Ramazan ayına hürmet nerede kaldı?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Mart 26 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Numan Yılmaz Yiğit, 'Ramazan ayına hürmet nerede kaldı' başlıklı yeni yazısında önemli uyarılarda ve tespitlerde bulundu.
Ramazan ayına hürmet nerede kaldı?
Âlem-i İslam’da Ramazan ayı, on bir ayın içinde Kur’an’la sabit ismi zikredilen tek ay olarak "Kur’an ayı", manevî, uhrevî bir ay olarak görülür. Genellikle idarî makamlar, bu mübarek ayın huzur ve sükûnet içinde geçmesi için ellerinden gelen gayreti sergilerler. Halkı rahatsız edebilecek, onlara yük getirebilecek bir kısım uygulamaları da ya tehir eder ya da Ramazan ayı münasebetiyle kaldırırlar.

Ramazan ayında insanların dünyevî işlerini kolaylaştıracak uygulamalar yaparlar. Yardım kuruluşları fakir fukarayı görür, belediyeler halka çeşitli kolaylıklar sağlar. İstenir ve arzu edilir ki insanlar bu kutlu zaman diliminde, ellerinden geldiği kadar dünyaya değil, ahiretlerine çalışsınlar. İnsanlar huzur içinde işlerine gidip gelsinler, çarşı pazarda alışverişlerini yapsınlar, iftar ve sahurlarda bir araya gelsinler, camilere giderek teravihle adeta yunsunlar, dualar edilsin, zenginler fakirleri gözetip kollasın, şefkat ve merhamet duyguları coşsun, insanlar arasında sevgi ve kardeşlik duyguları güçlensin. Ramazan-ı Şerif’te bütün medya; televizyon, radyo, sosyal medyada halkı Ramazan’a motive edecek programlar yapılır. Devlet başkanları halk ile beraber bazen camilerde, bazen bir iftar programında bulunur, onların gönlünü hoş edecek söz ve davranışlar sergilerler. Göstermelik de olsa yaşlıları, hastaları ziyaret eder, onlara hediyeler verirler. Bazen onları iftar sofralarına davet eder, izzet-i ikramda bulunurlar. Aklı olan tüm devlet başkanları Ramazan-ı Mübarek’i ülkesinin birlik ve beraberliği adına bir fırsat olarak görür; bu vesileyle farklı etnik, dinî, mezhepsel, sosyal gruplar arasında mekik dokuyarak ülke, vatan, din ve millî birlik beraberlik duygularını güçlendirmeye çalışır.

Çünkü Ramazan-ı Şerif’te Kur’an ve sünnetin telkinleriyle insanlar adeta ipeğe dönmüşlerdir. Tam kâmil mânâda Ramazanlaşmak adına salt aç susuz kalmak yeterli değildir. Zira pek çok hadiste orucun kemalinin sadece yeme içmeden kesilmekle olmadığı, aynı zamanda gıybet, su-i zan, kin, nefret ve öfke gibi duyguların da

Bu haberler de ilginizi çekebilir