair herhangi bir beyanda bulunmaması dikkati çekti. 

İşadamı Aydın Doğan, Milliyet gazetesini 2011 yılı mayıs ayında Demirören ailesine satmıştı. Demirören ailesi 2018 yılında Doğan Grubu’ndan Hürriyet, Posta ve Fanatik gazeteleri, Kanal D ve DHA olmak başta olmak üzere medya şirketlerinin tamamını 916 milyon dolara satın almıştı. 

Böylece yazılı ve görüntülü medyanın yüzde 93’ü Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakın grupların eline geçmiş oldu. 

ÇİFTÇİYE GELİNCE PARA YOK, DEMİRÖREN’E VAR

Demirören Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’e iki yıl ana para ödemesiz 675 milyon dolar (bugünkü döviz kuru ile 3,8 milyar TL) kredi ise kamu bankası olan Ziraat Bankası tarafından tahsis edildi. 

Çiftçileri desteklemek için kurulan Ziraat’in milyarlarca lirayı hükümetin medyayı tanzim etme projesi için kullanılmasına Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ziraat Bankası ne zamandan beri gazete satın alanlara kredi veriyor?” sözleri ile tepki göstermişti.  

Demirören geçen sene spor müsabakalarında “kanuni kumar” diye nitelenen bahis lisansının elinde bulunduran iddaa’nın ihalesine tek başına girmişti. 

FEDERASYON BAŞKANI BAHİS OYNATABİLİR Mİ?

İhaleyi kazandığı esnada Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini ifa eden Demirören 2028 yılına kadar Türkiye’de bahis oynatma hakkına sahip oldu. Muhalefetin itirazları sonucu Demirören TFF Başkanlığı’ndan istifa etti. 

Yıldırım Demirören ile AKP lideri Erdoğan’ın kurduğu medya havuzunun amiral gemisi Sabah ve ATV’nin sahipleri Kalyoncu ailesi dünür oldu. 

Hasan Kalyoncu’nun oğlu Haluk Kalyoncu ile Demirören’in kızı Yelda Demirören’in nikâh merasimi 18 Nisan’da Çırağan Sarayı’nda yapıldı. 

Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan genç çiftin nikâh şahitliğini üstlendi.

<< Önceki Haber [ÖZEL] MİT’ten suikast itirafı! Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER