Özgürlük ve Demokrasi Platformu: İnsan hakları kağıt üzerinde kalmamalı

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Aralık 10 2015
Özgürlük ve Demokrasi Platformu Genel Başkanı Vedat Öztürk, insan hakları ve demokrasinin, süslü laflarla kutlanmakla yetinilecek kavramlar olmadığını belirterek, bu kavramların insanlık için vazgeçilmez, temel ve evrensel değerler olduğunu vurguladı.
Özgürlük ve Demokrasi Platformu: İnsan hakları kağıt üzerinde kalmamalı
Özgürlük ve Demokrasi Platformu Genel Başkanı Vedat Öztürk, insan hakları ve demokrasinin, süslü laflarla kutlanmakla yetinilecek kavramlar olmadığını belirterek, bu kavramların insanlık için vazgeçilmez, temel ve evrensel değerler olduğunu vurguladı.

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle yazılı açıklama yapan Vedat Öztürk, binlerce yıllık acı tecrübelerle ortaya çıkmış olan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin kabul edilişinin 67. yıldönümünde, başta Türkiye olmak üzere, yeryüzünün hemen her bölgesinde bu iki temel değerin de yokluğunun sancılarının yaşandığını aktardı. Öztürk, bu sancıların dinmesinin ancak ve ancak insan hakları ve demokrasinin kağıt üzerinde kalmayıp yeryüzünde herkesi içine alacak şekilde hayat bulmasıyla mümkün olacağına işaret ederek, "Oysa günümüz dünyasında, başta hayat hakkı olmak üzere, 30 maddelik Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi'nin neredeyse ihlal edilmeyen maddesi yoktur." hatırlatmasında bulundu.

Öztürk şunları ifade etti: "Bildirge hazırlanırken bu durum öngörülmüş olmalı ki, son maddede aynen şöyle denilmiştir; 'Bu bildirinin hiç bir maddesinin, devlet, toplum ya da kişiler tarafından yok edilmesi için çalışma yapılamaz.' Ne yazık ki bildirgenin altında imzası olan ülkelerden hemen hiçbiri, bugün başta Suriye olmak üzere, yeryüzünün dört bir yanında insanların en temel haklarından mahrum edilmeleri karşısında iyi sınav verememektedir. Bildirge'nin 19. Maddesi, 'Herkes işkence karşısında yabancı bir ülkeye kaçabilir. Kaçtığı ülkede kendisine 'Sığınmış İnsan' muamelesi yapılmalıdır.' derken; hayatta kalmak için sığınacak yer arayan 3 yaşındaki Suriyeli Aylan Kurdi bebeğin cesedi sahillere vurmakta, dahası, buna benzer sayısız dramlar tekrarlanıp durmaktadır. Kendisini demokrasi beşiği olarak gören AB ülkeleri, Suriyeli milyonlarca göçmene tüm kapıları kapattığı gibi, bu konudaki mesuliyeti üç-beş kuruş karşılığı Türkiye'ye havale etmiş, Türk hükümeti de kucak açmakla övündüğü savaş mağduru Suriye halkının haklarını görmezden gelmek için 3 milyar Avro ka

Bu haberler de ilginizi çekebilir