Özkök'ten üstü kapalı "Erdoğan'ın uçağının kayıp saatleri" yazısı

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu MİT’le Genelkurmay arasındaki karanlık bir 5 saatin hesabı sorulamıyor. O sorulamadığı sürece de 15 Temmuz darbesi üzerindeki şüpheler, sorular bitmeyecek" dedi. Ve THY'nin 2008'deki bir kayıp uçak soruşturmasını hatırlattı. Özkök, aslında o yazıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağının 15 Temmuz gecesine ilişkin kayıp saatlerini gündeme getirmiş oldu.

Erdoğan'dan bir 15 Temmuz itirafı daha..

Özkök'ten üstü kapalı "Erdoğan'ın uçağının kayıp saatleri" yazısı

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, 14 Ağustos 2008'de Türk Hava Yolları’nın (THY) Airbus 310-300 tipi uçağının Lagos seferinde kazadan kıl payı kurtulması konusunda kahraman olarak görülen pilotların THY'nin soruşturmasıyla sorumlu ilan edilmesinin Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nun örnek alması gereken bir tavır olduğunu savundu. 'Hayalet uçak A310'dan hayalet Binbaşı H.A.'ya' başlıklı bir yazı kalem alan Özkök, darbe girişimi öncesi MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a istihbarat veren Binbaşı H.A.'yla ilgili olarak "Bugün ise, günlerdir 15 Temmuz günü MİT’le Genelkurmay arasındaki karanlık bir 5 saatin hesabı sorulamıyor. O sorulamadığı sürece de 15 Temmuz darbesi üzerindeki şüpheler, sorular bitmeyecek. Darbe Komisyonu’ndan THY yönetiminin gösterdiği cesareti bekliyoruz" diye yazdı. 

Erdoğan 15 Temmuz'da İstanbul'a nasıl geldi?

Ertuğrul Özkök'ün MİT ve Genelkurmay'ın kayıp saatlerini anlatmak için uzun bir THY'nin kayıp uçağının hikayesini anlatması dikkat çekti.

Çünkü 15 Temmuz'la ilgili aydınlatılması gereken noktaların başında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağının kayıp saatleri var. 

"Erdoğan Marmaris'ten İstanbul'a nasıl gelebildi?", "Onlarca F16 nasıl oldu da Erdoğan'ın uçağını göremedi?" "Uçağın uçuş kayıtları bugüne kadar neden tam olarak açıklanmadı?", Erdoğan'ın uçağı darbecilerin kontrolündeki Atatürk Havalimanı'na nasıl inebildi?" soruları hala cevapsız.

Oysa Özkök'ün yazısından da anlaşılacağı üzere THY, kendisine ait uçaklarla ilgili detayları titiz bir çalışma bütün yönleriyle açığa çıkarabiliyor. Ama nedense 15 Temmuz günü Erdoğan'ın uçağına dair hiç bir çalışma bugüne kadar kamuoyuna yansımadı. 

Bütün bu sorular ortadayken Özkök'ün kaleme aldığı yazı daha bir anlam kazandı. 

İşte Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet gazetesinin bugünkü (11 Aralık 2016)nüshasında yayımlanan 'Hayalet uçak A310'dan hayalet Binbaşı H.A.'ya' başlıklı yazısı şöyle:
 
1 - 14 Ağustos 2008, saat 22.00 Lagos semaları
 
Türk Hava Yolları’nın Airbus 310-300 tipi uçağının en deneyimli kaptanlarından biri olan Nejat Tatarel, 7 saatlik uçuştan sonra 196 yolcuya şu anonsu yaptı:
“Şimdi Lagos için alçalmaya başlıyoruz...”
Yardımcı pilot Fatih Yurduseven’in de 10 yıllık uçuş tecrübesi vardı.
Birinci kaptan Tatarel ilk tuhaflığı o anda gördü.
Ekranda Lagos Havaalanı’nı göremiyordu.
Yine de alçalmaya karar verdi. Ancak uçak belli bir irtifaya geldiğinde, kokpitten aniden “Pull up... Pull up” sesleri yükselmeye başladı.
A310’nun otomatik ikaz pilotları devreye girmişti.
Uçağın güçlü motorları çalıştı ve yükselmeye başladılar.
İşte o an asıl vahim durumun farkına vardılar.
Kaptan aşağıdaki kule ile temasa geçmek istiyordu, ama karşıdan hiçbir sinyal gelmiyordu.
Bunun üzerine civardaki uçaklarla temas kurmaya çalıştı...
Oradan da ses yoktu...
THY’nin A310’u, resmen gökyüzünde kaybolmuştu.
Baştaki bir ihmal, uçağı hayalet haline getirmişti...
A310 kör uçuş yapıyordu...
 
2- İstanbul'da gözden kaçan çok önemli detay
 
O gün 7 saat önce...
İstanbul Atatürk Havalimanı
TK 1123 uçuş numaralı Lagos seferi için pist başına gelmişti...
Kaptan gerekli checklist’i tam yapmıştı...
Ama dikkat etmediği bir şey vardı.
THY’nin uçaklarına monte etmeye başladığı GPS uydu sistemi henüz A310’a monte edilmemişti.
Bu da, uçuş sırasında gerekli kontroller yapılmadığı takdirde, saatte 2 mil sapmaya yol açıyordu.
7 saatlik uçuş sırasında kaptan bunlara hiç dikkat etmemiş ve 10-12 millik bir sapmaya yol açmıştı.
7 saatin sonunda, A310 Afrika semalarında kaybolmuştu.
Uçak havalimanlarını göremiyor, havalimanları uçağı göremiyordu...
Kaptan o an hayatının en kritik kararlarından birini aldı.
Batıya doğru uçacak, şehirlerin ışıklarını görünce görerek inmeye çalışacaktı.
Bunu yapamadığı takdirde geriye bir tek şey kalıyordu.
Hudson Nehri’ne inen Kaptan Sully’nin yaptığını yapmak ve uçağı denize indirmek...
 
3- Kenyalı pilottan gelen sinyal
 
Saat 22.30, Afrika semaları
Uçağın telsiz sisteminden ilk ses geldiğinde, A310 batı sahillerine gelmişti ama 30 dakikalık yakıtı kalmıştı.
İşte tam o sırada telsiz cihazından o ses geldi...
“TK 1123 burası KQ 513... Seni duyuyorum...”
Kenya Havayolları’na ait bir Boeing 737-700 sinyali yakalamıştı.
Aralarında şu konuşma geçti:
-10 bin feet’teyim, ışıklarımı yaktım beni görüyor musun?
- Hayır görmüyorum...
- Ben seni görüyorum. Benin dolayında seyrediyorsun, pusulanı kullanarak kuzeye yönel, şehir ışıklarını göreceksin.
Kenyalı pilot anında Akra Havaalanı ile temas kurdu ve durumu anlattı.
Ancak kule THY’nin A310 uçağını göremiyordu.
Bunun üzerine Kenyalı pilot Akra kule çalışanlarına, “Pistin kenarındaki işaret fişeklerini atın, pist kenarı ışıklarını yakıp söndürün” dedi.
Bu arada uçağın 10 dakikalık yakıtı kalmıştı.
Kenyalı pilot, “Aşağıdaki gemilerden uzak durun” dedi...
 
4- Akra kuleden gelen şok cevap
 
Saat 22.42...
Kenyalı pilot telsizden seslenir:
“TK 1123 indin mi..”
“Evet indim...”
Kenya uçağının kokpitinde büyük bir rahatlama olur. Hemen Akra Havaalanı’nı arar:
“TK 1123 indi hepinize teşekkürler...”
Ancak kuleden gelen cevap Kenyalı pilotun dudağını uçuklatacaktı...
“Ne inmesi... Buraya inen uçak falan yok...”
Hayalet Airbus yine kaybolmuştur...
On dakika sonra beklenen haber gelmiştir...
TK 1123 hayalet bir uçuştan sonra komşu ülke Togo’nun başkenti Lome’ye inmiştir...
 
5- Kör uçuş yapan uçak 200 km öteye nasıl iner
 
İYİ ama kör uçuş yapan bir uçak nasıl olmuş da 200 kilometrede bir havalimanını bulmuş ve oraya inmiştir.
Bu da biraz sonra anlaşılacaktır.
O sırada Lome’de bulunan bir Air France uçağının pilotu, havada daireler çizen uçağı fark etmiş ve hemen kontrol kulesi ile temasa geçip ışıkları yaktırmıştır.
Kaptan Tatarel görerek inebilmiştir.
A310 piste tekerlek koyduğunda deposunda sadece 5 dakikalık yakıt kalmıştır.
 
6- Kaptan kahraman mı yoksa sorumsuz mu
 
O artık, 7 ay sonra uçağını Hudson Nehri’ne indiren Kaptan Sully gibi bir kahramandır...ÇAĞIN atlattığı tehlikeyi biraz geç fark eden yolcular, aprona indikleri anda kaptana sarılmaya başlamışlardır.
 
Türk medyası da bu alkışlara katılmış ve kaptanı milli bir kahraman haline getirmiştir.
Ancak o sırada İstanbul’da hava farklıdır....
THY Genel Müdürü Kotil daha o gün “Uçuş Emniyet Kurulu”nu olayı incelemeye davet etmiştir.
Kurul ön incelemeleri bitirdikten sonra 26 Eylül 2008 günü toplanır.
Karar... İki pilot ta sorumludur.
Kaptan pilot Nejat Tatarel’in kaptanlığının alınmasına, Fatih Yurduseven’in de kaptanlığa terfisinin bir yıl ertelenmesine karar verilir.
Lome Havaalanı’ndan bir Sully efsanesi çıkmamıştır...
 
7- Bu olayı darbe komnisyonu üyeleri okusun diye yazdım
 
BELKİ “Ne alaka” diyeceksiniz ama bu olayı şu an 15 Temmuz darbesini araştıran Meclis komisyonu üyeleri okusun diye yazdım.
Türk Hava Yolları, 7 saatlik bir bilinmeyeni en ince noktasına kadar inceleyip kararını almıştı.
Bugün ise, günlerdir 15 Temmuz günü MİT’le Genelkurmay arasındaki karanlık bir 5 saatin hesabı sorulamıyor.
O sorulamadığı sürece de 15 Temmuz darbesi üzerindeki şüpheler, sorular bitmeyecek.
Darbe Komisyonu’ndan THY yönetiminin gösterdiği cesareti bekliyoruz.
Çünkü Binbaşı H.A. olayı aydınlatılmadıkça, o gün MİT ve Genelkurmay’da geçen 5 saatte neler olduğu kamuoyuna anlatılmadıkça, 15 Temmuz darbesi ile ilgili sorular bitmeyecek.
NOT: Bu olayı, eski THY Basın Müşaviri Ali Genç’in yeni çıkan kitabı “Yüksek İrtifa: Yerelden Küresele THY’nin Başarı Hikâyesi” adlı kitabında okudum. Alfa Yayınları, 2016
<< Önceki Haber Özkök'ten üstü kapalı "Erdoğan'ın uçağının kayıp... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER