Eski Bakan Türkiye için asıl büyük tehdidi açıkladı

MHP İstanbul Milletvekili ve eski İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu, MHP Rize Teşkilatı’nın davetlisi olarak geldiği Rize’de, 53 Gazeteciler Derneği’ni ziyaret ederek, Türkiye’de son zamanlarda yaşanan güncel konular hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Eski Bakan Türkiye için asıl büyük tehdidi açıkladı

  • Murat Başesgioğlu, Başbakan Erdoğan’ın Hizmet Hareketi hakkında ortaya attığı paralel yapı iddialarının somut delili olmadığını söyledi.
  • Başesgioğlu, Güneydoğu’nun PKK ve KCK’ya teslim edildiğini ve esas paralel yapılanmanın o bölgelerde olduğunu söyledi.
  • Suriye’nin kuzeyinde PKK ve PYD işbirliği ile üç eyaletin özerk bölge ilan edilmesini hatırlatan Başesgioğlu, 'Türkiye’nin birliği için çok büyük bir tehdittir.' dedi
  • "AK Parti iktidarının parlamenter demokrasiden hızla uzaklaşıp, otoriter bir yönetime gittiği tehlikesi ile de karşı karşıyayız."
AK Parti’nin, birçok siyasi partiye nasip olmayan büyük bir oy yüzdesi ile iktidara geldiğini hatırlatan Başesgioğlu, “Ne yazık ki bugün gelinen noktada Türkiye çok ağır bir tablo ile karşı karşıya kalmıştır. Türkiye’nin geçmişten devraldığı yapısal sorunları var. Eğitim, sağlık, yoksulluk, işsizlik gibi yapısal sorunlar bugün de devam etmekte. Eğitim konusunda adeta bir yap boz düzeni söz konusu. İşsizlik konusunda gençlerimizin geleceği kararmış durumda. Her beş gençten biri işsiz. İşsizlik rakamları da her yıl artarak devam etmekte. AK Parti Türkiye’yi çok can yakıcı birçok tehlike ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmiştir. Bu tehlikelerden bir tanesi etnik temelli bölücülük tehdididir. Bu tehdit hem ülkemizin hem de milletimizin birlikteliğini parçalamaya yönelik bir harekettir. AK Parti iktidarının parlamenter demokrasiden hızla uzaklaşıp, otoriter bir yönetime gittiği tehlikesi ile de karşı karşıyayız. Hukuk devleti ilkesini ayaklar altına almış ve ‘ben sandıktan çıktım’ diyerek, bütün güçleri kendi elinde toplayarak ülkemizde otoriter bir yönetimin adımlarını atmaya başlamışlardır.” dedi.

"PARALEL YAPIYA DAİR TEK BİR SOMUT DELİL YOK"

Başesgioğlu, 17 Aralık tarihinde Türkiye’nin, Cumhuriyet tarihindeki en büyük rüşvet operasyonunu yaşadığını ifade etti. Başesgioğlu, şöyle devam etti: “Kişilerin masumiyet karinesi, soruşturmanın gizliliği önemlidir ama ortaya konulan iddialar bize bu büyük bir yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun olduğunu göstermekte. 17 Aralık’tan itibaren hükümet yargıya musallat olmuştur. Operasyonların içini boşaltmak için olağanüstü dönemlerde yapılan icraatlere başvurmuştur. 100’ü aşkın hakim ve savcının yeri değiştirilmiştir. 6 bine yakın emniyet mensubu görevinden alınmıştır. Birçok kamu kurumlarında tayinler söz konusu olmuştur. Bütün bunların nedeni yolsuzlukların üstünün örtülmeye çalışılmasıdır. Bu işi paralel devlet, paralel yapı yaptı diye bir slogan geliştirdiler. Başbakan Erdoğan ve hükümet yetkilileri bu paralel yapıya dair tek bir somut delil ortaya koyamamıştır. Hem yurtiçi hem de yurt dışında bağırıyorlar. Çok acımasızca eleştiriler yapıyorlar. Bir yapıyı halk nezdinde mahkum etmeye çalışıyorlar. Fakat bu bizim hırsızlığı, yolsuzluğu, rüşveti unutmamız anlamına gelmeyecektir. Ne kadar da uğraşsalar vatandaşımızın zihninden bu hırsızlığı, bu yolsuzluğu kapatamayacaklardır. Çok olağanüstü bir gayret sarf edildiğini görüyoruz. Sanki bunun bir istiklal mücadelesi olduğu Sayın Başbakan tarafından da ifade edilmiştir. Ama bütün bunlara rağmen devletin kayıtlarına giren hiçbir husus kaybolmayacaktır. Bugün olmasa bile ilerde bunların hesabı sorulacaktır. 11 yılın sonunda AK Parti milletimizin sırtına çok ağır bir yük olarak binmiştir. Bütün şahsi meselelerini  devlet meselesi haline getiren bir hükümet ile karşı karşıyayız. Bugüne kadar gelmiş geçmiş hiçbir hükümet vatandaşın sırtına bu kadar ağır gelmemişti.”

"ASIL PARALEL YAPI PKK VE KCK’YA TESLİM EDİLEN GÜNEYDOĞU’DA"

Başesgioğlu, barış sürecinin bir devlet projesi olmadığına dikkat çekerek, şöyle dedi: “1984 yılında bölücü başının başlattığı bir isyan hareketi ile milletimizin birliğine, devletimizin bekasına yönelmiş bir hareket söz konusu oldu. Bu uğurda evlatlarımız şehit oldu. Ama hiçbir zaman terörün siyasallaşmasına, terörün meşrulaşmasına AK Parti hariç hiçbir hükümet müsaade etmedi. Sözde açılım, barış süreci denen paketlerle maalesef her gün birlik ve beraberliğimizden bir tuğla kopartılıyor. Bu yürütülen süreç tamamen gayri meşru bir süreçtir. Bunun hiçbir anayasal zemini yoktur. Hiçbir siyasal meşruiyete dayanmayan bir ihanet projesi yürütülüyor. Hükümet yetkilileri buna devlet projesi diyor. Bu devlet projesi değildir. Bölücü başı ile gizli bir anlaşma yapılmıştır. BDP bu işin ortağıdır. Bu süreci vatandaşımızdan gizleyerek yürütmektedirler. Ülkemizin büyük bölümünde maalesef güvenlik güçlerimiz o bölgeleri terk etmiştir. PKK ve KCK’ya bu bölgeler teslim edilmiştir. Oralarda istedikleri gibi otorite kurmuşlardır. Esas paralel yapılanma denilen yapılanma ülkemizin o bölgelerinde gerçekleşmiştir. İstediklerini Kandil’e kaçırmaktalar, istediklerinden haraç, vergi almaktalar. Devlet iktidarını o bölgede paylaşan bir yönetim söz konusudur. AK Parti bu paralel yapılanmaya kayıtsız kalmaktadır. Oradaki seçim güvenliğini sağlamakta zorlanmaktadır. MHP olarak bu seçimlerin sağlıklı bir şekilde yapılacağından endişe duymaktayız. O bölgelerde seçim güvenliğinin sağlanması adına gerekli adımların atılmasını istiyoruz.”

Suriye’nin kuzeyinde PKK ve PYD işbirliği ile üç eyaletin özerk bölge ilan edilmesini hatırlatan Başesgioğlu, “Bu, hükümetin uyguladığı dış politikanın iflası anlamına gelmektedir. Türkiye’nin birliği için çok büyük bir tehdittir. Bölücü mihraklar buna benzer özerk bölgelerin seçim sonrası artacağını ifade etmekteler. Maalesef bütün bunlar hükümetin gerekli tedbirleri almadığından kaynaklanıyor. Bir terör örgütünün karşısındaki devletten istediği üç şey vardır. Birincisi muhatap alınma, ikincisi meşru kılınma, üçüncüsü de müzakere etmedir. Bölücü başı 1984 yılında devlete isyan ederken hiçbir zaman 800 bin kişilik Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yeneceğine inanmıyordu. Onun inancı günün birinde bir hükümetin kendisiyle müzakere etme, meşru kılma ve muhatap alma inancıydı. Maalesef bugün bölücü örgütün beslediği emeller gerçekleşmiştir. Güneydoğu’da yıllarca devletin yanında saf tutmuş korucu aileler maalesef PKK’nın eline teslim edilmiştir.” diye konuştu.

Başesgioğlu, Başbakan Erdoğan’ın bir televizyon kanalını arayarak talimatlar vermesi hakkında ise “Bu, hem siyasi parti hem de basın yasasına bir darbedir. Başbakan'ın yurt dışından bir televizyon programına müdahale ederek Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin sözlerini kaldırmasını istemesi hiçbir demokratik ilke ile bağdaşmıyor. Bunu hoş görmediğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.

CİHAN
<< Önceki Haber Eski Bakan Türkiye için asıl büyük tehdidi açıkladı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER