Sofralar da Ramazan'a hazır

Yıl boyunca gelişi gözlenen onbir ayın sultanı Ramazan için Türkiye'nin dört bir köşesinde kurulacak sofraların hazırlıkları başladı.

Ev hanımlarının, profesyonel aşçıların ve kendini denemek isteyenlerin özellikle yöresel yemeklerle hünerlerini göstereceği iftar ve sahur sofralarının hazırlıkları, 16 saat civarında oruç tutacakların iştahını şimdiden kabartıyor. Doğu Anadolu Bölgesi'nde de Ramazan sofraları, birbirinden lezzetli çorbalar, dolmalar, yemekler ve tatlılarla süslenmek için hazırlanıyor. İftar sofraları için birbirinden lezzetli yemeklerin hazırlandığı Erzurum'da insanlar orucunu yöreye özgü ayran aşı çorbasıyla açıyor. Ayran aşı çorbası, kıymalı yumurta, lor dolması gibi yemeklerin hazırlandığı kentte, kadayıf dolması ve cağ kebabı her yıl vazgeçilmez lezzetler arasına yerini koruyor. Lor dolması da Erzurum sofralarının olmazsa olmazları arasında. Bir süre ıslatılan bulgur, Erzurum loru (çökelek) ile karıştırılıyor. Haşlanan pazı yapraklarına sarılarak, tereyağı ile hafif ateşte pişiriliyor. Lor dolması, sarımsakla hazırlanan yoğurtla da karıştırılarak iftar sofrasına hazır hale getiriliyor. Erzurum'un iki meşhuru olarak bilinen kadayıf dolması ile cağ kebabı da kentteki popülerliğini her daim koruyor. -ERZİNCAN'DA SOFRALAR TATLILARLA ŞENLENİYOR- Erzincan'da da Ramazan sofraları yöresel yemek ve tatlılarla şenleniyor. Ramazan denilince kentte ilk akla gelen lezzetler kesme, gendime ve kırdo çorbaları, keşkek, ekşili, babuko, kelecoş, sırın ve etli yaprak sarması yemekleri, tandır ketesi ve kasefe tatlısı. Kırdo çorbası, tencereye konulan ayranın içine bir miktar bulgur ve un katılarak yüksek ateşte pişiriliyor. Soğan, yeşilbiber, dereotu ve çordik otu eklenerek pişirilen çorba, servise hazır hale getiriliyor. Erzincan'a özgü olan ve Ramazan sofralarını süsleyen kasefe tatlısı da güneşte kurutulan kayısıların su ve şeker eklenerek pişirildikten sonra üzerine ceviz ve tereyağı eklenmesiyle yapılıyor. -PİLAVLI KAZ, ARDAHAN'DA VAZGEÇİLMEZ LEZZETLERDEN- Anadolu'da her yörenin kendine özgü yemek kültürü ve damak tadı var. Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki Ardahan'da da yörenin coğrafi ve iklim özellikleri Ramazan sofralarına yansıyor. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalı olan kentte, sofralarda da genelde tarım ve hayvansal ürünler kullanılıyor. Yöre halkının geçim kaynağı olan kaz, Ramazan sofralarının da vazgeçilmezi arasında yerini alıyor. Ağır kış koşullarının yaşandığı Ardahan'da kışın bakması zor olduğu için yazın kesilen kazlar kışlık olarak kurutuluyor. Pilavlı kaz, kentte Ramazan sofraları için vazgeçilmez lezzetlerden biri. Bunun yanı sıra ayran aşı, helle aşı ve püşrük aşı gibi çorbalar, mafiş, kayıtma, hingel, kete gibi hamur ürünleri, lokum tatlısı, un helvası ve hasuta tatlıları da sofraları süslüyor. -İÇLİ MUŞ KÖFTESİ- Muş'ta Ramazan sofraları özenle hazırlanan, birbirinden lezzetli yemeklerle donatılıyor. Yöreye özgü içli Muş köftesi, hazüt dolması, kırçikli kelem dolması ve jağ yemekleri vazgeçilmez lezzetler arasında yer alıyor. Bölgede yemek yapımında özellikle et kullanımına ağırlık veriliyor. Dağda doğal olarak yetişen ot çeşitleri de sofralarda kullanıyor. Ramazan sofralarını süsleyen içli Muş köftesi, kırmızı etin içerisine ince bulgur ve yumurta katılarak, iyice yoğruluyor. Yuvarlanan köftelerin içi oyularak içerisine soğan, nursuyu ve pirinçten hazırlanan garnitür dolduruluyor. Suda haşlanan köftelerin üzerine tereyağı dökülerek servise hazır hale getiriliyor. İçli Muş köftesi, her evde sıkça yapılan yemekler arasında yer alıyor. Muş'un diğer bir önemli yemeği ise hazüt dolmasıdır. Hazüt dolması, yağlı etten çekilen kıymanın pirinçle karıştırılarak pişirilmesiyle yapılıyor. Bölgenin yöresel yemeklerinde biri de dağda doğal olarak yetişen jağda otundan yapılan yemeklerdir. Bahar ayında yetişen jağda bitkisi toplanarak Ramazan sofralarına hazırlık için turşusu kuruluyor. -BİNGÖL'ÜN GÖZDELERİ BULGUR, AYRAN, SÜT, ET VE ÇÖKELEK...- Bingöl yöresine ait yemeklerin çoğu bulgur, ayran, süt, et, çökelek ve bitkilerden yapılıyor. Çorba, bulgur pilavı ve hamura dayalı olarak yapılan gömme, tutmaç, keşkek gibi yemekler, kentte Ramazan sofralarının vazgeçilmezleri arasına yer alıyor. Yöre mutfağında dikkati çeken bir başka özellik de pişirilen ekmekler... Fabrika ekmeğinin yanında halk, mümkün oldukça yörede tandır veya sacda pişirilen ekmeği tercih ediyor. -KARS'TA SOFRALARI ET YEMEKLERİ SÜSLEYECEK- Kars'ta sulu köfte, erişte pilavı, ekşili et, piti ve elma dolması Ramazan sofralarında en fazla tercih edilen yemekler arasında yer alıyor. Ramazanda sıkça yapılan piti yemeği, kuzu etine nohut ve sarı kök katılarak haşlanır, daha sonra fırında pişirilip servis edilir. Ekşili et yemeği yapılırken ise küçük küçük kesilen et parçaları kendi suyunda pişirilip, halka şeklinde doğranan soğan ve domatesler ete eklenir. Maydanoz ve baharatların da eklediği ekşili etin içerisine limon eklenerek, servise hazır hale getirilir. Kars'taki Ramazan sofralarında elma dolması ise en çok tercih edilen tatlılar arasında yer alıyor. -IĞDIR'DA PİTİ KEBABI- Iğdır'da da Ramazan sofralarının en meşhuru piti kebabıdır. Yöredeki diğer ismi ''Bozbaş'' olan bu etli yemeğin, İran mutfağından Türkiye'ye geçtiği sanılıyor. Piti yemeği kırmızı et, kuru soğan, patates, domates ve kırılmış nohuttan yapılıyor. İçerisine katılan sarı kök, yemeğe ayrı bir lezzet katıyor. Ramazan sofralarında taş köfte de sıkça yapılan yemekler arasına yer alıyor. Et, düz bir taş üstünde tahta tokmakla ezilerek kıyma haline getiriliyor. Daha sonra taş üstünde olan etin içine soğan, nane, tuz, kırmızı biber ve karabiber eklenerek biraz daha tokmakla eziliyor. Hazırlanan kıyma, köfte şeklinde yuvarlanarak, patates de eklenerek pişiriliyor. -GAZİANTEP'İN TATLILARI SOFRALARDAKİ YERİNİ BEKLİYOR- Mutfağıyla ünlü Gaziantep'te Ramazan sofralarının çeşitliliği de görülmeye değer. Gaziantep'te oruç genellikle hurma ve zeytin ile açılıyor. Orucun açılması sonrasında uzun süre aç kalınması nedeniyle hafif olan kahvaltılıklar tercih ediliyor. Çorba da iftarda kullanılan başlangıçların başında geliyor. Mercimek çorbası, alaca çorba, yoğurtlu dövme çorbası, tarhana çorbası ve maş çorbası, tercihlerden sadece birkaçı. Gaziantep'te Ramazan sofralarındaki ana yemekler genellikle et ağırlıklı. Kentin ünlü sebze ve yoğurtlu yemekleri de Ramazan sofralarını süslemeye hazırlanıyor. Ekşili taraklık, et kızartma, ciğer kavurma, terbiyeli köfte, yuvarlama, kabaklama, doğrama, şiveydiz, keme kebabı, patlıcan kebabı, altı ezmeli, islim kebabı, patlıcan kebabı gibi ana yemekler kentte Ramazan sofralarının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Köfte kültürüne de sahip olan Gaziantep'te içli köfte, sini köftesi, omaç ve ekşili ufak köfte de tadımlık olarak Ramazan sofralarında bulunuyor. Yemeklerden sonra ise ünlü Gaziantep tatlıları, sofraların vazgeçilmezleri. Baklava, sütlaç, zerde ve helva genellikle her sofrada yerini alıyor. Ramazan sofralarında meyan şerbeti de geleneksel olarak tercih edilen içeceklerden. Gaziantep'te ayrıca, geleneksel olarak Ramazan kahkesi yapılarak, komşulara dağıtılır. -EKŞİLİ ÇORBA VE MARAŞ ÇÖREĞİ- Kahramanmaraş'ın yöresel ekşili çorbası ve Maraş çöreği, kentteki Ramazan sofralarının olmazsa olmazları arasında geliyor. Bunların yanı sıra, kentteki Ramazan sofralarını tarhana çorbası, yoğurtlu ve şehriyeli çorbalar, içli köfte, sömelek köfte, bezdirme, yoğurtlu köfte, sulu yağlı köfte, dövme pilavı, fıstıklı içli köfte, sarma ve mumbar dolması gibi yemekler zenginleştiriyor. Tatlı olarak ise ev kıvrımı, kadayıf çeşitleri, harmanda baklavası, tulumba tatlısı, lokma tatlısı, çullama, irmik tatlısı, peynir tatlısı ve revani tercih ediliyor. -ADIYAMAN SOFRALARI ZEYTİNYAĞLI YEMEKLER BEKLİYOR- Adıyaman'da oruç birçok kentte olduğu gibi hurma ve zeytinle açılıyor. Çorba olarak ise Adıyaman'da mercimek, yuvarlama ve meyir çorbası tercih ediliyor. Ramazan sofralarında kentte genellikle zeytinyağlı yemekler göze çarpıyor. Zeytinyağlı sarma, dolma, fasulye ve etli kaburga dolması, ana yemeklerden bazıları. Mevsimine göre sofralarda semiz otuyla yapılan cacık da bulunuyor. Yemeklerin ardından ise revani, şekerpare, evde hazırlanmış baklava ve burma tatlısı Ramazan sofralarını zenginleştiriyor. -KİLİS'TE EN ÇOK ET YEMEKLERİ TERCİH EDİLİYOR- Kilis'te ise Ramazan sofralarında çorba olarak genellikle ezogelin ve yayla tercih ediliyor. Etli yemekler ise kentin olmazsa olmazları arasında. Ramazan sofralarının vazgeçilmezleri imam bayıldı, ali nazik, patlıcan kebebı, ekşili ve yoğurtlu köfte, Kilis tavası, teşrube, ekşili yahni, kümbülmüşvüye, sucuk hamra, öcce, oruk, içli köfte lebeniye ve yaprak sarması kentteki sofralarda yerini alıyor. Ana yemeğin ardından ise tatlı olarak Kilis'te geleneksel Ramazan gerevici, katmer, ve peynirli künefeyle ağızlar tatlanıyor. -ŞANLIURFA'DA KEBAPLAR POPÜLERLİĞİNİ KORUYOR- Şanlıurfa'da 11 ayın sultanı Ramazan'da marifetli ellerle hazırlanan yöresel yemekler, iftar sofralarına renk katmaya hazırlanıyor. Pişirilen buğdayın yoğurtla karıştırılmasıyla yapılan ve soğuk servis edilen lebeniye (ayran çorbası) ile meyan kökünden yapılan meyan şerbeti, son yıllarda yaz aylarına denk gelen Ramazan ayında, kavurucu sıcaklarda insanın içini serinletiyor. Lebeni ve meyan kökü, bu nedenle iftar saatlerinde ilk tüketilen yemekler arasında yer alıyor. Daha çok ete dayalı bir yemek kültürüne sahip olan kentte içli köfte, ciğer ve kebap çeşitleri ile lahmacunun yanı sıra çiğköfte de sofraların vazgeçilmezleri arasında bulunuyor. Bir çok yemeğin yanında ikram edilen domates, salatalık gibi sebze ve yeşilliklerin ezilmesiyle hazırlanan Bostana salatası da ramazan sofralarının vazgeçilmezlerinden biri olarak ön plana çıkıyor. İftar sofralarında fıstıklı ve cevizli künefe, şıllık tatlısı veya pekmezin susam ve çeşitli baharatlarla kaynatıldıktan sonra kurutulmasıyla hazırlanan küncülü akıt da kentin leziz tatları arasında. Kentte Ramazan ayının son günlerine doğru ise hemen hemen her evde hazırlanan külünçe (Bir çeşit peksimet) de bayram pastası olarak misafirlere ikram edilmeyi bekliyor. Yurdun bir çok yöresinde olduğu gibi Karadeniz Bölgesinde de Ramazan sofralarının vazgeçilmezleri arasında yerini alan ve fırınların önlerinde uzun kuyruklar oluşmasına neden olan pidenin yanı sıra, karalahana sarması, mıhlama, siron, erişte ve kuru yufkadan hazırlanan çeşitli yiyecekler sofralardaki yerlerini bekliyor. Ramazan denilince ülkenin bir çok yerinde olduğu gibi Trabzon'da da akla ilk Ramazan pidesi geliyor. Sıcak almak için iftar saatine yakın fırınların önünde kuyruğa girip beklemeye değecek kadar lezzetli olan pide, Trabzon'da hemen hemen her ailenin iftar sofralarının baş köşesinde yer buluyor. Un, tuz ve su karışımıyla elde edilen hamurdan hazırlanan pideler, tüketicilerin isteğine bağlı olarak sade ya da susamlı olarak taş fırınlarda pişirilerek satışa sunuluyor. Ramazan ayına kısa süre kala kadınlar tarafından genellikle imece usulüyle hazırlanan kuru yufkalar da kentte tatlısından böreğine kadar bir çok çeşit yemeğin hazırlanmasında kullanılıyor. Fırında sütlaç ve güllaç ise Ramazan ayının vazgeçilmez tatlıları arasında yer alıyor. Misafirlerine iftar yemeğinde yöreye özgü tatlılar sunmak isteyenler, hamur işi tatlılara oranla daha hafif olacağından hareketle fırında sütlaç ve güllacı tercih ediyor. Güllaç yaprakları, şekerle kaynatılan süte katılan gül suyundan oluşan karışımla ıslatılarak tepsiye diziliyor. Tepsinin yarısına kadar yapılan bu işlemin ardından güllaçların üzerine çekilmiş fındık ya da ceviz serpiliyor. Üzeri de aynı işlem yapılarak tamamlanıyor. Güllaç son olarak çekilmiş fındık, ceviz, fıstık ya da nar taneleri ise süslenerek ikram ediliyor. Fırında sütlaç ise bir miktar pirincin süt ve şeker ile kaynatılmasıyla hazırlanıyor. Kaynatılan karışım daha sonra kase şeklindeki fırın kaplarına konularak fırına sürülüyor. Fırında üstü bir miktar kızaran sütlaç, soğuduktan sonra üzerine çekilmiş fındık dökülerek tüketiliyor. -MIHLAMA VE KARA LAHANA SARMASI- Rize'de Ramazan ayında sofralar mıhlama, kara lahana sarması, turşu ve tava yemekleri ile şenleniyor. Evvel Zaman Yöresel Yemek Evi'nin işletmecisi Ahmet Oflu, AA muhabirine, Rize'nin mutfak kültüründe lahana ve mısır yemeklerinin her zaman baş tacı olduğunu söyledi. Müşterilerine 10 yıldan bu yana yöresel yemekler sunduklarını ifade eden Oflu, ''Ramazan'da da yöresel yemeklere oldukça rağbet oluyor. Özellikle başka illerden gelenler daha fazla ilgi gösteriyor. İlimizde mıhlama, kara lahana sarması, turşu tava, mısır ekmeği, hamsili pilav, hamsikoli dediğimiz hamsili ekmek sofralarımızda yerini alıyor'' dedi. Oflu, kara lahana sarması ve mıhlamanın yapılışıyla ilgili olarak da şu bilgileri verdi: ''Kıyma, pirinç, maydanoz, soğan gibi malzemelerle hazırlanan içi, suda haşlanmış kara lahanaya sararız. Sonra da pişirip servis ederiz. Mıhlamayı ise bol tereyağında mısır ununu kavurarak yaparız, sonra su ekleriz. Ancak suyun miktarı çok önemlidir. En son da yöreye has bir peynir türü ekleriz. Mıhlamanın en önemli özelliği ise piştikten sonra peynirinin uzamasıdır.'' -GÜMÜŞHANE, ARTVİN VE BAYBURT SOFRALARINDA ERİŞTE VE SİRON- Gümüşhane, Artvin ve Bayburt'ta Ramazan ayında sofralarda sıkça rastlanan yiyecekler arasında erişte ve siron bulunuyor. Hamurdan kesilerek hazırlanan makarnadan, çökelek ve kurutulmuş nane katılarak yapılan çorbalar, iftar sofrasından eksik edilmiyor. Yine hamurun orta kalınlıkta uzun şeritler halinde kesildikten sonra yuvarlanması ve kurutulmasıyla hazırlanan siron yemeği ile erişte Ramazan ayının vazgeçilmez lezzetleri arasında sayılıyor. -OSMANLI SOFRASININ GELENEKSEL YEMEĞİ İSKİLİP DOLMASI- Bereketin ve paylaşmanın ayı olarak bilinen Ramazan'ın gelmesiyle birlikte geleneksel yemek lezzetini yaşatan Çorum sofralarında da Ramazan hazırlıkları başladı. Çorum'a özgü içi boş mantıdan keşkeke, geceleri sahur için yapılan tava mayalısından Ramazan'a özel açılan yufka ekmeklerine ve has baklavalara kadar birçok yemek ve tatlı, Çorum sofralarını süslemeyi bekliyor. Ev hanımlarının birkaç gün öncesinden ön hazırlığını yaptığı Çorum mantısı, hamurunun imece usulüyle incecik açılıp içi boş olarak bükülmesiyle yapılıyor. Kızartılmış haliyle muhafaza edilebilen mantı, kalabalık iftar sofralarında yoğurt ve kıymayla servis ediliyor. Kente özgü olan Ramazan sofralarının vazgeçilmesi çatalaşı çorbası ise Ramazan ayının son yıllarda yaz mevsimine denk gelmesiyle yerini daha hafif olan tarhana ve mercimek çorbasına bırakıyor. Yeşil mercimek ve çekilmiş yarma ile pişirilen ve lezzetini tereyağlı sosundan alan çatalaşı çorbası, sıcak havalara rağmen Ramazan geleneklerini aile büyükleriyle yaşatanların menüsünde yer alıyor. Çorum'da sahur vakitlerinde yapılan, sıcak haliyle ev halkına sunulan ve tok tutma özelliği olan tava mayalısı için de ev hanımları ya erkenden kalkıyor ya da uyumadan sahuru karşılıyor. Çorum'un İskilip ilçesine özgü meşhur İskilip dolması ise, özel günlerde olduğu gibi Ramazan'da da bütün zorluğuna ve zahmetine karşın usta eller tarafından yapılıp, paylaşılıyor. Özel pirinci ve kendine özgü pişirme koşullarıyla sofraların ağır yemeklerinin başında gelen, Osmanlı sofrasının geleneksel yemeği olma özelliği taşıyan İskilip dolması, zor pişirme koşullarından dolayı daha çok işi bilen ustalarca yapılıyor. -SAFRANBOLU BÜKMESİ- Karabük'te de Ramazan sofraları için yaprak dolması, gözleme, Safranbolu bükmesi, kara mancar, ev makarnası ve baklavası, bazlama, su böreği, kuyu kebabı, fasulye, bamya, perohi ve haluşka hazırlıklarına başlandı. Safranbolu bükmesi, özellikle hamur işleri yönünden zengin kültüre sahip ailelerin Ramazan keyfinin önemli parçası. Kavrulmuş kıyma, ince doğranmış soğan, ıspanak veya pazı, karabiberden oluşan iç, fırınlarda pide hamuru içine konularak pişiriliyor, daha sonra üzerine tereyağı sürülerek kiren şerbeti ile birlikte ikram ediliyor. -CİĞER SARMA- Etli yemeklerin mutfak kültüründe ağırlığını hissettirdiği Edirne'de de Ramazan için özel yemekler hazırlanıyor. Hayli zahmetli olsa da Ramazan ayında her ailenin sofrasına bir kez de olsa ciğer sarma mutlaka geliyor. Edirne'nin maharetli hanımlarının ellerinden çıkan ciğer sarmanın tarifi şöyle: ''Kuzu gömleğini bir tepsiye alıp üzerine sıcak su ilave edip çözülmesi beklenir. Derince bir tavaya sıvı yağ alınıp, dolmalık fıstıklarla ince kıyılmış soğanlar pembeleşinceye kadar çevrilir. Küçük kuşbaşı şeklinde doğranmış ciğerler eklenip pişirilmeye devam edilir. Ardından, yıkanan pirinçler ilave edilir. Pilav hazırlar gibi iç pilav hazırlanır ve demlenir. Çözülmüş kuzu gömlekleri bohça şeklinde kesilerek, iç bu gömleğin içine yerleştirilir. Yumurta sarısı sürülerek fırına verilir. Kızarınca soğuk yada sıcak servis edilir.'' Ciğer sarmanın dışında, etli Rumeli lokması, kıymalı saray pidesi, ağa pilavı, Selanik köftesi, Rumeli paçası da kentteki Ramazan sofralarında yerini alan diğer yerel lezzetlerden. -KIRKLARELİ'DE ET VE DENİZ ÜRÜNLERİ TERCİH EDİLİYOR- Kırklareli'de ise Ramazan sofralarını et ve deniz ürünlerinden yapılan birbirinden lezzetli yemekler süslemeye hazırlanıyor. Hazırlanışı diğer yemeklere göre zor olsa da kentteki Ramazan sofralarının vazgeçilmezi bıldırcın kebabıdır. İftar sofralarında et ve deniz ürünlerinden yapılan yemekler, börek, mantı ve tatlı gibi ''ağır yiyecekler'' tercih edilirken, Kırklarelili'ler sahurda genellikle ''hafif yiyecekler'' yeniliyor. Kentteki meşhur yiyeceklerden olan Kırklareli Köftesi'ni yemek isteyenler ise oruçlarını genellikle ev yerine lokantalarda açmayı tercih ediyor. Salataları ve deniz ürünleriyle meşhur Akdeniz mutfağının hakim olduğu Antalya ve Burdur'da Ramazan sofraları sac börekleri, ebegümeci kavurması, kabak çintmesi, patlıcan cive, tahinli piyaz, dereotlu balık ve Akdeniz balıklarıyla şenlenecek. Onbir ayın sultanı Ramazan yaklaşırken, Akdeniz Bölgesi'nde de iftar ve sahur sofralarını süsleyecek yemeklerin hazırlıkları sürüyor. Ramazan ayında Türkiye'nin bir çok bölgesinde farklı lezzetler sofralara sürülürken, Antalya'da Yörük kültürüyle Akdeniz yemek kültürü birlikte sunuluyor. Turunçgiller, muz, susam, yer fıstığı, soya, domates, salatalık, biber, taze fasulye, kabak ve patlıcan, bölgede en çok yetiştirilen ürünler arasında yer alırken, Antalya'da sebze ve meyve ağırlıklı mutfak kültürü bulunuyor. Tatlı çeşitlerinden tahinli balkabağı tatlısı, üzerine ekilen cevizle leziz bir tat oluşturuyor. Antalya mutfağında Arap mutfağının etkileri de görülüyor. Antalya'ya özgü lezzetler arasında bulunan hamur tatlısı Arap kadayıfı, tarçınla harmanlanan, bol cevizi ve şerbetiyle Türkiye'de bilinen yassı kadayıftan başka bir lezzet sunuyor. Hamuru ay şeklinde parmak uçlarıyla basılarak kapatılan ve usulünce kızartıldıktan sonra ılık şerbete atılan Arap kadayıfı, meşhur şiş köfte ve piyazın ardından Antalya sofrasının lezzetini tamamlıyor. Tahinli çörek ve serpme börek ise kentteki Ramazan sofralarının vazgeçilmezleri arasında. Kuzu etinden yapılan şiş köfte ile bol tahinli, sirkeli, üzeri yumurta, domates ve soğan dilimleri ile donatılmış, en üstüne de maydanoz serpilmiş Antalya piyazı da önde gelen lezzetler arasında yerini alıyor. Antalyalıların yarım asırdan fazladır tok tuttuğu için özellikle Ramazan aylarında tercih ettiği üzeri susam ve yarım badem içleri ile süslenmiş tahinli ve hafif şekerli kurabiyesi Bağaça da sofralardaki yerini bekliyor. Üzüm hoşafı da yine sıcak yaz günlerine denk gelen Ramazan ayında Antalyalı'ların tercihleri arasında. -BURDUR'UN HOŞ KOKULU ET YEMEKLERİ- Türkiye'nin yemek kültürü açısından en zengin yörelerinden birisi olan Burdur'da sofralar Ramazan ayında da çok zengin. Burdurlu'lar, dağlardan toplanan kekik, nane gibi hoş kokulu bitkilerle hazırlanan et yemeklerini seviyor. Yörük kültürünün etkili olduğu kentte, daha çok keçi eti tercih ediliyor. İftar yemeklerinde vatandaşlar oruçlarını tarhana çorbası ile açarken, besleyici ve tok tutucu özelliğiyle ev yapımı erişte de vatandaşların tercih ettikleri yemekler arasında yer alıyor. Burdur'un yöresel yemekleri testi kebabı ve Burdur şiş iftar sofralarını süslerken, kabak helvası, ceviz ezmesi ve ceviz helvası da ağızları tatlandırıyor. Burdur ve çevresinde hamur işleri mutfak kültüründe önemli bir yere sahip. Peynirli, patatesli, kıymalı ve karışık gözleme çeşitleri sevilerek tüketilirken, tahinli, haşhaşlı katmer, pişi ve pideler de daha çok kandillerde yapılıyor. -MERSİN'DE KEREBİÇ TATLISI- Adana'da, kırsal kesimde yaşayanlar hamuru en ince şekilde açıp, sac üzerinde pişirdikleri ve sofralara su ile ıslatılarak getirdikleri yufka ekmeklerini hazırlıyor. Kent merkezinde yaşayanlar ise doğal ürünlerin satıldığı marketlere yönelerek, köy ürünü gıdaları tercih ediyor. Yörenin ünlü yemeklerinden içli köfte de Ramazan'da unutulmuyor. Kıyma ve bulgurla hazırlanan içli köfteler, Ramazan'da tüketilmek üzere donduruculara konuyor. Mersin'in maharetli hanımları da Ramazan sofraları için kerebiç tatlısı hazırlığında. Kente gelen tüm tatilcilere tatması önerilen lezzetlerden olan kerebiç, beyaz köpüğünün arasında, tercihe göre Antep fıstığı ve cevizle tatlanan bir tatlı. İrmik, ceviz veya Antep fıstığı ile şekerden yapılan kerebiç tatlısına, çöven otundan elde edilen süt görünümlü köpük ayrı bir tat veriyor. -HOŞGÖRÜ KENTİ, YEMEK ZENGİNİ HATAY- Farklı dine inananların bir arada barış içerisinde yaşadığı ''Hoşgörü kenti'' olarak da adlandırılan Hatay, zengin yemek çeşitliliğiyle adından söz ettiriyor. Arap ve Fransız mutfağının özelliklerini bünyesinde barındıran Hatay'da, geleneksel Ramazan yemeklerinin ilk sırasında, dövülmüş etin içerisine tuz ve karabiber katılarak yoğrulan ve fındık büyüklüğündeki köftelerin kızartılmasının ardından salça ve pirincin bulunduğu suya koyularak kaynatılan Aya köfteli çorba yer alıyor. Çorbanın yanı sıra sofrada humus, cevizli biber, zahter salatası ile kıyma, soğan ve çeşitli baharatların karışımıyla elde edilen Kaytaz böreği, kıyma, bulgur ve maydanozun karışımıyla elde edilen oruk ve biberli ekmek de Ramazan sofralarının vazgeçilmezleri arasında bulunuyor. Etin vazgeçilmez olduğu Hatay'da sini kebap da Ramazan'da yapılabilecek yemekler arasında. Yemeğin ardından Ramazan'da misafirlere kentin tescilli bir tatlısı olan Antakya künefesi ikram ediliyor. Kadayıfla tuzsuz peynirin tepsiye basılıp iki tarafının pişirilmesinin ardından şerbetinin dökülmesiyle elde edilen künefe, aynı zamanda kentin sembol tatlısı olarak biliniyor. -RAMAZAN'IN SEMBOLLERİNDEN KÖMBE- Osmaniye'de de Ramazan'ın sembolü kömbe pastaları hazırlanıyor. Un, şeker, maya, süt, kömbe otu, tarçın, karanfil ve susamla yapılan bir pasta olan kömbe, komşulara da dağıtılıyor. Kentte Ramazan ayında sofraları süsleyen bir başka yiyecek ise Toga çorbası... Yoğurt, su, un, dövme, nohut ve nane ile yapılan çorba, mideyi rahatlatması nedeniyle neredeyse herkes tarafından tercih ediliyor. -İZMİR'DE ''HAFİF YEMEKLER'' TERCİH EDİLİYOR- İzmir'de genellikle olduğu gibi Ramazan ayında da Ege mutfağına has ''hafif yemekler'' tercih ediliyor. Özellikle zeytinyağı ve çeşitli otların ana maddesini oluşturduğu tipik Ege mutfağına sahip İzmir'de Ramazan ayında sofraların baş tacı yöresel yemekler... Ana maddesini kıyma, soğan, tavuk suyu ve unun oluşturduğu bulamaç çorbası veya tavuk suyu, süt ve tereden yapılan tere çorbası, ideal bir iftar başlangıcı sayılıyor. İzmir köfte, sakız yahnisi ve krepe benzeyen kuzu eti ile yufkadan yapılan kirde de İzmir'deki iftar sofralarını süslüyor. Bölgeye özgü zeytinyağlılardan börülce ve enginar dolması gibi yemekler de Ramazan sofralarında yerini alıyor. Tatlı çeşitliliği açısından zengin seçenekleri olan kentte sütlü kadayıf, İzmir lokması ve incir tatlısı İzmirlilerin ağzını tatlandırıyor. İzmir'de eskiden ferahlamak için sokaklarda bile satılan, ancak günümüzde artık yok olmaya yüz tutan şerbetler de Ramazan sofralarının vazgeçilmezlerinden. İzmir'de iftar yemeği, sadesinin yanı sıra dibekte dövülen damla sakızlı, kakuleli, vanilyalı, çikolatalı veya Hindistan cevizli Türk kahvesiyle tamamlanıyor. -ORUÇLARI EKSİKSİZ TUTMAK İÇİN TUTMAÇ ÇORBASI- Kütahya'da da iftar yemekleri bakımından zengin bir kültürün olduğu söylenebilir. Ramazanın ilk günü oruçları eksiksiz tutmak nasip olsun diye kentte tutmaç çorbası içilir. İlk cuma günü ise yeşil mercimek çorbası içmenin sevap olduğuna inanılır. Diğer günler yoğurtlu çorba, tarhana, kızılcık, şehriye çorbaları yapılır. Kente özgü et ve hamur yemekleri de Ramazan sofralarının vazgeçilmezleri arasındadır.
RAMAZAN İMSAKİYESİ
Ramazan başlangıcından itibaren imsak ve iftar vakitlerini buradan takip edebilirsiniz.

3:45

20:26

HADİS-İ ŞERİF
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:


“Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum; vasiyyetimi tutunuz. Zira kadın kısmı kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri yeri üst tarafıdır. Eğri kemiği doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kendi hâline bırakırsan, yine eğri kalır. Öyleyse kadınlar hakkındaki tavsiyemi tutunuz. ”

Buhârî, Enbiyâ 1, Nikâh 80; Müslim, Radâ’ 60. Ayrıca bk. Tirmizî, Radâ` 11, Tefsîru sûre (9) 2; İbni Mâce, Nikâh 3