Prof. Dr. Suat Yıldırım'dan 2. mektup

İşte Suat Yıldırım'ın o mektubu;

Açık Mektubuma cevaplar

16 Mart 2016 tarihinde “Aziz Dost” hitabı ile bazı arkadaşlarıma açık mektup göndermiştim. Sosyal medyaya verenler olmuş. Böylece benim göndermediğim geniş bir kitle de haberdar olmuş. Aslında ben cevap beklediğimi  ifade etmemiştim. Gayem yalandan ibaret “Anayasal düzeni yıkmak için suç örgütü kurmak, yönetmek”  ithamı  karşısında gerçeği dile getirerek tarihe not düşmek idi.  Bir yıl kadar zaman içinde arayan pek olmamışken bu mektup  üzerine, azımsanmayacak kadar arkadaş mektubuma cevap yazdı. Bu durum,  hakka hakikate duyarlı dostların olduğunu ortaya koydu. Sessizliğini bozmayanlar çoğunlukta. Ama onlar muhtemelen, bir nevi farz-ı kifaye ifa edildiğinden, kendilerine ihtiyaç kalmadığını düşünmüş olabilirler. Bir çok durumda insanlarımız yazmayı külfet gördüklerinden veya telaşlarının, yoğunluklarının fazla olmasından  da yazamazlar. Onun içindir ki toplumda “suskun ekseriyet”, her zaman  yaşanan bir realitedir. Bunları göz önünde bulundurarak, otuz kadar arkadaşın duyarlılıklarını dile getirmelerinin, milletten ümid kesmenin doğru olmadığını ispatlamaya yeter olduğunu, memnuniyetle söyleyebilirim. Allah kendilerinden razı olsun. Bu haklarını teslim etmeyi borç bildiğim için de bu yazıyı kaleme alıyorum. üç mesaj saygılı eleştiri, İki mesaj katı taassup  ifadesi olup diğerleri olumlu intibalar içermekte. Hepsi de akademisyenler tarafından kaleme alınmış. Zahmetleri için hepsine teşekkür ediyorum. Bundan sonraki bölümde onların ifadelerini iktibas etmeyi, kadirşinaslık gereği buluyorum. Yalnız, kişiye özel mektubun mahremiyetini ihlal etmemek ve kendilerine zarar vermemek düşüncesiyle, adlarını yazmayıp sadece, baş harfleri ile yetineceğim.